Esas No: 2021/13020
Karar No: 2022/8123
Karar Tarihi: 11.05.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/13020 Esas 2022/8123 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/13020 E. , 2022/8123 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
A) Sanık ... hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ile özel belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen ve değerlendirilen delillere, Mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak dosya içeriğine uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre; yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ile özel belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik katılan vekili ve sanığın temyizlerinin incelenmesinde;
1) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçu yönünden yapılan incelemede;
a-Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; suça konu iş yerinin gerçek bir iş yeri olması, sanığın kurumun denetim imkanını ortadan kaldıracak mahiyette hileli bir hareketinin bulunmaması, kurumun kendisine bildirilen iş yerlerini ve işe giriş bildirgelerini denetleme yetkisinin her zaman bulunması karşısında, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
b-Kabule göre de; suçun konusunu oluşturan zarar sanığın kendisi ve ailesi için yapılan sağlık harcamalarından ibaret olup bu şekilde bir harcama yapılıp yapılmadığı belirlendikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, sanığa yapılan yaşlılık aylığı ödemeleri kurum zararı kabul edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulması,
2) Özel belgede sahtecilik suçu yönünden yapılan incelemede;
Temyiz dışı sanık ...'in beraat eden sanık ...'in muhasebecisi olduğu ve ... işlerini takip ettiği, sanığın, komşusu olan muhasebeci sanık ...'e başvurarak sigortalı çalışıp emekli olmak istediğini söylediği, çalışma saatlerinin uymaması nedeniyle iş yerinde çalışmadığı ve çalışmamasına rağmen çalışıyormuş gibi gösterilerek ...'ya bildirdikleri, bu şekilde sanığın özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu kamu davasında; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, sisteme giriş yapan ilgilinin gerçek kimliği ile işlem yapmakla birlikte, verinin içeriğinin doğru olmaması nedeniyle özel belgede fikri sahtecilik suçunu oluşturacağı düşünülebilirse de Türk Ceza Kanununda özel belgede sahtecilik suçunda fikri sahteciliğin cezalandırıldığına dair düzenleme bulunmaması ve elektronik ortamda verilen işe giriş bildirgesinin sahtecilik suçunun maddi konusunu oluşturan belge niteliğini haiz olmaması nedeniyle özel belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmayacağı; resmi belgede sahtecilik suçu açısından yapılan değerlendirmede, resmi belgenin kamu görevlisi tarafından görevi gereği, kanunun belirlediği şekil şartlarına uygun olarak düzenlediği belgeler olduğu, somut olayda “işe giriş bildirgesini” düzenleyen işverenin kamu görevlisi olmaması, işveren adına hareket eden muhasebecinin eyleminin de 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun 2-A maddesinde belirtilen "muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu" kapsamındaki işlerden olmaması, aynı Kanun'un 47. maddesinde sözü edilen meslek mensuplarının görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan da sayılmaması, “işe giriş bildirgesinin” resmi belge sayıldığına dair yasal bir düzenlemenin de bulunmaması hususları dikkate alındığında bu tür veri girişlerinin ceza hukuku anlamında resmi belge olarak kabul edilemeyeceği, kaldı ki, 5510 sayılı Kanun'un 100. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen resmi belgenin oluşması için failin sisteme veri yüklemesi yeterli olmayıp ayrıca işe giriş bildirgesinin elektronik olarak sunulduğu Sosyal Güvenlik Kurumunca da sistem üzerinden tali bir kısım işlemlerin yapılması gerektiği, bu bağlamda, suça konu e-bildirgelerin, resmi belge olduğuna dair herhangi bir yasal düzenleme bulunmaması ve gerçeğe aykırı e-bildirgeleri verme eyleminde sisteme girilen verilerin resmi belgede sahtecilik suçunun maddi konusuna ve sanık tarafından gerçekleştirilen eylemin suçun tipiklik ilkesine uymadığından resmi belgede sahtecilik suçuna da vücut vermeyeceği; sisteme veri yerleştirme suçu açısından yapılan değerlendirmede ise; hukuka aykırı olarak girilen sisteme, veri sağlayıcısı tarafından izin verilmeyen şekilde veri girişi yapmak ya da veri taşıma araçları ile yükleme yapmak gerektiği; somut olayda sanığın talebi ile temyiz dışı muhasebeci sanık ...'in, mükellef tarafından verilen rıza ve izne istinaden mükellefe ait şifre kullanarak sisteme veri yüklediği ve şifreyi hukuka aykırı bir şekilde elinde bulunduran kişi konumunda olmadığı, iş yerinin muhasebecisi olan Ahmet'in sanığın talebi üzerine iş yeri ile aralarındaki sözleşmeye istinaden kurumun verdiği şifreyle sisteme hukuka uygun şekilde girerek, e-bildirge içeriğine doğru olmayan verileri yerleştirmesi sonucu kuruma elektronik ortamda gerçek olmayan bir veri iletmekten ibaret eyleminin sisteme veri yerleştirme suçunu da oluşturmayacağı; sanığın eyleminin resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesinde de; resmi belgeyi düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yalan bildirimde bulunulmasında kişinin beyanı yeterli olmayıp, bu beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılması zorunluluğu gerekli ise kişinin beyanına itibar edilemeyeceği, kişinin bu beyanını içeren belgenin de ispat aracı olarak kullanılamayacağından, aynı zamanda elektronik ortamdaki veri girişinin muhatabı bilgisayar sistemi olup, TCK'nin 6. maddesindeki tanıma uyan bir kamu görevlisi bulunmadığı gibi, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.04.2014 tarih ve E.-2014/153 K. sayılı kararına göre, bu beyan sonucunda düzenlenen, öz ve biçimsel unsurları tam olan bir resmi belge de bulunmadığından, sanığın eyleminin resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu da oluşturmayacağından, somut olayda, iş yerinin muhasebecisinin, sanığın talebi ile, katılan kurum ile şirket yetkilisi arasındaki sözleşmeye istinaden kurumun verdiği şifreyle sisteme hukuka uygun şekilde girerek, e-bildirge içeriğine doğru olmayan verileri yerleştirmesi sonucu kuruma elektronik ortamda gerçek olmayan bir veriyi iletmekten ibaret eylemlerinin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle sanığın beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekili ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 11.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.