Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - 2911 sayılı Kanuna aykırılık - Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/2417 Esas 2015/3695 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2417
Karar No: 2015/3695
Karar Tarihi: 02.11.2015

Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - 2911 sayılı Kanuna aykırılık - Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/2417 Esas 2015/3695 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, sanığın silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından mahkum olduğunu belirtmektedir. Ancak, sanığın propagandasını yaptığı örgütün kimliğini gizlemek için yüzünü kapattığı doğrulandığı için suçu işlediği kabul edilmiştir. Kararda ayrıca, Kanunların gerektirdiği cezanın uygunluğu değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, sanığın temyiz itirazları reddedilerek kararın onanması kararlaştırılmıştır. Ancak, 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine aykırılık suçunda sanığa yüklenen suçun düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği değerlendirilmesi nedeniyle hüküm bozulmuştur. Bu nedenle kovuşturmanın ertelenmesi gerekmektedir.
Kanun Maddeleri:
- 2911 sayılı Kanunun 33/1
- TCK'nın 62, 53, 314/3 ve 220/6. maddeleri
- 3713 sayılı Kanunun 5, 7/2 ve 8. maddeleri
16. Ceza Dairesi         2015/2417 E.  ,  2015/3695 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, 2911 sayılı Kanuna aykırılık, Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma
    Hüküm : 1- 2911 sayılı Kanunun 33/1, TCK"nın 62, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
    2- TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 220/6-son cümle, 62, 53/1, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
    3- 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK"nın 62, 53/1, 58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    04.04.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6638 sayılı Kanunla 3713 sayılı Kanunun 7/2-a maddesi ile 2911 sayılı Kanunun 33. maddesinde yapılan değişikliklerinin sanığın açıkça aleyhine olduğu, kimliğin gizlenmesi amacıyla yüzün kapatılması şeklinde işlenen silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçu için gereken saik de nazara alındığında; 3713 sayılı Kanunun 7. maddesinin 2. fıkrasına 6459 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle örgüt propagandası ile oluşacak tehlikeyi somutlaştırmak amacıyla getirilen unsurun, aynı fıkranın (a) bendinde düzenlenen suç için öngörülmediği belirlenmekle;
    1- Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
    Sanığın örgüt adına işlediği 2911 sayılı Kanunun 32/1 ve 33/1. maddelerine uygun suçların 6459 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3713 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkra kapsamında sayılan suçlardan olmadığı saptanarak;
    Sanık hakkında temel ceza tayin edilip sonrasında TCK"nın 220. maddesi 6. fıkra 2. cümle ile indirim uygulandıktan sonra devamında 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince arttırım yapılması gerektiği gözetilmemişse de, sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
    2- 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 16.09.2014 tarih, 2014/9-96 esas, 2014/375 sayılı kararı doğrultusunda sanığın 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine uygun olduğu kabul edilen eyleminin mutad ve meşru bir "düşünce ve kanaat açıklama yöntemi" ile işlendiği değerlendirildiğinden, sanığa yüklenen suçun tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hükümden önce 05.07.2012 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürülüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara