Esas No: 2014/14439
Karar No: 2014/16694
Karar Tarihi: 20.11.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/14439 Esas 2014/16694 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bozüyük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2012/424-2013/327
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
1-Dairenin bozma kararlarından önce hükme esas alınan 06.05.2011 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın tespit edilen m² değerine %20 objektif değer artışı uygulanmış, kalan kısım için ise %11 oranında değer düşüklüğü hesaplanmış olup, hükmü sadece davacı vekilinin temyizi üzerine Dairenin 18.06.2012 gün, 2012/5227E.-2012/7420 K. sayılı bozma ilamında bu hususlarda herhangi bir bozma nedeni belirtilmemiştir. Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre bozma gerekleri yerine getirilmeli, bu bağlamda bozma kapsamı dışına çıkılmamalı ve bozmaya konu edilmeyerek davacı yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözönünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle bozma sonrası hükme esas alınan 04.03.2013 tarihli raporda taşınmazın tespit edilen m² değerine %40 objektif değer artışı uygulanıp, kalan kısım için ise % 40 oranında değer düşüklüğü verilerek kamulaştırma bedelinin hesaplanması,
2-Kamulaştırma Yasası"nın 4650 Sayılı Yasayla değişik 11.maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca arazilerde değerlendirme, taşınmaz malın değerlendirme tarihindeki mevki ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği yıllık net gelire göre yapılır. Birden çok ürün yetiştirilebilen yörelerde gerçek değere ulaşılabilmesi için tek ürünle yetinilmeyerek çevrede ekilmesi mutat olan ürünler dikkate alınır. Buna göre mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede ekilmesi mutat olup münavebeye alınacak ürünlerin neler olduğu gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden sorulup, buğday ürününün yanında en az bir ürün daha alınıp, bunun da değerlendirme yılında dekar başına asgari ve azami verimi ve üretim gideri ile kg başına ortalama satış fiyatı esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken, buğdayın iki defa münavebeye alınarak değerlendirme yapılması,
3-Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken fazla yatırılan miktarın davacıya iadesine karar verilmesiyle yetinilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.