Esas No: 2015/1191
Karar No: 2015/5273
Karar Tarihi: 24.12.2015
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/1191 Esas 2015/5273 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.09.2014 tarih ve 2014/300731 sayılı yazısı ile,
İnfaz kurumuna yasak eşya sokma ve kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçlarından sanıklar ... ve ...., 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8"er ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı Kanunun 231/8. maddesine göre 5 yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmalarına, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan ise sanıklar hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanunun 191/5. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereğine uygun davranması halinde davanın düşürülmesine, aksi halde davaya devamla hüküm kurulmasına dair Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.10.2011 tarihli ve 2009/826 esas, 2011/414 sayılı kararma yönelik itirazın reddine ilişkin Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 06.02.2012 tarihli ve 2012/282 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1- Sanıkların Nazilli E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda koğuşta 560 miligram esrar maddesi bulundurdukları olayda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297/1 maddesi uyarınca hüküm kurulup, son cümle uyarınca fikri içtima hükümlerine göre belirlenen cezanın artırılması gerekirken, ayrıca kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak eyleminden de hüküm kurulması,
2- TCK"nın 297. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde mevcut "suç konusu eşyanın bulundurulması ayrı bir suç teşkil ettiği takdirde fikri içtima kurallarına göre belirlenecek ceza yarı oranında artırılır." şeklindeki düzenleme gereğince, ele geçirilen maddenin uyuşturucu olduğunun anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında hükmolunan cezanın TCK"nın 297/1-2. cümlesi gereğince artırılarak sonuç cezanın belirlenmesi gerekirken, sanıklar hakkında yanlış şekilde uygulama yapılarak eksik ceza tayin edilmesi,
3- Sanıklar hakkında hükmolunan cezanın TCK"nın 297/1-2. cümlesi gereğince artırılması gerektiği gözetildiğinde, sanıkların eylemlerine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297/1, 297/1-2. cümle, maddeleri gereğince kendilerine alt sınırdan ceza tayinine karar verilmesi hâlinde cezalarının 2 yıl 6 ay hapis cezası olacağı cihetle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesinde öngörülen şartların oluşmaması karşısında,
İtirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 14.08.2014 gün ve 94660652-105-09-6591-2014-15959/54191 sayılı Kanun yararına bozma talebine atfen, daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I)Olay:
Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 18.10.2011 tarih, 2009/826 esas, 2011/414 sayılı kararıyla, sanıklar ... ve .... hakkında infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma ve kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından; 5237 sayılı TCK"nın 297/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmalarına, CMK"nın 231/6 maddesi gereğince de verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, TCK’nın 191/1-2-3 maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karara karşı o yer Cumhuriyet savcısının yaptığı itirazın....Ağır Ceza Mahkemesinin 06.02.2012 tarihli ve 2012/282 değişik iş sayılı kararıyla 5271 sayılı Kanunun 231. maddesindeki koşullar yönünden usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle reddedildiği ve sanıkların yapmış oldukları itirazın ise yukarıda belirtilen 06.02.2012 tarihli karar ile değerlendirme yapıldığı ve kararın kesinleştiğinden bahisle yeniden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verildiği, o yer Cumhuriyet savcısının yaptığı temyiz başvurusu üzerine ise Yargıtay 9. Ceza Dairesi 24.02.2014 tarih ve 2013/18503 Esas, 2014/2177 Karar sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar ile sanıklar hakkında “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.03.2012 tarihli ve 2012/785-101 sayılı kararında açıklandığı üzere, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, itiraza tabi olup, temyizi mümkün bulunmadığından Cumhuriyet savcısının itirazı hakkında da merciince karar verilmiş olduğundan temyiz dilekçesi yönünden temyiz incelemesine yer olmadığına ilşkin karar verilmiştir.
II) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
Sanıkların Nazilli E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda koğuşta 560 miligram esrar maddesi bulundurdukları olayda,
1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297/1 maddesi uyarınca hüküm kurulup, son cümle uyarınca fikri içtima hükümlerine göre belirlenen cezanın artırılması gerekirken, ayrıca kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak eyleminden de hüküm kurulması,
2- TCK"nın 297. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde mevcut "suç konusu eşyanın bulundurulması ayrı bir suç teşkil ettiği takdirde fikri içtima kurallarına göre belirlenecek ceza yarı oranında artırılır." şeklindeki düzenleme gereğince, ele geçirilen maddenin uyuşturucu olduğunun anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında hükmolunan cezanın TCK"nın 297/1-2. cümlesi gereğince artırılarak sonuç cezanın belirlenmesi gerekirken, sanıklar hakkında yanlış şekilde uygulama yapılarak eksik ceza tayin edilmesi,
3- Sanıklar hakkında hükmolunan cezanın TCK"nın 297/1-2 cümlesi gereğince artırılması gerektiği gözetildiğinde, sanıkların eylemlerine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297/1, 297/1-2. cümle maddeleri gereğince kendilerine alt sınırdan ceza tayinine karar verilmesi halinde cezalarının 2 yıl 6 ay hapis cezası olacağı cihetle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesinde öngörülen şartların oluşmaması karşısında mahkeme kararına yapılan itirazın kabul edilmesi gerektiği, bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın konusunu oluşturmaktadır
III) Hukuksal Değerlendirme:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.01.2013 gün ve 2012/534 esas, 2013/15 sayılı kararında da belirtildiği üzere, itiraz merciinin sadece şekli olarak değil, hem maddi olay, hem de hukuki yönden inceleme yapabileceği yönündeki kararı nazara alındığında, sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi üzerine o yer Cumhuriyet savcısının yaptığı itirazı inceleyen itiraz merciinin itirazı 5271 sayılı CMK"nın 267-271. maddeleri uyarınca hem maddi olay hem de hukuki yönden değerlendirip itiraz konusunu da kapsayacak şekilde gerekçelerinin karar yerinde gösterilmesi gerekirken sınırlı inceleme yapması yerinde bulunmayıp, kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteğinin itiraz merciince değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir.
IV) Sonuç ve karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden,....Ağır Ceza Mahkemesinin 06.02.2012 tarihli ve 2012/282 Değişik İş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.