Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/24889 Esas 2022/17233 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, suça sürüklenen çocukla birlikte diğer sanıkların konutta hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarına teşebbüs ettiği ve görevlilerce yakalandığına dair verilen hükümlerin temyiz edildiği belirtildi. Mahkeme, suç tarihinde çocuğun 15-18 yaş aralığında olduğunu ve suçun gece vakti işlendiğini belirtti. Bu sebeple, normal zamanaşımı süresinin 10 yıl ve kesintili zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğunu açıkladı. Mahkeme, davanın zamanaşımı süresinin dolmamış olması sebebiyle suça sürüklenen çocuk hakkında yaklaşılması gerektiğini belirtti. Ancak mahkemenin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile 1412 sayılı CMUK'un 326/2. maddesine aykırı davranarak suça sürüklenen çocuğun savunma hakkını kısıtladığı ve bozma ilamına karşı savunması alınmadan yargılamaya devam ettiği gerekçesiyle kararının bozulmasına karar verildi. Kanun maddeleri ise şöyledir: hırsızlık için TCK 142/1-b, 143, 53/31/3; konut dokunulmazlığının ihlali için TCK 116/1-4, 119/1-c, 53/31/3, normal zamanaşımı süresi için TCK 66/3, kesintili zamanaşımı süresi için TCK 66/1-d, 66/2 ve 67/4.

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇLAR : Nitelikli hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Düşme

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1-Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğun inceleme dışı diğer sanıklarla birlikte, gece vakti saat 03:00'te müştekiye ait konutun kapısı ile kümesin kapısını kırarak güvercinleri çalmaya çalıştıkları sırada görevlilerce yakalanmaları biçiminde gerçekleşen ve 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b, 143,35 31/3. maddelerine uyan hırsızlık ve 116/1-4,119/1-c, 31/3. maddelerine uyan konut dokunulmazlığının ihlali suçlarında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.12.2012 tarih ve 2012/1247 esas ve 2012/1842 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; TCK’nın 143. maddesinde düzenlenen “suçun gece vakti işlenmesi” nin suçun daha ağır ceza verilmesini gerektiren nitelikli hâli olması nedeniyle aynı Kanun'un 66/3. maddesi uyarınca dava zamanaşımı sürelerinin hesabında dikkate alındığında, olağan dava zamanaşımının 10 yıl, kesintili dava zamaşımının 15 yıl olarak hesaplanması gerektiği, aynı yasanın 66/1-d, 66/2 ve 67/4. maddelerine göre hesaplanan zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuk hakkında yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi,
2-Mahalli mahkemenin 15/12/2015 tarihli hükmünün Dairemizin 25.01.2021 tarihli ilamı ile suça sürüklenen çocuk lehine ve aleyhine bozulduğu dikkate alındığında, hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkemece suça sürüklenen çocuğa müdafii atayarak bozmada belirtilen ve aleyhine sonuç doğuracak olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki kanıtları sunma olanağı tanınmasının zorunlu olduğu dikkate alınmadan 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesinin yollaması ile 1412 sayılı CMUK'un 326/2.maddesine aykırı davranılarak suça sürüklenen çocuğun bozma ilamına karşı savunması alınmadan yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, Dairemizin 25.1.2021 tarihli bozma ilamıda gözetilerek 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK'nun 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkının korunmasına, 08.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.