Esas No: 2021/897
Karar No: 2021/2409
Karar Tarihi: 01.06.2021
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2021/897 Esas 2021/2409 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, davacıların murisinin müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı kredi sözleşmesine dayanılarak başlatılan ilamsız icra takibinin kesinleşmesiyle murise ait taşınmazların ihale ile satışı neticesinde icra veznesine yatan paranın iadesine ilişkin istirdat menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf, davalarında Çumra İcra Müdürlüğü"nün 2007/879 Esas sayılı dosyasına mesnet 14/03/2005 tarih ve 348 no"lu Kredi Genel Sözleşmesinde davalı kooperatif ortağı müşterek murisleri ... kefil olup, kredi borcu vadesinde ifa edilmediğinden borçlu ve kefiller aleyhinde icra takibi başlatıldığını, sözleşmesinin matbu sözleşme olduğu, limite ilişkin bilgilerin daha sonraki bir tarihte doldurulduğundan kefalet taahüdünün kesin hükümsüz bulunduğunun ve borçlu bulunmadığının tespiti ile cebri icra tehdidi altında haksız olarak tahsil edilen 28.323,80 TL’nin davalıya ödeme tarihinden (20.01.2014) itibaren işleyecek faizi ile taraflarına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif savunmasında, davaya konu kredi genel sözleşmesini davacıların murisinin müteselsil kefil ve müşterek borçlu sıfatı ile imzaladığını, kredi sözleşmesinin usulüne uygun düzenlendiğini, sözleşmede kredi limiti ve kefalet limiti açıkça yazılı olduğunu ve kredi limitinin 30.000,00 TL olarak belirlendiğini ileri sürerek davanın reddi ile haksız ve kötüniyetli açılan bu davada, davacıların %20"den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece dava 1 yıllık hakdüşürücü sürede açılmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacılar vekilinin süresinde temyizi üzerine Yargıtay19. Hukuk Dairesi’nin 13.02.2017 tarih ve 2016/6226 E., 2017/1063 K. ve 14.02.2019 tarih ve 2018/1808 E., 2019/874 K. sayılı Geri çevirme kararlarına esas eksiklikler giderilmiş olup, ilgili dairenin 27.05.2019 tarih ve 2019/1789 E., 2019/3527 K. sayılı kararı ile dosya temyiz incelemesinde bulunmak üzere Dairemize gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2007 tarih ve 2007/3-188 E., 2007/172 K. sayılı ilamında “İstirdat davasının borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Dolayısıyla, borçlunun bu parayı doğrudan doğruya alacaklıya veya icra dairesine ödediği veya borçlunun haczedilen mallarının satılıp, bedelinin icra dairesine ödendiği tarihte, 1 yıllık istirdat davası açma süresi başlar” şeklinde belirtilmiştir. Ayrıca, İcra İflas Kanunu’nun 72/7. maddesi gereğince istirdat davasının borcun ödendiği tarihten itibaren 1 sene içinde açılması gerekir.
Somut olayda, davacıların murisi ... aleyhine davalı kooperatif tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı 348 nolu Kredi Genel Sözleşmesine dayanılarak asıl borçlu ve diğer kefille birlikte Çumra İcra Müdürlüğü"nün 2007/879 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış, takibin kesinleşmesi üzerine davacıların murisine ait bir kısım taşınmazlar haczedilerek ihale yoluyla satılmış olup, icra dosyasına 23.12.2013 tarihinde ödeme yapıldığı dikkate alındığında dava tarihi itibariyle 1 yıllık hak düşürücü süre geçmemiş olmasına rağmen davanın esasının incelenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile hakdüşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın usulden reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 01.06.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.