Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/2429 Esas 2016/4139 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2429
Karar No: 2016/4139
Karar Tarihi: 20.06.2016

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/2429 Esas 2016/4139 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2016/2429 E.  ,  2016/4139 K.

    "İçtihat Metni"



    TALEP:
    Yalan tanıklık suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08.07.2014 tarihli ve 2014/94280 soruşturma, 2014/59070 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii ... 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 19.03.2015 tarihli ve 2014/4429 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada kanuna uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda ... 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/715 esas numarasına kayıtlı dava dosyasının karara çıkmadığı, verilecek kararın kesinleşmesinden sonra şüpheli hakkında soruşturma yapılabileceği, delil olarak sunulan görüntülerde ses kaydının olmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; mahkeme huzurunda yalan tanıklık suçunun oluşabilmesi için yargılamanın yapıldığı davanın kesinleşmiş olmasının suçun unsuru olmadığı, şikayet konusu olan yalan tanıklığın olay esnasında söylenen sözlere ilişkin bulunmadığı da gözetildiğinde, şüphelinin ... 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/715 esas sayılı dosyasında verdiği 10.04.2014 tarihli ifadesi ile anılan dosyaya sunulan 07.04.2014 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde mevcut delillerin şüpheli hakkında kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu söz konusu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 25.01.2016 gün ve 94660652-105-06-6109-2015-E. 2090/7294 sayılı yazılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.03.2016 tarih ve 2016/38915 sayılı tebliğnamesi ile bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü:

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    I)Olay:
    Şikayetçi/sanıkları...,... ile sanıkları..., ...,..., ...,... hakkında tehdit ve hakaret suçundan ... 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/715 esas sayılı dava dosyasında, soruşturma ve kovuşturma aşamasında tanıklık yapan... İ... hakkında, 03.08.2014 havale tarihli ... Cumhuriyet Başsavcılığına sunmuş olduğu dilekçesi ile, şüpheli ..."nin yalan tanıklık suçundan cezalandırılması istemiyle yapılan soruşturmada, yalan tanıklık suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, ... 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/715 esas numarasına kayıtlı dava dosyasının karara çıkmadığı, verilecek kararın kesinleşmesinden sonra şüpheli hakkında soruşturma yapılabileceği, delil olarak sunulan görüntülerde ses kaydının olmadığından bahisle ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08.07.2014 tarihli ve 2014/94280 soruşturma, 2014/59070 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraza ilişkin mercii ... 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 19.03.2015 tarihli ve 2014/4429 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar vermiştir.
    II)Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
    ... 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/715 esas numarasına kayıtlı dava dosyasının karara çıkmadığı, verilecek kararın kesinleşmesinden sonra şüpheli hakkında soruşturma yapılabileceği, delil olarak sunulan görüntülerde ses kaydının olmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; mahkeme huzurunda yalan tanıklık suçunun oluşabilmesi için yargılamanın yapıldığı davanın kesinleşmiş olmasının suçun unsuru olmadığı, şikayet konusu olan yalan tanıklığın olay esnasında söylenen sözlere ilişkin bulunmadığı da gözetildiğinde, şüphelinin ... 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/715 esas sayılı dosyasında verdiği 10.04.2014 tarihli ifadesi ile anılan dosyaya sunulan 07.04.2014 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde mevcut delillerin şüpheli hakkında kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu söz konusu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet bulunup bulunmadığı ilişkindir.
    III)Hukuksal Değerlendirme:
    Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
    Anılan Kanunun 6545 sayılı Kanunla değişik “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise;
    “(3) (Değişik: 18.06.2014-6545/71 md.) Sulh Ceza Hakimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkum eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
    (4) (Değişik: 25.05.2005 - 5353/26 md.) Sulh Ceza Hakimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.
    Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlemini veren bir hali öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
    Bir fiilin işlendiği haberinin alınması üzerine, suçu takibe yetkili makamlar tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanmasını ifade eden ilkeye "araştırma mecburiyeti ilkesi"; hazırlık soruşturmasının neticesinde fiilin takibini gerektirecek hususlarda fiilin ve failin belli olması, yeterli emareler teşkil edecek vakıaların bulunması, başka bir ifade ile, şüphelerin ciddî olduğunun tespit edilmesi ve dava şartlarının gerçekleşmiş olması durumunda, yetkili makam tarafından kamu davasının açılmasını ifade eden ilkeye ise "kamu davasını açma mecburiyeti ilkesi" denilmektedir.
    İncelenen dosya kapsamına göre, ... 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/715 esas numarasına kayıtlı dava dosyasının karara çıkmadığı, verilecek kararın kesinleşmesinden sonra şüpheli hakkında soruşturma yapılabileceği, delil olarak sunulan görüntülerde ses kaydının olmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; mahkeme huzurunda yalan tanıklık suçunun oluşabilmesi için yargılamanın yapıldığı davanın kesinleşmiş olmasının suçun unsuru olmadığı, şikayet konusu olan yalan tanıklığın olay esnasında söylenen sözlere ilişkin bulunmadığı da gözetildiğinde, şüphelinin ... 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/715 esas sayılı dosyasında verdiği 10.04.2014 tarihli ifadesi ile anılan dosyaya sunulan 07.04.2014 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde mevcut delillerin şüpheli hakkında kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu söz konusu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
    İsabet görülmediğinden anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    IV)Sonuç ve karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, ... 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 19.03.2015 tarihli ve 2014/4429 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK"nın 309/4-a maddesi kapsamında bozma nedeni davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin olduğundan müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


















    Hemen Ara