Esas No: 2015/5461
Karar No: 2015/3726
Karar Tarihi: 23.10.2015
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/5461 Esas 2015/3726 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
TALEP :
Örgüt propagandası yapmak, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa aykırılık ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 20.01.2015 tarihli ve 2014/9505 Soruşturma, 2015/201 Esas, 2015/20 sayılı iddianamenin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170. maddesine uygun bulunmadığından bahisle aynı kanunun 174. maddesi gereğince iadesine dair Ağır Ceza Mahkemesinin 02.02.2015 tarihli ve 2015/11 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Ağır Ceza Mahkemesinin 24.02.2015 tarihli ve 2015/94 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi;
Dosya kapsamına göre;
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Elektronik işlemler" kenar başlıklı
38/A maddesinde yer alan "(1) Her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılır. Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır. .. (5) Elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP"ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edilir." Şeklindeki düzenlemeler ve yine Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığının 10.11.2011 tarihli "UYAP uygulamaları" başlıklı 124/1 nolu Genelgesinin 9. maddesinde yer alan "UYAP kapsamındaki bilgiler ile fiziki ortamdaki bilgiler arasında çelişkiye mahal verilmemesi, bir çelişki olması halinde UYAP kayıtlarına itibar edilmesi" şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, somut olayda Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 20.01.2015 tarihli iddianamenin aynı gün saat 12:34"de Cumhuriyet savcısı tarafından UYAP sistemi üzerinden onaylanarak dosyanın kapatıldığı ve mahkemenin UYAP ekranına düştüğü, dosyanın fiziki olarak da aynı tarihte mahkemesine ulaştırılarak mahkeme hakimi tarafından havalesinin yapıldığı, her ne kadar UYAP safahat bilgilerine göre iddianamenin iadesi kararının yasal 15 günlük süre içinde UYAP üzerinden 02.02.2015 tarihinde oluşturulduğu anlaşılmış ise de, yalnızca sistemden belge oluşturma işleminin kararın yazıldığı anlamına gelmeyeceği, iddianamenin iadesi kararının elektronik imza ile onaylanma süresinin tamamlanmasından sonra hukuki varlık kazanacağı, uyuşmazlığa konu kararın yazılarak onaylanması işleminin ise 06.02.2015 tarihinde tamamlandığı cihetle, karar tarihinin 06.02.2015 olduğunun kabulü gerekeceği ve bu durumda iddianamenin iadesi kararının yasal 15 günlük süreden sonra verilmiş olduğunun anlaşıldığı, buna göre 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 174/1-3. maddesinde belirtilen 15 günlük inceleme süresi içerisinde iade edilmeyen iddianamenin kabul edilmiş sayılacağı,
2- Her ne kadar iddianamenin iadesi kararında, iddianameye konu olaylar sırasında çekilen yüzü kapalı eylemcinin fotoğrafı ile şüphelinin hastanede çekilen fotoğrafı üzerinde bilirkişi incelemesi ile karşılaştırma yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170/3. maddesinde, iddianamede nelerin gösterileceği, aynı kanunun 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, iddianamenin iadesi sebepleri arasında bilirkişi raporu aldırılmamasının yer almadığı, soruşturma evrakı arasında yer alan inceleme tutanaklarında olaylar sırasında çekilen fotoğraflar ile olayın hemen akabinde şüphelinin hastanede çekilen fotoğraflarının karşılaştırılmış olduğu ve aynı kıyafetlerin olduğunun tespit edildiği cihetle, yargılama aşamasında davayı gören mahkeme tarafından bu incelemenin yeterli bulunmaması halinde yeniden inceleme yaptırılabileceği,
Gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 29.06.2015 tarih ve 94660652-105-72-3256-2015-13368/42979 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.07.2015 gün ve 2015/249215 sayılı tebliğnamesiyle bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü.
I ) OLAY:
Şüphelinin silahlı terör örgütü PKK"nın güdümünde olan internet sitelerinde yapılan eylem çağrıları üzerine, 15.02.2014 tarihinde gerçekleştirilen yasadışı gösterilere katıldığı, yolu yaya ve araç trafiğine kapatan, lastik yakan, taşlı, molotoflu, havai fişekli saldırıda bulunan grubun içerisinde yer aldığı ve polisin bir kaç kez gerçekleşen ihtarına rağmen dağılmadığı, olay sırasında yüzünü puşi ile kapatarak her iki elinde taşla yolun ortasında beklediği ve güvenlik güçlerine karşı taşlı saldırıda bulunurken görüntülendiği, yine aynı gün saat 14:00 sıralarında, hastaneye kaldırıldığı, hastanede tedavi gördüğü sırada çekilen görüntüleri ile, olay sırasında güvenlik güçlerince çekilen görüntüleri karşılaştırıldığında, şüphelinin hastanedeki kıyafetleri ile eylem sırasındaki kıyafetlerinin birebir aynı olduğunun tespit edildiği belirtilerek şüpheli ... hakkında silahlı terör örgütünün propagandasını yapma, görevi yaptırmamak için direnme ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarını işlediği iddiasına dayalı olarak Cumhuriyet Başsavcılığının 20.01.2015 tarih ve 2015/20 numaralı iddianamesinin düzenlenerek soruşturma dosyası ile birlikte Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği,
UYAP kayıtlarında iddianamenin 20.01.2015 tarihinde Cumhuriyet savcısı tarafından onaylandığı ve gönderilen dosya üzerinde mahkeme başkanı tarafından da aynı tarihte ıslak imza ile havale yapılmış olduğu,
Ağır Ceza Mahkemesinin 02.02.2015 tarih ve 2015/11 iddianame değerlendirme numaralı kararı ile;
Şüphelinin söz konusu gösterilere katıldığının mobese görüntülerinden tespit edildiğinin anlaşılması ve şüphelinin de ifadesinde görüntüdeki kişinin kendisi olmadığını belirtmesi karşında iddianameye konu eylemleri gerçekleştiren görüntüdeki kişinin şüpheli olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın dava açılması suretiyle CMK"nın 174/1-b maddesine aykırı şekilde kamu davası açıldığı, gerekçe gösterilerek CMK"nın 170/4. maddesine uygun düzenlenmeyen idianamenin aynı kanunun 174/1. maddesi uyarınca iadesine karar verildiği, UYAP kayıtlarına göre iddianamenin iadesi kararının onaylanması işleminin 06.02.2015 tarihinde tamamlanmış olduğu,
Bu karara karşı Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itiraz üzerine 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.02.2015 tarih ve 2015/94 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verilmek suretiyle Ağır Ceza Mahkemesinin iddianamenin iadesi kararının kesinleştiği anlaşılmıştır.
II) KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI :
CMK"nın 174/1. maddesinde bilirkişi incelemesi yaptırılmamasının iddianamenin
iadesi nedenleri arasında gösterilmediği ve ayrıca şüpheli hakkında düzenlenen iddianamenin iadesi kararının anılan kanunun 174/1-3. maddesinde belirtilen süreden sonra verildiği nedenlerine dayalı itirazın reddine dair 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.02.2015 tarih ve 2015/94 değişik iş sayılı kararının yerinde olmadığından 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istemine ilişkindir.
III) HUKUKSAL DEĞERLENDİRME :
A- 5271 sayılı Kanunun 38/A maddesinde;
(1) Her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılır. Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır.
(2) Kanunlarda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, dosyalar güvenli elektronik imza kullanılarak UYAP"tan incelenebilir ve her türlü ceza muhakemesi işlemi yapılabilir.
(3) Bu Kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen her türlü belge ve karar elektronik ortamda düzenlenebilir, işlenebilir, saklanabilir ve güvenli elektronik imza ile imzalanabilir.
(4) Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlar diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderilir. Güvenli elektronik imza ile imzalanarak gönderilen belge veya kararlar, gerekmedikçe fiziki olarak ayrıca düzenlenmez ve ilgili kurum ve kişilere gönderilmez.
(5) Elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP"ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edilir.
./..
(6) Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlarda, mühürleme işlemi ile kanunlarda birden fazla nüshanın düzenlenmesini öngören hükümler uygulanmaz.
(7) Zorunlu nedenlerle fiziki olarak düzenlenmiş belge veya kararlar, yetkili kişilerce taranarak UYAP"a aktarılır ve gerektiğinde ilgili birimlere elektronik ortamda gönderilir.
(8) Elektronik ortamdan fiziki örnek çıkartılması gereken hallerde tutanak veya belgenin aslının aynı olduğu belirtilerek hâkim, Cumhuriyet savcısı veya görevlendirilen yetkili kişi tarafından imzalanır ve mühürlenir.
(9) Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter.
(10) Yargı birimlerinin ihtiyaç duyduğu nüfus, tapu, adlî sicil kaydı gibi dış bilişim sistemlerinden UYAP vasıtasıyla temin edilen bilgi, belge ve kayıtlar, zorunlu olmadıkça ayrıca fiziki olarak istenilmez. UYAP"tan dış bilişim sistemlerine gönderilen bilgi ve belgeler ayrıca zorunlu olmadıkça fiziki ortamda gönderilmez.
(11) Ceza muhakemesi işlemlerinin UYAP"ta yapılmasına dair usul ve esaslar, Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. ve yine;
Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığının 10.11.2011 tarihli 124/1 nolu genelgesinin 9. maddesinde; "UYAP kapsamındaki bilgiler ile fiziki ortamdaki bilgiler arasında çelişkiye mahal verilmemesi, bir çelişki olması halinde UYAP kayıtlarına itibar edilmesi" şeklindeki düzenlemeler karşısında;
Cumhuriyet Başsavcılığının 20.01.2015 tarih ve 2015/20 numaralı iddianamesinin UYAP kayıtlarında 20.01.2015 tarihinde Cumhuriyet savcısı tarafından onaylandığı ve gönderilen dosya üzerinde mahkeme başkanı tarafından da aynı tarihte ıslak imza ile havale yapılmış olduğu, buna karşın UYAP kayıtlarına göre iddianamenin iadesi kararının onaylanması işleminin 06.02.2015 tarihinde tamamlanmış olduğu göz önüne alındığında; CMK"nın 174/1-3. maddesinde belirtilen iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde iade edilmeyen iddianamenin kabul edilmiş sayılacağına ilişkin düzenleme karşısında iddianamenin iadesi kararının yasal süresinden sonra verildiği anlaşılmakla itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçe ile itirazın kabulüne karar verilmesinde;
B- CMK"nın 170. maddesinde iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının ayrıntılı olarak belirtildiği, bu madde hükümlerine göre görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede şüpheli, şikayetçi, maktul, mağdur veya suçtan zarar gören ile açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimlikleri, şüphelinin müdafii, mağdur veya suçtan zarar görenin vekili veya kanuni temsilcisi, şikayetin yapıldığı tarih, yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri, yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, suçun delilleri, şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklanma tarihleri ile bunların sürelerinin gösterilmesi gerektiği, yine aynı kanunun 174/1. maddesinde ise; iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtilip bu madde hükümlerine göre, aynı kanunun yukarıda açıklanan 170. maddesine aykırı olarak veya suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut ./..
bir delil toplanmadan veya ön ödemeye veya uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde ön ödeme veya uzlaşma hükümleri uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verileceğinin düzenlendiği, ayrıca; CMK"nın 170/2. maddesinde yer alan "soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı bir iddianame düzenler" hükmü uyarınca da Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu belirtilmekte olup;
Yukarıda belirtilen kanun hükümleri ve soruşturma dosyası kapsamına göre; CMK"nın 174/1. maddesinde iddianamenin iadesi sebepleri gösterilmiş olup CMK"nın 170. maddesindeki şekil şartları dışında suçun sübutuna mutlak etki eden deliller toplanmadan dava açılması halinde iddianame iade edilecektir. Dosya kapsamına göre; şüpheli hakkında atılı suçlara katılıdğına dair yeterli kanıt bulunduğundan kamu davası açılması için iddianame düzenlenmesinin kanuna uygun olduğu, mahkemenin kolluk görevlileri tarafından düzenlenen 28.02.2014 tarihli görüntü inceleme ve tespit tutanağını yeterli görmemesi halinde kovuşturma aşamasında bilirkişi incelemesi yaptırmasına engel durumun bulunmadığı anlaşılmıştır.
CMK"nın 170/2. maddesi uyarınca soruşturma evresinde toplanan mevcut delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu bu nedenle Cumhuriyet savcısının dava açmasında zorunluluk halinin söz konusu olup, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ile yargılama sırasına ibraz edilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde;
İsabet görülmediğinden, anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi uygun görülmüştür.
IV ) SONUÇ VE KARAR :
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin kabulü ile, Ağır Ceza Mahkemesinin 24.02.2015 gün ve 2015/94 Değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 309. maddesi gereğince Kanun Yararına BOZULMASINA,
Diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.