Esas No: 2020/2651
Karar No: 2020/5532
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2651 Esas 2020/5532 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 20.06.2017 tarih ve 2015/21 E. - 2017/231 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 20.12.2018 tarih ve 2018/514 E. - 2018/383 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı şahıs arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde müşterek müteselsil kefil olarak yer alan davacının kefaletinin geçerli olmadığını, sözleşmede eş muvakatnamesi başlıklı belgedeki yazı ve imzaların davacının eşine ait olmadığını ileri sürerek, bahsekonu kredi sözleşmesine istinaden davacı hakkında başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, mevzuatta yapılan değişiklik sonrası davacının kefaletinde eşinin rızasının alınması zorunlu olmadığı halde eş muavafakatinin de alındığını belirterek davanın ve tazminat talebinin reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacının eşinin, davaya konu kredi sözleşmesinde eş muvafakatnamesindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiası ile Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı"na yaptığı şikayet sonucu alınan raporda, davacı ..."in kredi sözleşmesindeki kefalete ve eş muvafakatnamesine ilişkin yerleri kendi el yazısı ile doldurduğu, eşi ..."in imzasının olması gereken yerdeki imzanın ...’e, davacı ...’e, asıl borçluya ve davalı banka çalışanına ait olmadığının tespit edildiği, her ne kadar kredi sözleşmesindeki eş muvafakatnamesinin kim tarafından imzalandığı tespit edilememiş ise de müteselsil kefalet sözleşmesine imza atan davacının, davalı bankaya güven verip davalı bankanın asıl borçluya kredi kullandırmasından sonra kefalet sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürmesinin ve kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihten dava tarihine kadar sessiz kalmasının TMK"nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinafa başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, 6098 sayılı TBK’nın 584. maddesi uyarınca, eşlerden birinin mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceği, bu rızanın ise sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasının geçerlilik şartı olduğu, eşin rızasının aranmasının temelinde yatan amacın eşin ve ailenin korunması olduğu, teknik tespitlere dayalı rapor içeriğine göre kefalet sözleşmesinde imzanın eşe ait olmadığının belirlendiği, dosyada yer alan ağır ceza mahkemesinin gerekçeli kararında, krediyi düzenleyen banka çalışanı ifadesine göre, eşin sonradan gelerek imza attığının beyan edilmesi karşısında, yasanın amir hükmüne göre en geç sözleşmenin kuruluş anında eşin muvafakatinin bulunmadığının anlaşıldığı ilk derece mahkemesince davanın reddedilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın kabulüne, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 7.287,60 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 30.11.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.