Esas No: 2013/18012
Karar No: 2014/12207
Karar Tarihi: 03.07.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/18012 Esas 2014/12207 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/07/2013
NUMARASI : 2009/1003-2013/404
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekili ile fer"i müdahil vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.Ö.. Ö.. ile davalı şirket vek.Av.A.. K..ı ve davalı asil A.. K.. ile fer"i müdahil vek.Av.H.. Ö.."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların ve davalı asilin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, bankadan temlik alınan genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalılar vekili cevabında, takibe konu genel kredi sözleşmelerinde müvekkillerinden A.. K.."nın kefalet imzasının sahte olduğunu, davacının müvekkili şirketin alacağının bulunamadığını, davacı ile davalı şirket ortaklarının bir kısmının müvekkili şirketi dolandırarak birlikte hareket edip muvazaalı şekilde davacının iyiniyetli 3. kişi konumunda gösterilmesini sağladıklarını, davacı ile birlikte hareket ederek S.. Ç.."nun 01.05.2007 tarihli hisse devir sözleşmesiyle A.. K.."nın A.."deki hisselerinin % 40"ını devraldığını, hisse devir borcunu ödemek amacıyla A.. adına kredi kullandığını ve bu borcu şahsen ödeyeceğini taahhüt ettiğini, A.."nin kredi işleminde para olarak kullanıldığını, kredinin gerçekte A... adına değil S.. Ç.. ve M.. B.. tarafından şahsen kullanıldığı, daha önce A.. ile A.. arasında kredi ilişkisi bulunmadığı, bankanın A.."den teminat almaması ve M.. B..."ın böylesi yüksek miktara kefil olmasının kredisinin bu iki şahsa verilmiş olduğunu gösterdiğini, kredinin A.."nin hesaplarına geçmesinden hemen sonra bu paraların S.. Ç.."nun ve ortağı olduğu şirketlerin hesabına aktarıldığını, bu hususun Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ve yapmış olduğu soruşturma sırasında tespit edildiğini, 7.000.000 TL"nin S.. Ç.."na aktarıldığını, konuyla ilgili açılan ceza davasının derdest olduğunu, şirket adına olan çeklerin diğer davalı A.. K.."nın sahte imzasını atarak icra takibine koydukları, görünüşte A.. adına kullanılan kredinin, A.."den S.. Ç.."na aktarılan paralarla ödenmiş olduğunu, davcının S.. Ç.. ve M.. B.. B.."a ait şirketlerde çalıştığını, davacıya iyiniyetli 3. kişi görünümü verilmesi için muvazaalı temlik işlemi yapıldığını, davacının 3.500.000 TL"yi ödeyecek gücü bulunmadığını, bankanın gerçek borçlulardan alacağını tahsil etmesine rağmen temlik işlemi yaptığını, hesap kat edilmeden alacağın temlik edilmesinin bankanın kötüniyetini gösterdiğini, muvazaalı işlemlerde bulunan davacı ile birlikte hareket ettikleri kişiler arasındaki perdenin kaldırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı ile A.. arasında imzalanan 18.11.2008 tarihli temlikname ile bankanın A.. Tanıtım ve İ.. A.Ş"ye kullandırdığı TL ve döviz kredilerinden kaynaklanan 3.450.760 TL tutarındaki alacağını BK m.162 vd. Maddelerine göre davacı H.. Y.."e 3.450.760 TL" den 500.000 TL"lik kısım için takip başlattığı, davacının A.."nin 3.450.760 TL"lik borcunu 05.11.2008 tarihinde ödediği, davanın münhasıran temlik alınan alacağa dayalı olarak açıldığı, davalı şirket üçüncü kişinin borcunu üstlenmiş olsa da kredi ilişkisinin dava dışı banka ile davalı şirket arasında kurulduğu, davalı şirketin borcunu ifa ettikten sonra gerçek borçluya başvurması gerektiği, 19.07.2012 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporuna göre, kredi sözleşmesindeki kefalet imzasının davalı A.. K.."ya ait olduğu, müdahil M.S.. Ç.."nun davalı A.. Tanıtım...A.Ş."den nakit veya çek tahsili sonucu çektiği paraları dava dışı şirketlere aktardığına ilişkin savunmaların dava konusuyla ilgisi olmadığı, yönetim kurulu üyesi ve ortağı sıfatıyla mali sorumluluğu gerektiren iş ilişkinin başka bir davanın konusu olabileceği, G.. Motorlu Araçlar Ltd. Şti. tarafından İ.. Bankası"na 27.01.2009 tarihli temlikname uyarınca A.. Tanıtım ve İ.. Hizmetleri A.Ş."nin kredi borcuna karşılık yatırmış olduğu paranın müdahil S.. Ç... tarafından A.."den çekilen paralarla karşılanmış olduğu hususunun birbiriyle örtüşmediği S.. Ç.. ile A.. arasındaki ilişkinin birbirinden bağımsız olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü davalılar vekili ile fer"i müdahil S.. Ç.. vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekili ile fer’i müdahil vekilinin A.. Tanıtım ve İ.. A.Ş. bakımından ileri sürdüğü tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Uyuşmazlık genel kredi sözleşmelerine istinaden A Banktan temlik alınan alacağa ilişkindir. Ne var ki, hükme esas alınan 19.7.2012 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda inceleme konusu belge olarak 3 adet “…toplam üç İş Bankası Genel Nakdi ve Gayri Nakdi” kredi sözleşmesi yazılı olup, bu durumda uyuşmazlık konusu A Bank genel kredi sözleşmelerindeki davalı A.. K..’nın kefalet imzalarına ilişkin bir inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı A.. K.. adı altında genel kredi sözleşmelerindeki kefalet imzalarının aidiyeti yönünden, sözleşme tarihi ve öncesine ait yeterli sayıda imza örnekleri ve mahkeme huzurunda alınan istiktap tutanakları ile birlikte uzman bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınması gerekir.
Öte yandan, hukuki işlem tarihi itibarıyla yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 500’üncü maddesinin 1’inci fıkrasına göre, “Alacaklı kefaletten dolayı tahakkuk eden borcun temini için kefaletin akdi esnasında tesis yahut sonradan istihsal olunan teminatı kefilin zararına olarak tenkıs eder veya elinde bulunan delâili elden çıkarırsa kefile karşı mes"ul olur.” Bu nedenle genel kredi sözleşmelerindeki kefalet imzalarının davalı A.. K..’ya ait olduğunun saptanması halinde kefalet esnasında veya sonrasında dava konusu borca ilişkin bir teminat bulunup bulunmadığının araştırılarak, sonucuna göre BK’nun 500/1 hükmünün değerlendirilmesi gerekir. Bu yönler gözetilmeden eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalılar vekili ile fer’i müdahil vekilinin A.. Tanıtım ve İ.. A.Ş. bakımından ileri sürdüğü tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte gösterilen sebeple hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasına hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalı A.. Tanıtım ve İ.. A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı A.. K.. yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.