Esas No: 2018/7367
Karar No: 2020/8145
Karar Tarihi: 10.12.2020
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/7367 Esas 2020/8145 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, tarafların kardeş olduklarını, mahkeme kararıyla dava konusu taşınmazdan 1766 m2 lik kısmın davacıya verildiğini, kararın 20.04.2014 tarihinde kesinleştiğini, dava sonucu davacıya kalan taşınmazın yıllardan beri davalı tarafından kullanıldığını, çay tarımı yapıldığını, ayrıca 2 nolu parselde de davacının 3/8 hak sahibi olduğunu, bu taşınmazın da sürekli olarak davalı tarafından kullanıldığını, intifadan men koşullarının oluştuğunu, bu nedenle 3750 parsel ve 2 parsel sayılı taşınmazlar için dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık gelirin 3750 parsel için tamamının, 2 parsel için 3/8 inin işleyecek yasal faizi ile ödenmesini talep etmiştir.
Davalı; tapu kayıtlarına göre taşınmazın 5/8 inin davalının 3/8 inin davacının olduğunu, dava konusu 174 parselin 15.08.2012 tarihinde kesinleşen mahkeme kararıyla müstakil tapuya dönüştüğünü, 2 nolu parsele ilişkin davanın ise atiye bırakıldığını, yeni parsel numaralarına göre 3750 parselin davacının, 3751 parselin ise davalının olduğunu, çay karnelerinin dava devam ettiğinden yarı yarıya tanzim edildiğini, geriye doğru 5 yıl gidildiğinde 2008 yılında davacının çay gelirinden hakkı olandan fazlasını aldığını, 2009 yılında gübre parası vermediği gibi çay parasını yarıcıya bağışladığını, daha sonraki son 3 yılda ise payı oranında gübreye ortak olmadığı gibi, çay cüzdanını da yarıcıdan aldığını, ortaklığın giderilmesi davası devam ederken araziyi kullanmasına kasıtla arazime girme, benim payımı toplama diyerek engel olmaya çalıştığını, çayı kestirmediğinden çay cüzdanını kullanamadığını savunmuştur.
Mahkemece; tüm dosya kapsamı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, davacının taksim davası sonuçlanana kadar taşınmazları davalının ve yarıcı Meryem"in kullanmasına rıza göstermiş olduğu, taksimden sonra ise davalının, davacının payına yönelik herhangi bir tecavüzünün vaki olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; paydaşlar arası ecrimisil istemine ilişkindir.
Dosya kapsamı incelendiğinde, 2008 yılı ecrimisil talebi yönünden davalı, davacının hakkından fazlasını aldığını beyan etmiş olup, davalı tanıklarından Meryem Görmüş de "2008 yılında Emine hiç bir gübre kesim araba parası gibi hiç bir masrafa karışmamasına rağmen bütün bu masrafları Sami karşılamasına rağmen çay gelirinden Emine"nin payına düşen para kendi hesabına yatmıştır." şeklinde beyanda bulunmuşsa da dosya kapsamında Mahkemece bu hususta yeterli araştırma yapılmamış olup davacının payını aldığına dair hesabına yattığı belirtilen banka kayıtları getirtilerek 2008 yılı için sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiştir.
Yine davalı tarafından kendi verdiği 15.11.2012 havale tarihli cevap dilekçesinde “...son 3 yılda davacının payı oranında gübreye ortak olmadığı gibi çay cüzdanını da yarıcıdan almıştır, ortaklığın giderilmesi ile ilgili mahkemesi devam eden sonucu kesinleşmemiş araziyi kastederek “Arazime girme benim payımı toplama” diyerek engel olmaya çalışmıştır....” şeklinde beyanda bulunulduğu halde Mahkemece rızanın varlığından bahisle davanın reddine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle Mahkemece son 3 yıl olan 2010-2011-2012 yılları için ecrimisil hesaplaması yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.