Esas No: 2016/2053
Karar No: 2016/4442
Karar Tarihi: 20.06.2016
Muhafaza görevini kötüye kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/2053 Esas 2016/4442 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Muhafaza görevini kötüye kullanma
Hüküm : 1-Sanık ... için: 5237 sayılı TCK"nın 289/1- 1.cümle, 50,52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2-Sanık ... için: 5237 sayılı TCK"nın 289/1- 1.cümle, 52/2, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "09.07.2010" yerine "21.01.2011" olarak yazılması,
2-Sanık ..."ın, diğer sanık ..."yi muhafaza görevini kötüye kullanma suçuna azmettirdiğine dair delillerin nelerden ibaret olduğu açıkça karar yerinde gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Suça konu mahcuz malların babaları olan ..."ın yazlığında aynen durmakta olduğunu beyan eden sanıkların savunmalarının doğruluğunun araştırılıp, ..."ın tanık olarak dinlenerek, sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
4-Kabul ve uygulamaya göre,
a-Her iki sanığın da, haczedilerek sanık ..."ye yediemin olarak teslim edilen malların sahibi olması sebebiyle 5237 sayılı Kanunun 289/1-2. cümlesine göre tayin olunan cezalardan indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b-Sanık ... hakkında hapisten çevrilen adli para cezası ve doğrudan verilen adli para cezası için TCK.nın 52/son maddesi gereğince taksitlendirme hususunun her bir cezası için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
c-5941 sayılı Çek Kanununun 03.02.2012 tarih ve 6273 sayılı Kanunla değişik 5. maddesiyle 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesindeki cezanın idari yaptırıma dönüşmesi karşısında sanığın adli sicil kaydındaki her iki ilamı ile ilgili olarak 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulama olanağının ortadan kalkmış bulunduğunun gözetilmemesi,
d-Adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı kanunla değişik 5275 sayılı yasanın 106/3 maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alındığında hüküm fıkrasında TCK 52/4. maddesi gereğince ihtarat yapılması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.