Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/5834 Esas 2015/5218 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5834
Karar No: 2015/5218
Karar Tarihi: 23.12.2015

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/5834 Esas 2015/5218 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, sanığın resmi belgede yalan beyanda bulunmak suçundan mahkum olduğunu belirtti. Kararda, TCK'nın 206/1, 62, 50/1-a, 52. maddeleri uyarınca sanığın mahkumiyetine karar verildiği ifade edildi. Ancak, TCK'nın 50/2. maddesi uyarınca suçun tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmesi halinde bu cezanın adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmediği için hükmün bozulması gerektiği belirtildi. Ayrıca, 5739 sayılı kanunla TCK'nın 50/6. maddesinde yer alan \"yaptırımın\" ibaresinin \"tedbirin\" olarak değiştirildiği, 5275 sayılı Kanunun 106/10. maddesinin yürürlükten kaldırıldığı, 6545 sayılı kanunun 81. maddesi ile değişik 106/3. maddesi uyarınca adli para cezalarının ödenmemesi halinde kamuya yararlı bir işte çalışma kararı verileceği de belirtildi. Hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA karar verildi ve hükmün 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün olduğundan beşinci fıkrasındaki \"ve ödenmediği takdirde ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa bildirilmesine\" ibaresinin hükümden çıkartılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hüküm ONANARAK kesinleşti. Kanun maddeleri şöyle açıklanabilir:
-TCK'nın 206/1 maddesi: Resmi belgede yalan beyan.
-TCK'nın 62. maddesi: Ceza mahkumiyeti sonucu hak yitirimi.
-TCK'nın 50/1-a maddesi: Ceza türleri.
-TCK'nın 52. maddesi: Ceza miktarının belirlenmesi.
16. Ceza Dairesi         2015/5834 E.  ,  2015/5218 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
    Hüküm : TCK"nın 206/1, 62, 50/1-a, 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    TCK"nın 50/2. maddesi uyarınca suçun tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde hapis cezasına hükmedilmesi halinde bu cezanın adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    01.03.2008 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile TCK’nın 50/6. maddesinde yer alan “yaptırımın” ibaresinin “tedbirin” olarak değiştirildiği, yine aynı kanunla 5275 sayılı Kanunun 106/10. maddesinin yürürlükten kaldırıldığı, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 106/3. maddesi uyarınca adli para cezalarının ödenmemesi halinde kamuya yararlı bir işte çalışma kararı verileceği de gözetilerek, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde hapisten çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğine karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş olup, hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, bu hususların yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün beşinci fıkrasından “ve ödenmediği takdirde ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa bildirilmesine” ibaresinin hükümden çıkartılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara