Esas No: 2018/8589
Karar No: 2022/3971
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/8589 Esas 2022/3971 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2018/8589 E. , 2022/3971 K.Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararın temyiz edildiği ve incelendiği belirtiliyor. Suçun özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma olduğu, ancak daha önce açıklanması geri bırakılan bir dolandırıcılık suçu olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla, uzlaştırma işlemi uygulanarak sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca, sanığın suçun temas ettiği kanun maddesinin önödeme kapsamına alındığı belirtiliyor. Kararda geçen kanun maddeleri ise şöyle açıklandı:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 157/1. maddesi (dolandırıcılık suçu)
- 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. maddesi (uzlaştırma hükümleri)
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. maddesi (uzlaştırma işlemi uygulanması gerekliliği)
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 264/1. maddesi (suçun temas ettiği kanun maddesi ve önödeme kapsamı)
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/1. maddesi (basit yargılama usulü) ve Anayasa Mahkemesi'nin 2021 tarihli iptal kararı hakkında bilgi.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma
HÜKÜM : Açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması suretiyle atılı suçtan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, 5237 sayılı TCK'nin 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçu olduğu, hükümden sonra 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesi ile uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenerek dolandırıcılık suçunun da uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. maddesine göre uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunduğu gözetilerek, 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme de dikkate alınıp, bu suç yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçtan mahkum olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu olması,
Kabule göre de;
Hükümden sonra 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 12. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK'nin 75. maddesi uyarınca sanığa yüklenen özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçunun temas ettiği 5237 sayılı Kanun'un 264/1. maddesinde düzenlenen suçun önödeme kapsamına alındığı nazara alınarak sanığın hukuki durumunun buna göre değerlendirilmesi gerekliliği,
Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün 5237 sayılı TCK'nin 264/1. maddesi kapsamında yer alan suça ilişkin olduğu, 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesi ile basit yargılama usulünün getirildiği ancak Anayasa Mahkemesinin 16/03/2021 tarihli ve 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14/01/2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 sayılı iptal Kararı ile yargılama aşamasında olup "henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış" dosyalar açısından Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 5271 sayılı Kanun'a 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Yasa'nın 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan "...hükme bağlanmış..." ibaresinin "basit yargılama usulü" bakımından iptal edildiği ve bu kararın sonuçları itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu anlaşılmakla, TCK'nin 7/2 ve CMK’nin 251. maddeleri gereğince “Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 19/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.