Esas No: 2015/1592
Karar No: 2015/4151
Karar Tarihi: 10.11.2015
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - 2911 sayılı Kanuna muhalefet - Görevi yaptırmamak için direnme - Terör örgütünün propagandasını yapma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/1592 Esas 2015/4151 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, terör örgütünün propagandasını yapmak, görevi yaptırmamak için direnme suçlarını işlemekle suçlanmıştır. Mahkeme sanığın suçlu olduğunu ve cezasını azaltıcı sebebin mevcut olduğunu belirlemiş ve bazı suçlarda mahkumiyet kararı vermiştir. Ancak, sanığın gerekli ceza arttırımı yapılmadan ceza aldığı suçlarda hüküm bozulmuştur. Ayrıca, terör örgütü propagandası yapmak suçunda sanığın düşünce ve kanaat açıklama yöntemini kullandığı ve bu nedenle kovuşturmanın ertelenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 2911 sayılı Kanunun 32/1. ve 33/1. maddeleri
- 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesi ve fıkrası
- 5739 sayılı Kanun
- 6352 sayılı Kanun'un geciciici 1. maddesi
16. Ceza Dairesi 2015/1592 E. , 2015/4151 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt
adına suç işleme, 2911 sayılı Kanuna muhalefet,
Görevi yaptırmamak için direnme, Terör örgütünün
propagandasını yapma
Hüküm : a) Sanık hakkında 06.12.2010 ve 07.04.2011 tarihli
terör örgütü propagandası yapma suçları ile 03.11.2010
tarihli 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesine muhalefet
suçu hakkında 6352 sayılı Kanun uyarınca
kovuşturmanın ertelenmesine,
b) 2911 sayılı Kanunun 33/1, TCK"nın 62, 50/1-a,
52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
c) TCK"nın 265/1-3, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın
62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
d) TCK"nın 314/3, 220/6. maddeleri delaletiyle 314/2,
220/6-son, 62, 53, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5.
maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükmedilen cezaların süresine göre şartları bulunmadığından ve yasal süresinden sonra sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteğinin 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddine,
1- Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma ve 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesine yönelik kurulan hükme yönelik incelemede;
6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin 1. fıkrasına göre verilen kovuşturmanın ertelenmesine ilişkin kararlar anılan maddenin 4. fıkrası ile CMK"nın
223. maddesinin 8. fıkrası 2. cümlesi hükmü karşısında durma kararı niteliğinde olup CMK"nın 223/1. maddesinde sayılan hüküm niteliğindeki kararlardan olmadığından temyiz incelemesine yer olmadığına, gereğinin itiraz merciince yerine getirilmesine,
2- Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın örgüt adına işlediği görevi yaptırmamak için direnme ve 2911 sayılı Kanunun 32/1, 33/1. maddelerine muhalefet etme suçlarının, 30.04.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3713 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkra kapsamında sayılan suçlardan olmadıkları belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık hakkında öncelikle temel ceza tayin edilip sonrasında TCK"nın 220. maddesi 6. fıkra 2. cümle ile indirim uygulandıktan sonra devamında 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince arttırım yapılması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
3- Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde aşağıdaki husus dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK"nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı CGTİK"nın 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, sanık hakkında kurulan hükümde infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde seçenek yaptırım olan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezasının kısmen veya tamamen infazına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan TCK"nın 50/6. maddesinin uygulanmasına ilişkin bendin hükümden çıkarılması ile sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4- 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesinden kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 16.09.2014 tarih, 2014/9-96 esas, 2014/375 sayılı kararı doğrultusunda sanığın 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine uygun olduğu kabul edilen eyleminin mutad ve meşru bir "düşünce ve kanaat açıklama yöntemi" olduğu değerlendirildiğinden, sanığa yüklenen suçun tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hükümden önce 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.