Muhafaza görevini kötüye kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/6040 Esas 2015/4827 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/6040
Karar No: 2015/4827
Karar Tarihi: 08.12.2015

Muhafaza görevini kötüye kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/6040 Esas 2015/4827 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, bir muhafaza görevlisinin görevini kötüye kullanması suçundan sanığı mahkum etmiştir. Temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1 maddesindeki ölçütler göz önünde bulundurulmalıdır. Ancak mahkeme hapis cezasını en üst sınırdan tayin ederek haksız bir karar vermiştir. Sanığın cezası, suçun işleniş biçimi, tehlikenin ağırlığı ve diğer ölçütlere göre hakkaniyete uygun bir şekilde belirlenmelidir. Mahkeme kararında, suç tarihinin yanlış yazıldığına dair bir hata da düzeltilmiştir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin bazı düzenlemeleri iptal etmesi nedeniyle, bu karara uygun bir hüküm kurulması gerekmektedir. Sanık müdafinin temyiz itirazları yerinde görülmüş ve karar bu sebepten dolayı bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyledir: TCK 289/1, 289/1-2. cümle, 53/1-2-3, 52/2-4, 61/1, 3/1; 50/3 ve 6; 5275 sayılı Kanunun 106/3.
16. Ceza Dairesi         2015/6040 E.  ,  2015/4827 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
    Suç : Muhafaza görevini kötüye kullanma
    Hüküm : TCK"nın 289/1, 289/1-2. cümle, 53/1-2-3, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "12.06.2006" yerine "09.03.2006" olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
    Temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinde gösterilen ölçütler nazara alınmak suretiyle, TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde, suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden hapis cezasının en üst sınırdan tayini suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi,
    Kabule ve uygulamaya göre de;
    1- TCK’nın 50/3. maddesinin "uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir " hükmüne göre, fıkranın (a) bendinde belirtilen adli para cezasının, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım, diğer bentlerinde belirtilenlerin ise tedbir niteliğinde olduğu, TCK"nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirlere uyulmaması halinde yapılacak uygulama düzenlemiş olup, infaz aşamasında seçenek yaptırım olan adli para cezasının yerine getirilmemesi halinde ise anılan fıkraya göre değil 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca uygulama yapılacağı gözetilmeden infazı da kısıtlar biçimde TCK’nın 50/6. maddesi gereğince ihtarat yapılması,
    2- Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması.
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 08.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara