Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/13589 Esas 2022/4443 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/13589
Karar No: 2022/4443
Karar Tarihi: 28.04.2022

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/13589 Esas 2022/4443 Karar Sayılı İlamı

5. Ceza Dairesi         2021/13589 E.  ,  2022/4443 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Edimin ifasına fesat karıştırma
    HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat
    EK TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Onama

    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
    CMK'nin 260/1. maddesine göre edimin ifasına fesat karıştırma suçundan açılan kamu davasında katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Yasa'nın 18. maddesindeki düzenlemenin verdiği yetkiye ve CMK'nin 237/2. maddesine dayanılarak kamu davasına katılan olarak kabulüne, sanık ... müdafin yasal süresinden sonra vaki temyiz talebi ile diğer sanıklar müdafilerin hükmolunan sonuç ceza miktarları itibarıyla koşulları bulunmayan ve yasal süresinden sonra vaki duruşmalı inceleme istemlerinin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'un 317 ve 318. maddeleri uyarınca ayrı ayrı reddiyle, incelemenin katılan ... Genel Müdürlüğü vekilinin tüm hükümlere, katılan Hazine vekilinin sanıklar ..., ... ve ... hakkında verilen beraat, ... ve ... dışındaki sanıklar müdafilerin mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı ve duruşmasız olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    Suç tarihleri itibarıyla yürürlükte bulunan 19/12/2002 tarihli ve 24968 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yapım İşleri Muayene ve Kabul Yönetmeliğinin 4. maddesinde muayene ve kabul komisyonlarında görevlendirilecek olanların tamamının teknik eleman olmasının zorunlu olduğunun hüküm altına alındığı, yapılan işlerin kabul sürecinde görev yapan kamu görevlisi sanıkların muayene ve kabul ile görevlendirildikleri işlerin uzmanı olmadıkları yönünde savunmada bulundukları nazara alınarak; katılan kurumdan kamu görevlisi olan sanıkların görevlerine ve eğitim durumlarına ilişkin detaylı bilgi alınarak muayene ve kabul işlemlerini yaptıkları işlerin niteliği de gözetilmek suretiyle teknik eleman olarak kabul edilip edilmeyeceklerinin karar yerinde tartışılıp değerlendirilmesi, sözleşmenin tarafı yüklenicinin sorumlu olduğu da gözetilerek kamu görevlisi olmayan sanıkların bağlantılı eylemlerinin de birlikte değerlendirilmesi sonrasında sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hükümler kurulması,
    Kabule göre de;
    Suça konu edimlerin yapım işlerine ilişkin olması nedeniyle sanıkların eylemlerinin TCK'nin 236/2-d maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, ancak; 5237 sayılı TCK'nin 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasa'nın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığından, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri suçun faili olabileceğinden, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiğinden, 5237 sayılı TCK'nin 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nin 236/2-d maddesi uyarınca edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında; TCDD müfettişlerince yapılan suç duyuruları üzerine Adana, Mersin, Çumra, Tarsus, Ulukışla, Karaman, İskenderun, Erzin, Nizip, Suruç Asliye Ceza Mahkemelerinde edimin ifasına fesat karıştırma suçlarından çok sayıda kamu davası açıldığının UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulama neticesinde anlaşılması karşısında; söz konusu davaların akıbetlerinin araştırılması, derdest ise birleştirilmeleri, karara çıkmış ve kesinleşmiş ise onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi sonrasında suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığının, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının ve mükerrer dava olup olmadığının saptanması, ayrıca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde sanıklara verilecek cezadan aynı Kanun'un 43/1. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra kesinleşen dava dosyalarından verilen cezaların mahsubu ile oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi, hukuki kesintinin gerçekleşmesi halinde ise ayrı ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde kararlar verilmesi,
    TCK'nin 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği kabul edilen kamu görevlisi sanıklar hakkında aynı Kanun'un 53/5. maddesinin uygulanmaması,
    Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı TCK'nin 53. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin Kararının değerlendirilmesi lüzumu,
    Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerin ve katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 28/04/2022 tarihinde bozmada oy birliği gerekçede oy çokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY
    Madde metninde yer alan sözleşme teriminin, ihale kararına dayalı olarak yapılan sözleşmeyi mi, yoksa idareye karşı belli bir edimde bulunma yükümlülüğü altına girilen tüm sözleşmeleri mi kapsadığı hususunun değerlendirilmesi suçun konusu bağlamında oluşumu açısından önem arz etmektedir.
    Öğretide bir kısım görüşe göre herhangi bir ihale usulü takip edilmeksizin piyasadan sağlanan mal veya hizmet edimleri de suçun konusunu oluşturabilmektedir. (Özgenç, İzzet. İhale Sürecinde İşlenen Suçlar, 4. Baskı, Ankara 2013, s.115-116 Dipnot 84, Altıparmak, Cüneyt, Türk Ceza Kanunu’nda İhaleye İlişkin Suçlar, Seçkin 2012, s.138, Arslan, Çetin/Töngür, Ali Rıza. Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu, TAAD 2013/14, s.234, Ünal, Nurdoğan/Erol, Ramazan/Erol, Mesut. İhale ve Sözleşme Yönetiminde Kamu Görevlilerinin Cezai-İdari-Mali Sorumlulukları, Ankara 2015, s.148)
    Öğretide ağırlıklı görüşe göre ise; ihale kararı sonrası yapılan sözleşmeler bu kapsamda değerlendirilecek, ihale ile alım usulü olmayan doğrudan temin yoluna başvurulmasından sonra yapılan sözleşmeler ile idarenin yaptığı diğer sözleşmeler gereğince taahhüt edilen edimin yerine getirilmesinde hileli hareketlerde bulunulması, TCK’nin 236. maddesinde düzenlenen edimin ifasına fesat karıştırma suçu kapsamında değerlendirilmeyecektir. (Gökcan, Hasan Tahsin/Artuç, Mustafa. Türk Ceza Kanunu Şerhi, Adalet Yayınevi, VI. Cilt, Ankara 2021, s. 7927 vd.; Akbulut, Berrin. Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu, Ceza Hukuku Dergisi, Ağustos 2009, sh. 50, Demir, Nazlı Hilal, Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu, Fasikül, Nisan 2013, Sayı: 41, s.25, Eker Kazancı, Behiye. İhaleye Fesat Karıştırma ve Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçları, 2. Baskı Ankara 2011, s.216, Şen, Ersan/Aksüt Ertekin, Uygulamada İhaleye Fesat Karıştırma Suçları, 4. Baskı, Ankara 2014, s. 289
    O halde bu suçun oluşabilmesi için olmazsa olmaz şart, maddenin birinci fıkrasında gösterilen tüzel kişilere karşı taahhüt altına girilen bir ihalenin var olmasıdır. (Dülger, Murat Volkan. Ekonomik Suçlar Bağlamında İhale Sürecine ve Sözleşmesine İlişkin Suçların Değerlendirilmesi, Uğur Alacakaptan’a Armağan, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2008, sh. 231)
    Bunun gerekçesi olarak, madde metninde, “ihale kararında veya sözleşmesinde” ibaresi kullanılmayarak, “ihale kararında veya sözleşmede” ifadesinin tercih edilmesini gösterilebilir. Madde de, “ihale kararında” kavramından sonra, “sözleşmede” ifadesinin yer alması, bu ifade ile sözleşmenin ihale sonucunda imzalanan sözleşme olması gerekliliğini vurgulamıştır. (Demir, Nazlı Hilal, Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu, Fasikül, Nisan 2013, Sayı: 41, s.25)
    Edimin ifasına fesat karıştırma suçunun ihaleye fesat karıştırma suçundan hemen sonra düzenlenmesi bu suçların birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olduğu ve ortak özelliklerinin ihale yolsuzluklarını engellemek olması nedeniyle, ihalenin olmadığı yerde edimin ifasına fesat karıştırmanın mümkün olmadığı ifade edilmektedir. (Yaşin, Mehmet.” İhale İstisnası Kamu Satın Alımlarında Edimin İfasına Fesat Karıştırılması Mümkün müdür?, Mali Kılavuz, 2007/97, s. 99, Akbulut, Berrin. Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu, Ceza Hukuku Dergisi, Ağustos 2009, sh. 50
    İhale sonrasında sözleşmenin yapılması kural olmakla beraber, belirtmek gerekir ki, ihale sonrasında sözleşmenin yapılmadığı bazı istisnai durumlar bulunmaktadır. Buna örnek olarak, Kamu İhale Kanunu madde 21'de belirtilen pazarlık usulü ile yapılan ihaleler gösterilebilir. Yine, Devlet İhale Kanunu madde 51'de belirtilen bazı işlerin pazarlık usulüyle yapılabileceği ve bu işler ile ilgili olarak şartname düzenlenmesi, tahmini bedel tespiti, teminat alınması ve sözleşme yapılmasının zorunlu olmadığı düzenlenmiştir. Bu nedenle madde metninde, “ihale kararında veya sözleşmesinde” ibaresi kullanılmayarak, “ihale kararında veya sözleşmede” ifadesinin tercih edilmesinin bilinçli bir tercih olduğunu kabul etmek gerekir. Birinci fıkrada taahhüt altına girilen edim tabiri kullanıldıktan sonra suçun oluşumunu bağlı hareketli olarak gösteren ikinci fıkranın beş bendinde de ihale tabirinin kullanılmış olması, taahhüt altına girilen edimin ihaleye dayalı olmasını zorunlu kılmaktadır. (Demir, Nazlı Hilal, Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu, s. 25, Kaplan, Mahmut, Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu, İHFM Füsun Sokullu-Akıncıya Armağan, Cilt 2, 2013, s.713 Dipnot 19) (aynı şekilde doğrudan temin kapsamında alımı yapılacak olan malın teslimi veya hizmetin ya da yapım işinin tamamlanmasının belli bir süreyi gerektirmesi durumunda alımın bir sözleşmeye bağlanması zorunlu olup bir defada yapılacak alımlarda sözleşme yapılması idarenin takdirindedir. Bu halde idareler, sözleşme yapmayabilirler. Doğanyiğit, Sadettin. Kamu İhale Kanunu ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, 15. Baskı, s.566)
    İhale sonrasında sözleşmenin yapılmadığı bazı istisnai durumlar bulunması, bir kısım halde ise sözleşme yapılmasının idarenin takdirinde olması, takdire bağlı olarak yapılacak sözleşme ile suçun oluştuğunun kabul edilmesinin mümkün olmaması, birinci fıkrada taahhüt altına girilen edim tabiri kullanıldıktan sonra suçun oluşumunu bağlı hareketli olarak gösteren ikinci fıkranın beş bendinde de ihale tabirinin kullanılmış olması nedeniyle taahhüt altına girilen edimin ihaleye dayalı olması yasal zorunluluktur.
    Doğrudan temin usulü ile işlerin yapılmış olması karşısında, açıklanan nedenlerle, edimin ifasına fesat karıştırma suçunun oluşmayacağından bahisle de bozma yapılması gerektiği kanaatinde olduğumdan aksi kanaate bu ek gerekçe ile iştirak edilmiştir.


    Hemen Ara