Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/741 Esas 2020/5484 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/741
Karar No: 2020/5484
Karar Tarihi: 30.11.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/741 Esas 2020/5484 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, davacının \"Z+Şekil\" markasının tanınmış marka olarak tescili talebinin reddine dair YİDK kararının iptali ile davacı markasının Tanınmış Markalar Siciline tescili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının \"Z şekil\" ibareli markanın tanınmış olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Ancak, tanınmışlık sabit bir olgu olmayıp, her somut olayda münferiden ispatlanması gereken bir vakıadır. Bu nedenle, iş bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığının kabulü gerekir. Bölge adliye mahkemesi kararı, re’sen BOZULARAK KALDIRILMIŞTIR.
Kanun maddeleri: HMK'nın 373/1. maddesi.
11. Hukuk Dairesi         2020/741 E.  ,  2020/5484 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06.07.2017 tarih ve 2013/210 E- 2017/297 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 15.11.2019 tarih ve 2018/1573 E- 2019/1147 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili adına tescilli 2002/14355 sayılı "Z şekil" ibareli markanın tanınmış olduğunun tespiti için davalı kuruma yaptıkları başvurunun nihai olarak Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK tarafından reddedildiğini ileri sürerek, davaya konu YİDK kararının iptaline ve müvekkiline ait markanın tanınmış markalar siciline tescil edilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının "Z şekil" ibareli markanın tanınmış olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, davacının “Z+Şekil” markasının tanınmış marka olarak tescili talebinin reddine dair YİDK kararının iptali ile davacı markasının Tanınmış Markalar Siciline tescili istemine ilişkindir.
    İlk derece ve bölge adliye mahkemelerince, işin esasına girilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmişse de, davalı kurumun, tanınmış marka sicili oluşturarak, tanınmış markaları bu sicile kayıt yetkisi bulunmamaktadır. Zira, Türk Patent ve Marka Kurumu"na bu yönde belirtilen şekilde bir yetki ve görev vermiş bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. Kaldı ki, Dairemizin yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, tanınmışlık sabit bir olgu olmayıp, her somut olayda münferiden ispatlanması gereken bir vakıadır. Bu nedenle, iş bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığının kabulü gerekir. Nitekim, Dairemizin, 05.02.2020 gün, 2019/2980 Esas-2020/931 Karar sayılı ilamında da aynı sonuçlara ulaşılmıştır. Hukuki yarar ise dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen göz önüne alınması gereken bir husustur. Bu itibarla, iş bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözetilerek, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle işin esasına girilmesi doğru görülmemiş, bölge adliye mahkemesi kararının re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara