Esas No: 2016/5848
Karar No: 2016/7569
2911 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/5848 Esas 2016/7569 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2911 sayılı Kanuna muhalefet
Hüküm : 2911 sayılı Kanunun 32/1, TCK"nın 53. maddesi uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- 04.11.2012 tarihinde gerçekleştirilen gösteri yürüyüşü ve basın açıklaması amacıyla düzenlenen toplantıya katılan ve dağılın ihtarı üzerine oturma eylemine başlayan ve sanığın da içinde bulunduğu kişilerin dağılmaları yönünde yeniden ihtar yapılmasına rağmen dağılmamaları üzerine Cumhuriyet savcısının, "Eylemi gerçekleştirenlerin, ikaza riayet etmeyerek devam edenlerin yakalanması ve haklarında terör örgütü adına suç işlemek, 2911 sayılı Yasaya muhalefet, görevli memura görevini yaptırmamak için direnme suçlarından işlem yapılması, yakalaması yapılanların şüpheli sıfatıyla ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılması ve hazırlanacak tahkikat evrakının ikmalen gönderilmesi" şeklindeki talimatı üzerine şahısların emniyete davet edildiği, izlenen görüntülere göre bir kısmının davete icap etmemesi ve pasif direnişi üzerine zor kullanılarak araçlara bindirilmeye başlandığı, bu sırada sanık dışında slogan atanlar, hatta tehdit ve hakaret suçu işleyenler olduğu ancak yine görüntülere göre sanığın oturduğu yerden alınarak araca bindirilmesine kadar cebir, şiddet ya da tehdite başvurmadığı bu şekilde gözaltına alındığı anlaşılmaktadır.
2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesinde tanımlanan suçun oluşması için, toplanan gruba dağılmaları yönünde ihtar yapılmalı, ihtara rağmen dağılmamaları halinde zor kullanmaya başvurulmalı, zor kullanmaya rağmen de failin dağılmamakta ısrar etmesi gerekmektedir.
Nitekim iddianamede de fiil; "dağılma anonsuna rağmen grup ile hareket eden şüphelinin dağılmayarak eyleminde ısrarcı bir şekilde davrandığı" şeklinde açıklanmış, gerekçeli kararda da; "yapılan anonsa karşın topluluktan ayrılmadığı ve emniyet güçlerinin zor kullanma yetkisinin doğduğu" sabit görüldüğünden sanığın mahkumiyetine karar verildiği belirtilmiştir.
Dava konusu olaylarda sanığın içinde bulunduğu topluluğa dağılmaları yönünde ihtar yapılmasına rağmen, dağılmalarının sağlanması için bir zor kullanma ve sanığın da bu zor kullanmaya karşı dağılmamakta direnmesi söz konusu olmaması nedeniyle üzerine atılı suçların unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilerek ayrı ayrı beraati yerine suçun unsurlarında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
a) Olayın oluş şekline ve dosya kapsamına göre mahkemenin yetersiz gerekçe ile alt sınırdan uzaklaşması suretiyle temel cezanın tayini sırasında orantılılık ilkesi ile uyuşmayacak şekilde uygulama yapılması,
b) Sanığın aynı örgütsel çağrı kapsamında 04.11.2012, 05.11.2012 ve 12.11.2012 tarihlerinde silahlı terör örgütü propagandasına dönüşen izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılmış olması karşısında; suçun, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda işlenmesi nedeniyle bir cezaya hükmedilerek TCK"nın 43/1. maddesinde belirtilen oranlarda artırılması gerektiği gözetilmeden eylemlerin ayrı suçlar olarak kabul edilmesi sonucu fazla ceza tayini,
c) TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, Üye ... ile Üye ..."ın, sanığın 04.11.2012 tarihli eyleminin 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesindeki suçu oluşturduğu ve bu eyleme ilişkin 1 nolu bozma nedeni yönünden karşı oyları ve oyçokluğu ile sanık hakkında 05.11.2012, 12.11.2012, 14.01.2013, 18.02.2013 tarihli eylemler yönünden kurulan hükümler bakımından oybirliğiyle, 15.11.2016 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY:
Sanık hakkında 04.11.2012, 05.11.2012, 12.11.2012, 14.01.2013, 18.02.2013 tarihli suçlar nedeniyle 2911 sayılı Kanunun 32/1 maddesinden 5 kez mahkumiyetine karar verilmiş olup, 04.11.2012 tarihli eylem dışındaki sanığın eylemleri nedeniyle suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle mahkumiyet kararlarının oybirliği ile bozulmasına karar verildiğinden karşı görüş yazısı 04.11.2012 tarihli mahkumiyet hükmünün bozulmasına ilişkindir.
2911 sayılı Kanunun 32/1 maddesimde yazılı suçun unsurlarının kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılanların yapılan ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar edilmesi ile tamamlandığı hususunda kuşku yoktur.
Bu cümleden olarak;
... Malazgit ilçe teşkilatı önünde 04.11.2012 günü sabah 08.25"de toplanan gruba, ... ilçe başkanı ... tarafından yapılan konuşma sonrasında ilçe başkanı tarafından grubun cezaevlerindeki açlık grevine destek vermek amacıyla cezaevine kadar yürümeye davet edilmesi üzerine 35-40 kişiden oluşan topluluğun yürüşü düzeni alarak harekete geçmelerinden sonra olay tutanağına göre megafonla güvenlik güçlerince en az üç kez dağılmama halinde müdahale yapılacağı ihtarında bulunulduğu, buna rağmen grubun dağılmayarak yolu kapatmak suretiyle yürüyüşe devam ettiği, emniyet mensuplarınca gruba olayların büyümemesi için ilçe merkezinde müdahalede bulunulmadığı ancak şehirlerarası karayoluna çıkmalarından sonra dosyada mevcut olay tutanak ve görüntülerinden grubun yeniden ikaz edilip ve gruba müdahale edilmeye başlanılarak gruptan bazı kişiler gözaltına alınmasına rağmen, sanığın olay yerinden ayrılmayıp elindeki pankartı açarak "baskılar bizi yıldırımaz" sloganı atarak eylemini sürdürdüğü ve dağılmamakta ısrar ettiği için zor kullanılmak suretiyle yakalandığı, grupta bulunan diğer kişilerden bazılarının emniyet mensuplarına yönelik tehdit ve hakaret içeren söz ve davranışlarda bulundukları olayda, emniyet güçlerinin zamana yayılan ihtarlarından sonra gruba yönelik zor kullanarak yakalama işlemlerine başlamalarından sonrada sanığın olay yerinden ayrılmadığının anlaşılması karşısında, 2911 sayılı Kanunun 32/1 maddesinde yazılı suçun subuta erdiği ve bu nedenle 04.11.2012 tarihli eylemden dolayı sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün bozulmasına yönelik sayın çoğunluğun 1 nolu bozma düşüncesine katılmak mümkün olmamıştır.