Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/12280 Esas 2022/8292 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/12280
Karar No: 2022/8292
Karar Tarihi: 12.05.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/12280 Esas 2022/8292 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2021/12280 E.  ,  2022/8292 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SUÇ : Özel belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Beraat

    Sahtecilik suçlarında suçtan zarar görenin suçun maddi unsurunun hedef aldığı kişi olması ve suçun konusunu oluşturan belgelerin şikayetçiye karşı kullanılmaması nedeniyle, yüklenen özel belgede sahtecilik suçundan doğrudan zarar görmeyen şikayetçinin kamu davasına katılma ve hükmü temyiz etme hakkının bulunmadığı, usulsüz olarak verilen katılma kararının hükmü temyiz etme yetkisi vermeyeceği anlaşıldığından; şikâyetçi adına vekilinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nin 298. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmesine, 12.05.2022 tarihinde ...'nın karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY

    Sanık ...'ın, mülk sahibi katılan ...'in rızası dışında oluşturduğu 07.05.2015 tarihli kira sözleşmesi sebebiyle özel belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında verilen hükmün mülk sahibi katılan vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizce "Sahtecilik suçlarında suçtan zarar görenin suçun maddi unsurunun hedef aldığı kişi olması ve suçun konusunu oluşturan belgenin şikayetçiye karşı kullanılmaması nedeniyle, yüklenen özel belgede sahtecilik suçundan doğrudan zarar görmeyen şikayetçinin kamu davasına katılma ve hükmü temyiz etme hakkının bulunmadığı, usulsüz olarak verilen katılma kararının hükmü temyiz etme yetkisi vermeyeceği gerekçesiyle temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nin 298. maddesi uyarınca REDDİNE" ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmek mümkün bulunmamıştır.
    Şöyle ki;
    Sahtecilik suçlarının 5237 sayılı TCK'nin kamu güvenliğine karşı suçlar bölümünde düzenlendiği, bu suçlarla korunmak istenilen hukuki yararın kamu güvenliği olduğu tartışmasızdır. Nitekim Ceza Genel Kurulu'nun 08.10.2019 tarihli, 2017/11-1198 Esas, 2019/580 Karar sayılı ilamında "5237 sayılı TCK'nin belgede sahtecilik suçlarının düzenlendiği madde metinlerinde suçun mağdurunun kim olduğuna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemesi, belgede sahtecilik suçlarının konusunun kamu güvenliği olması karşısında, mağdurununda toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifade ile kamunun olduğu, eylemin bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekmektedir." şeklinde olduğu, dolayısıyla sahtecilik suçlarında kişilerin suçtan zarar gören olacağı da tereddütsüz olarak ifade edilmiştir.
    Diğer taraftan; 5271 sayılı CMK'nin 237. maddesinin 1. fıkrasında "Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar... kamu davasına katılabilirler" hükmü ile kamu davasına katılma hakkı bulunanların üç grup halinde belirtildiği, suçtan zarar görenlerin kamu davasına katılma hakkı ön görülmesine rağmen " Suçtan zarar görme" kavramının Kanun'da açıkça tanımlanmadığı, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; " Suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali" olarak anlaşılıp uygulanmış, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceği kabul edilmiştir. Suçtan zarar gören kavramı Ceza Genel Kurulu'nun 15.07.2008 gün 2008/9-95 Esas, 2008/195 Karar sayılı ilamında; "Hakimlerin bir olayda suçtan zarar görenleri belirlerken sanığa yüklenilen ve cezalandırılması istenilen fiille haklı bir çıkarı zedelenen kişinin ceza kavuşturması konusundaki isteğini göz önünde tutmak ve bu haklı görüldüğünde suçtan zarar görme niteliğini tanımak durumunda" olduğu vurgulanmıştır.
    Somut uyuşmazlıkta; kiracı olmadığı halde, mülk sahibi katılan ...'in rızası dışında vekilinin yerine attığı sahte imza ile gayrimenkulünü iş yeri olarak kiralamış gibi sahte kira sözleşmesi düzenleyen sanığın, mülkiyete dair bir kayıt ya da kira sözleşmesi olmadan elektrik, su aboneliği yaptırması mümkün değilken sahte oluşturduğu kira sözleşmesiyle elektrik aboneliği tesis ettirdiği, dolayısıyla düzenlediği özle belge vasfını haiz sahte kira sözleşmesini kullanarak, fuzuli şagil konumunda olmasına karşın kira bedelini de ödemeyerek mülk sahibinin iş yerinden fayda sağladığı ve sahte belge sebebiyle mülk sahibinin suçtan zarar gördüğü aşikar olup, aksinin kabulü halinde somut hadisede olduğu gibi sahtecilik suçlarının çoğu zaman soruşturma konusu dahi yapılması mümkün olmayacaktır.
    Bu açıklamalar muvacehesinde; belgede sahtecilik suçlarının mağdurunun kamu olduğu, uyuşmazlık konusu hadisede olduğu gibi mülk sahibinin vekili yerine sahte imza atılarak düzenlenen kira sözleşmesiyle kira bedeli ödenmeden, sahte belge ile aboneliklerini de yaptırarak fuzuli şagil konumunda Anayasa ve yasalarla teminat altına alınan mülkiyet hakkının özüne dokunulması sebebiyle mülk sahibin de sahtecilik suçundan doğrudan zarar gören sıfatıyla davaya katılma, dolayısıyla hükmü temyiz de etme hakkının bulunmasına karşın, temyiz işleminin 5271 sayılı CMK'nin 298. maddesi uyarınca reddine karar verilmesine dair sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.


    Hemen Ara