Esas No: 2015/7372
Karar No: 2016/3766
Karar Tarihi: 08.06.2016
İftira - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/7372 Esas 2016/3766 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2015/7372 E. , 2016/3766 K.
"İçtihat Metni"
TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.10.2015 tarih ve 2015/313750 sayılı yazısı ile;
İftira suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14.01.2015 tarihli ve 2014/8698 soruşturma, 2015/237 esas, 2015/216 sayılı iddianamenin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170. maddesine uygun bulunmadığından bahisle aynı Kanunun 174. maddesi gereğince iadesine dair, İskenderun 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2015 tarihli ve 2015/32 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.04.2015 tarihli ve 2015/51 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
... 4. Asliye Ceza Mahkemesince, Suriye uyruklu şüphelinin onaylı kimlik belgesinin bulunmadığı ve soyadında çelişki bulunduğundan bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanunun 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, 170/3. maddesinde şüphelinin kimliğinin iddianamede gösterilmesi gerekli ise de, onaylı nüfus kayıt örneği gibi resmi belge bulunması zorunlu olmadığı, dosya içerisinde şüpheliye ait kimlik belgesi örneği mevcut olduğu, soyadındaki çelişkinin ise tercüme hatasından kaynaklandığının anlaşılması karşısında, iddianamenin iade sebepleri bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde itirazın reddine dair karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 08.09.2015 gün ve 94660652-105-31-8537-2015-E. 18322/58929 sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak dairemize gönderilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I)Olay:
Şüpheli ... hakkında iftira suçundan yapılan soruşturma sonucunda ... Cumhuriyet Başsavcılığının 14.01.2015 gün ve 2014/8698 ...
soruşturma, 2015/237 esas ve 2015/216 numaralı iddianamesi ile ... 4. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, bu iddianamenin mahkemenin 02.02.2015 gün ve 2015/32 iddianame değerlendirme numaralı kararı ile “her ne kadar şüpheli şahıs ... hakkında müşteki şahısa yönelik iftira eylemini gerçekleştirdiğinden bahisle cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmış ise de, Suriye uyruklu olduğu anlaşılan şüpheli şahıs ile ilgili onaylı ve tercüme edilmiş kimlik belgesinin dosya arasına intikal ettirilmediği, nitekim bu kapsamda şüpheli şahsa ait fotokopi kimlik belgesi üzerinde yapılan tercüme işlemi neticesinde, şüpheli şahsın ad ve soyadı olarak ... olarak tercümesinin yapıldığı ancak şüpheli şahsa ait soruşturma aşamasında tercüman huzurunda alınan ifadesi sırasında şüpheli şahsın kimlik bilgilerinin...olarak tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, şüpheli şahsın kimlik bilgilerine ilişkin çelişkiyi giderecek şekilde onaylı ve tercüme edilmiş kimlik belgesinin dosya arasına alınmadan açılan iddianamenin iadesine karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçeyle iadesine karar verildiği, bu karara Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itirazın da ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.04.2015 tarihli ve 2015/51 değişik iş sayılı kararı ile reddedilerek kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
II)Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
Şüphelinin kimlik bilgileri arasında çelişki bulunması ayrıca bu çelişkiyi giderecek belgelerin aslı ya da onaylı suretlerinin dosya arasında bulunmaması gerekçeleriyle iddianamenin iade edilip edilmeyeceği hususudur.
III)Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “İddianamenin iadesi” başlıklı 174. maddesinde;
Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a)170"nci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b)Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c)Önödemeye veya uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2)Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3)En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır...
(5)İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.” hükümleri yer almaktadır.
... 4. Asliye Ceza Mahkemesince CMK’nın 174. maddesi uyarınca verilen iddianamenin iadesi kararının gerekçesi, şüphelinin kimlik bilgileri arasında çelişki bulunması ve bu çelişkiyi giderecek belgelerin aslı ya da onaylı suretlerinin
dosya arasında olmamasına ilişkindir. Cumhuriyet Başsavcılığınca bu karara itiraz edilmesi üzerine, mercii tarafından, itirazın reddedilerek kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
5271 sayılı CMK"da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek oturum” da bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen yeni düzenlemelerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi için de soruşturma safhasında tüm delillerin toplanmış olması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın 2/e maddesinde “kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evre” olarak tanımlanan soruşturma safhasında asıl görevli ve yetkili makam Cumhuriyet savcısıdır.
CMK’nın “Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi” başlıklı 160. maddesinde;
(1)Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2)Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” denildikten sonra 161. maddesinde, “Cumhuriyet savcısının görev ve yetkileri” ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
Ceza muhakemesinin amacı maddi gerçeğin araştırılıp bulunmasıdır. Ancak bu yapılırken insan onuru, lekelenmeme hakkı gibi hukukun ve ceza muhakemesi hukukunun temel ilkeleri daima göz önünde bulundurulacaktır. Maddi gerçek, her ne pahasına olursa olsun araştırılıp bulunmalıdır diye bir ilke hiçbir hukuk devletinde yoktur. Bu nedenle, ceza muhakemesinin amacı insan hakları ihlallerine yol açmadan maddi gerçeğin araştırılıp bulunması, adaletin gerçekleştirilmesi ve hukuki barışın sağlanmasıdır.
Bir fiilin işlendiği haberinin alınması üzerine, suçu takibe yetkili makamlar tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanmasını ifade eden ilkeye "araştırma mecburiyeti ilkesi"; hazırlık soruşturmasının neticesinde fiilin takibini gerektirecek hususlarda fiilin ve failin belli olması, yeterli emareler teşkil edecek vakıaların bulunması, başka bir ifade ile, şüphelerin ciddi olduğunun tespit edilmesi ve dava şartlarının gerçekleşmiş olması durumunda, yetkili makam tarafından kamu davasının açılmasını ifade eden ilkeye ise "kamu davasını açma mecburiyeti ilkesi" denilmektedir.
Somut olay değerlendirildiğinde; 13.07.2014 tarihinde hareket halindeki araçtan düşerek yaralanması sonrasında şüphelinin mağdur sıfatıyla “... ...doğumlu” kimlik bilgisi ile alınan ifadesinde ... ve... tarafından zorla araca bindirildiğini, kendisini darp edip, seyir halindeki araçtan attıklarını beyan ettiği, ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanığın onaysız kimlik sureti üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde kimlik bilgilerinin “..... doğumlu” olarak tespit edildiği, İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14.01.2015 tarihli 2015/216 sayılı iddianamede şüpheli olarak “.... doğumlu” kişinin gösterildiği, iddianamenin iadesinden sonra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 25.04.2015 tarihinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde ise şüphelinin kimliği ... doğumlu” olarak tespit edildiği, CMK’nın 170/3-a maddesi uyarınca şüphelinin kimliğinin tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi ve buna dayanak teşkil eden belgenin aslı ya da onaylı örneğinin dosya arasına alınması gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
IV)Sonuç ve karar:
... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.04.2015 tarihli ve 2015/51 değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun olup, kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.