Esas No: 2018/7652
Karar No: 2020/8153
Karar Tarihi: 10.12.2020
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/7652 Esas 2020/8153 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Yıkım
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı dava dilekçesinde muris eşi ...’in paydaş olduğu 516 parsel sayılı taşınmaz üzerinde evlerinin bulunduğunu, davalının kayınpederinin de anılan taşınmazda paydaş olduğunu, aralarındaki taksim neticesinde kendisinin, muris eşine düşen evi yıkmış olduğunu, davalının ise dava konusu taşınmazda hissesi olmadığı halde zorla ve kendisini dinlemeyerek kendilerine düşen kısma temel kazarak duvar ördüğünü açıklayarak, davalının kendi paylarına düşen kısma vaki haksız elatmasının önlenmesini ve paylarına düşen yerin eski hale getirilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, açılan davanın haksız olduğunu, zira kendisinin dava konusu taşınmazda kayınpederine düşen kısma eşi adına ev yaptığını, davacının payının bulunduğu kısma herhangi bir surette haksız elatmasının olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Asli müdahale talebinde bulunan ... Köyü Cami Yaşatma Derneği temsilcileri .... müdahale dilekçelerinde, yargılama sırasında yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporlarında davalının, temsilcisi oldukları derneğin maliki olduğu 432 parsel sayılı taşınmaza davalının 516 parsel sayılı taşınmazda yapmış olduğu evin 8,74 m2’lik kısmının tecavüzlü olduğunun belirlendiğini bu nedenle davaya müdahale taleplerinin olduğunu belirterek müdahale taleplerinin kabulünü ve davalının, temsilcisi oldukları derneğin tapuda malik olduğu 432 parsel sayılı taşınmazın 8.74 m2’lik kısmına vaki elatmasının önlenmesini ve davalının anılan taşınmaza tecavüzlü kısmının kal’i ile eski hale getirilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının müteveffa eşi ..."in davaya konu 516 parsel sayılı taşınmaza 6/48 hisse oranı ile malik olduğu, davalı tarafından davaya konu 516 parsel sayılı taşınmaza ve ... Köyü Cami Yaşatma ve Koruma Derneği"ne ait 432 parsele kaba inşaat yapılmak suretiyle müdahalede bulunulduğu, bu müdahalenin bilirkişi raporları ile de sabit görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının 516 parsel sayılı taşınmaza; aynı yerde 432 parsel sayılı taşınmaza kaba inşaat yapmak suretiyle yaptığı müdahalenin men’ine, yapılan inşaatın kal’ine karar vermesi üzerine; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin kararını temyizen inceleyen Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 2015/8243 Esas, 2015/9147 Karar nolu 18.06.2015 tarihli ilamında 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 65. maddesi hükmü gereğince; 3. kişilerin dava konusu edilen hak ya da şeye ilişkin olmayan hak iddiasıyla asli müdahale talebinde bulunamayacakları, asli müdahalede dava edilen müddeabihin esas olduğu, somut olayda elatmaya konu taşınmazın 516 nolu parsel olup, dava dışı 432 nolu parselle ilgili elatmanın önlenmesine yönelik açılmış bir dava bulunmadığından 432 parsel sayılı taşınmazla ilgili asli müdahale talebinin dinlenmesine olanak bulunmadığı, bu nedenle asli müdahillerin talebinin tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilerek görülmesi gerektiği,
Öte yandan; davacının paydaş olduğu davaya konu 516 nolu parselde davalının kayden hakkının bulunmadığı ve davalının, çekişme konusu taşınmazda eşinin paydaş olduğunu, taşınmaza da onun adına yapılaştığını savunduğu, tapu kayıtlarından davalının eşi ..."ın taşınmazda paydaş olduğu görüldüğü bu nedenle davalının çekişme konusu taşınmaza eşine teban yapılaştığı belirlendiği takdirde davanın, paydaşın paydaşa karşı açtığı elatmanın önlenmesi davası olarak değerlendirilerek öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı hususun araştırılması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanması, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK"nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi hususunun nazara alınması gerektiği, ayrıca Türk Medeni Kanunu"nun 692. maddesinin; ""Paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması, oybirliğiyle aksi kararlaştırılmamış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlıdır."" şeklindeki hükmünün de gözetilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir şeklindeki açıklamalar ve gerekçelerle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Bozmadan sonra mahkemece dosyaya 2015/296 Esas numarası verilerek yargılamaya devam olunmuş, 26.01.2016 tarihli 2. celsede bozmaya uyulmasına karar verilmiş, aynı celse asli müdahillerin 432 parsel sayılı taşınmaza yönelik taleplerinin müsakil bir davanın konusu olması nedeniyle tefrikine ve ayrı bir esasa kaydına karar vermiştir.
Mahkemece, bozmadan sonra bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, dosya kapsamında dinlenen tanıkların açıklamalarından taraflar arasında açıkça bir fiili taksimin olmadığının ve davalı ...’ın söz konusu yapıyı eşine tebaan yaptığının sabit olduğu, davalının dava konusu taşınmaz üzerine yaptığı yapının tüm paydaş maliklerin oy birliği ile aldıkları karar çerçevesindeki ortak rızaya dayanmadığı, bu sebeple de TMK’nin 692. maddesine aykırılık teşkil ettiği gerekçeleriyle, davacının 516 parsel sayılı taşınmaz üzerinde, 17.12.2012 havale tarihli fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen kırmızı renk ile boyalı kısmına davalı tarafından inşaat yapılmak suretiyle yapılan müdahalenin men"ine ve kal"ine, 17.12.2012 havale tarihli fen bilirkişi raporunun karar eki sayılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi ve kal isteklerine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2. Hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, kararında taleplerin her biri hakkında verilen hükmü göstermesi gerekir (HMK mad. 26). Davacının davadaki talebi, paydaş olduğu 516 parsel sayılı taşınmaz üzerinde paydaş olmayan davalı tarafından bina inşaa edilmek suretiyle meydana getirilen haksız elatmanın önlenmesi ile kal istemlerine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma ilamına göre 516 parsel üzerine inşaa edilen bina nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal kararı verilmesi gerekirken, davacının paydaşı olmadığı, dava ve talep konusu olmayan 432 parsel sayılı taşınmaz yönünden, keşfen alınan fen raporuna atıfta bulunularak, bu taşınmaza taşan ve A harfi ile gösterilen kırmızı renkle ile boyalı 8,74 m2’lik kısma yönelik olarak müdahalenin men’ine ve kal’e karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 10.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.