Esas No: 2019/3863
Karar No: 2021/4348
Karar Tarihi: 28.06.2021
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/3863 Esas 2021/4348 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 25/04/2008 tarihinde verilen dilekçeyle önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 05/04/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 15/06/2021 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ..., davacılar vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, 3.050,00TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3.050,00TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 28/06/2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Taraflar arasındaki ihtilaf, TMK"nun 732. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan önalım hakkından kaynaklanmaktadır. Temyize konu edilen Bölge Adliye Mahkemesince de, sorunun hukuki nitelendirilmesi bu şekilde yapılmıştır. Davanın kabulüne yönelik ilk derece mahkemesinin ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair Bölge Adliye Mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; ilk derece mahkemesince şuf"a bedeli olarak trampaya konu dairelerin bedeli değil, davalının satış bedeli olarak kabul ettiği 1.576.896,00 Euro"nun trampa tarihindeki kur üzerinden karşılığı olan 2.753.891,17 TL ve satış masrafı olan 41.308,37 TL"nin toplamı olan 2.795.199,54 TL"nin şuf"a bedeli olarak davalıya ödenmesine karar verilmiş olup, kararın bu yönüyle hukuki dayanağı bulunmamaktadır. TMK"nun 734/2. Maddesi "Önalım hakkı sahibi, adına payın tesciline karar verilmeden önce, satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderlerini , hakim tarafından belirlenen süre içinde hakimin belirleyeceği yere nakden yatırmakla yükümlüdür." hükmünü içermektedir. Maddeden anlaşılacağı gibi, şuf"a hakkını kullanan davacı, taşınmazı satın alan üçüncü kişi yerine geçmekte olup, davacı tarafından depo edilmesi gereken bedel de, taşınmazın maliki satıcı ile davalı arasında (her hangi bir muvazaa olmaksızın) kararlaştırılan gerçek bedeldir. Bu bedelin yabancı para cinsinden olmasına yasal bir engel de bulunmamaktadır. Nitekim, TMK"nun tamamlayıcısı olan Türk Borçlar Kanunu"nun 99/2-3. Maddesi "Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağını aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir." şeklindedir.
Yukarıda da değinildiği gibi, ilk derece mahkemesince depo edilmesine karar verilen bedel, trampaya konu edilen dairelerin değeri değil, davalının kabul ettiği 1.576.896,00 Euro"nun trampa tarihindeki (08/02/2008) TL olarak karşılığıdır. Bu karara karşı davacı istinaf yoluna başvurmamış, temyiz dilekçesinde ise düzelterek onama talebinde bulunmuştur. Oysa, tarafların kabulü ve TBK"nun yukarıda açıklanan 99. Maddesi gereğince ödemesi gereken bedel, davacı tarafından ödeme yapılması gereken tarihte, yani mahkemece depo kararı verildiği tarihteki kur üzerinden Türk Lirası cinsinden hesaplanacak olan bedeldir. Aksinin kabulü, gerek TMK"nun 734. Maddesine, gerekse TBK"nun 99. Maddesine aykırı olacağı gibi, davacının sebepsiz zenginleşmesine de yol açacaktır. Bu nedenle, İstinaf Mahkemesince verilen kararın bu yönüyle bozulması gerekirken onaması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.