Esas No: 2018/3341
Karar No: 2021/3974
Karar Tarihi: 14.06.2021
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/3341 Esas 2021/3974 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31/05/2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 02/05/2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, İstanbul ili, Büyükçekmece ilçesi, 30 pafta 437 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazda 26.10.1993 gün ve 1035 sayılı Belediye Encümen kararı ile 2981 sayılı yasanın 10/b-c maddesine istinaden yapılan imar uygulaması sonucu oluşan 251 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tescil edildiğini, imar uygulamasının idari yargıda iptal edildiğini ileri sürerek; davalılar adına kayıtlı 251 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali, 437 parselin ihyası ile davacı adına tescili isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, idare mahkemesinin iptal kararından sonra iptal kararı doğrultusunda Belediye tarafından yeniden işlem tesis edilmeden davalılar adına kayıtlı tapunun iptal edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Öte yandan; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin ve imar uygulamasını yapan Belediye Başkanlığının davada yer almaları gerektiği de açıktır.
Yukarıda açıklanan ilkeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu 437 parselin bulunduğu alanda Büyükçekmece Belediye Başkanlığının 26.10.1993 tarih 1035 sayılı kararı ile imar uygulaması yapıldığı anlaşılmaktadır. İmar uygulamasının İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 26.03.1997 tarih 1994/962 E.- 1997/ 360 K. sayılı ilamı ile iptal edildiği ileri sürülerek 437 kadastral parselin ihyası talep edilmiştir.
O halde mahkemece öncelikle; Belediyesince 2981-3290 Sayılı Yasanın 10/b-c maddesi uyarınca yapılan imar uygulamasının çekişme konusu taşınmaz yönünden ayakta olup olmadığının kesinleşme şerhli idare mahkemesi ve encümen kararları da değerlendirilmek suretiyle tereddüde yer bırakmayacak şekilde saptanması, çekişme konusu taşınmaza ilişkin imar uygulamasının iptal edildiğinin saptanması halinde geri dönüşüm işlemlerinin yapılıp yapılmadığı, geri dönüşüm işlemlerinin yapılmadığının tespit edilmesi durumunda ise 437 parsel sayılı taşınmazın tedavüllü tapu kayıtları (geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir biçimde kütük sayfaları) ile dayanak belgeleri (Belediye Encümen kararı, şuyulandırma cetvelleri,vs) ve kadastral pafta ile oluşturulan imar parselleri krokileri getirtilerek mahallinde uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılması, ihyası talep edilen 437 parsel sayılı taşınmazın kadastral sınırları üzerinde iptal edilen şuyulandırma işlemi ile oluşturulan imar parsellerinin ve diğer alanların (park, yol, gibi) kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanması; 437 parsel sayıl taşınmaz kapsamında çekişmeli imar parseli dışında başka alanlar (imar parselleri, yol, park,vs) varsa, bunlar hakkında da malikleri aleyhine kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil davası açmak üzere davacıya uygun bir süre verilmesi ve açıldığı takdirde eldeki davayla birleştirilmesi, taraf delillerinin toplanması, imar uygulamasını gerçekleştiren Belediye de davaya dahil edildikte sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.06.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.