Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/11254 Esas 2014/14406 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/11254
Karar No: 2014/14406
Karar Tarihi: 01.10.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/11254 Esas 2014/14406 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2014/11254 E.  ,  2014/14406 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 21/11/2013
    NUMARASI : 2012/29-2013/926

    Taraflar arasındaki alacak (menfi tespit) davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı yanca genel kredi sözleşmelerinden kaynaklı alacağın tahsili için Erzurum 3. İcra Müdürlüğü"nün 2008/4457 ve Erzurum 4. İcra Müdürlüğü"nün 2006/234 sayılı icra dosyaları üzerinden icra takiplerine girişildiğini,
    Erzurum 3. İcra Müdürlüğü"nün 2008/4457 sayılı icra dosyasına konu asıl borçlusu dava dışı N. Ö. olan genel kredi sözleşmesinde müvekkilinin kefil olarak gösterildiğini, sözleşmede kefalet limitinin boş bırakıldığını ve sonradan “62.286.851.715” yazıldığını ancak Türk Lirası yada döviz olarak para biriminin belirtilmediğini, dolayısıyla kefalet miktarının belirsiz olduğunu, keza Erzurum 4. İcra Müdürlüğü"nün 2006/234 sayılı icra dosyasına konu asıl borçlusu dava dışı A. K. T. olan genel kredi sözleşmesinde müvekkilinin kefil olduğunu, ancak sözleşmede asıl borçlunun isminin yazılmadığını, bu sözleşmede müvekkilinin imzası bulunmadığını, kefalet miktarı olarak “28.000” olarak yazılmış olmasına karşın para biriminin belirtilmediğini, müvekkilinin icra takiplerine konu her iki sözleşmeden dolayı kefaletinin geçerli olmadığını ileri sürerek genel kredi sözleşmelerinden ve bu sözleşmelere dayalı icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, asıl borçlusu dava dışı A. K. T. olan genel kredi sözleşmesinde asıl borçlunun kimlik bilgilerinin belirtildiğini, davacı kefilin sözleşmede imzasının bulunduğu gibi limitin yazı ile “yirmisekizbin YTL” olarak yazıldığını, asıl borçlusu dava dışı N. Ö. olan genel kredi sözleşmesinde ise limitin sözleşme başlığında yazı ile “Kırkbeş milyar TL” olarak gösterildiğini, davacının iddilarının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, her iki icra takibindeki alacağın tüketici kredisinden kaynaklandığı ve fakat icra takiplerine dayanak olarak genel kredi sözleşmelerinin gösterildiği, kullandırılan kredinin genel kredi sözleşmesi kapsamında olmadığı, kredi kullanan kişiye ve kefillerine ayrıca tüketici kredisi sözleşmesi imzalattırıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne para birimi yazılı olmayan genel kredi sözleşmelerinden dolayı davacı kefaletinin geçersizliğinin tespitine ve iptaline, genel kredi sözleşmelerine dayalı icra takiplerinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava konusu icra takiplerine dayanak olarak genel kredi sözleşmeleri gösterilmiş ve dava dilekçesinde hem bu genel kredi sözleşmelerinde yazılı miktarların karşısında para birimi belirtilmediğinden kefaletin geçersizliğinin tespiti hem de dava konusu icra takiplerinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebinde bulunulmuştur.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bankaca kullandırılan kredinin tüketici kredisi olduğu belirtilmiş ve tüketici kredisine ilişkin ayrı bir sözleşme sunulamadığı gerekçesiyle mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; dava konusu edilen genel kredi sözleşmelerinde sözleşme limitinin yazılı olduğu 1. sayfada para birimi açıkça yazılı olduğundan kefaletin geçersizliğinden sözedilemez. Bu durumda mahkemece davacının anılan sözleşmelere ilişkin telebinin reddi gerekirken bu husus gözetilmeden delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek davanın tümden kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara