MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Sanık ..."ın oğlu diğer sanık ... ile ortak oto galeri işlettiği, sanık ..."in kullandığı ........ plakalı aracın trafik kazasına karışması ve aracın aidiyeti hususu açıklığa kavuşturulana kadar bağlanması üzerine, sanık ..."un aracı geri almak için .......... . Noterliğince düzenlenmiş gibi görünen sanık ..."in vekil tayin edildiği ......tarih ve ......yevmiye nolu tamamen sahte olarak düzenlenmiş vekaletnameyi görevlilere ibraz etmesinden ibaret eyleminde, sanık ..."in savunmasında, suça konu aracı ......."de açık oto pazarında .......... isimli bir şahıstan satın aldığını, bir süre sonra .......... isimli şahsın suça konu sahte vekaletnameyi kendisine getirdiğini, belgenin işyerinde kasada bulunduğunu, kaza günü babası ........."u arayarak kasada vekaletnamenin olduğunu söylediğini ifade etmesi, sanık ..."un da suça konu vekaletnamenin kasadan alarak karakola götürdüğünü, belgeyi oğlu ............."in getirdiğini, sahte olduğunu bilmediğini savunması karşısında, tüm dosya kapsamından suça konu belgenin sanık ... tarafından sahte olduğu bilinerek kullanıldığına dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
a)Sanıklar ......... ve ... hakkında, bu davanın dışında aynı araca ilişkin sahte plaka ve trafik tescil belgelerini kullanmaktan dolayı ............. Asliye Ceza Mahkemesinin ...... Esas ....Karar sayılı ilam ile mahkumiyet hükmü tesis edildiği, yapılan temyiz üzerine hükmün Yargıtay ... Ceza Dairesinin ..... tarih ve ........ Esas-Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, söz konusu dava dosyası ile temyize konu bu davanın birleştirilerek, ayrı davalara konu edilen eylemlerin sübutu halinde bir bütün halinde bir suç işleme kararının icrası kapsamında kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suçu oluşturduğu gözetilerek TCK"nun 204/1-3, 43. maddeleri uyarınca hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
b)5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (d), (e) bentlerinde yer alan hak yoksunluklarının hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi ve Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26.10.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.