Esas No: 2021/2907
Karar No: 2021/5466
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/2907 Esas 2021/5466 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı erkek tarafından açılan Türk Medeni Kanunu"nun 166/son maddesine dayalı boşanma davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, dayanak boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı kadın tarafından tamamı yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı kadının cevap dilekçesinin yasal süre geçtikten sonra verildiği, bu durumda davalı kadının süreden sonra talep ettiği tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek, davalı kadının istinaf talebinin kısmen kabulü ile yasal süresinde talep edilmediği anlaşılan tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesi, mahkeme tarafından davalıya tebliğ edilir (HMK m. 122). 6100 sayılı HMK’nun 127. maddesinde “Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkansız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhal bildirilir” denilmektedir.
Somut olayda, dava dilekçesi davalı kadına 10.03.2018 Cumartesi günü usulünce tebliğ edilmiş, davalı kadın cevap süresinin son günü olan 26.03.2018 pazartesi günü mahkemeye hitaben sunduğu aynı tarihli dilekçesi ile cevap verme süresinin uzatılmasını talep etmiştir. Mahkeme hakimi tarafından, davalı yönünden yasal cevap verme süresi dolduktan sonra 27.03.2018 tarihli havale ile yasal koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davalı kadının ek cevap süresi talebi reddedilmiş ise de bu ara kararın 6100 sayılı HMK’nun 127. maddesinin son cümlesindeki "Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhal bildirilir" şeklindeki emredici düzenlemeye rağmen davalı kadına tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 127. maddesine aykırı şekilde davalıya bu durumun bildirilmemesi; davalının davaya cevap verme, vakıa ve delillerini bildirme hakkının, kısacası savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir. Bu durumda bölge adliye mahkemesince davalı tarafından sunulan 12.04.2018 tarihli cevap dilekçesinin süresinde verildiğinin kabul edilerek istinaf incelemesinin bu doğrultuda yapılması gerekirken, açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin hüküm tesisi, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 30.06.2021 (Çrş.)