Esas No: 2021/1487
Karar No: 2022/7995
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/1487 Esas 2022/7995 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2021/1487 E. , 2022/7995 K.Özet:
Mahkeme, hükümlerinin bir kısmını bozdu. Sanık ... hakkında nitelikli zimmet suçundan mahkumiyet, diğer sanıklar hakkında ise denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma suçundan verilen beraat hükümleri bozuldu. Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hüküm onandı. Ancak, sanık ... hakkında nitelikli zimmet suçundan kurulan hüküm bozuldu. Zira, zincirleme nitelikli zimmet ile zincirleme nitelikli dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı hükümler kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmuştu. Ayrıca, TCK'nin 53. maddesi hakkında yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması gerektiği belirtildi.
TCK'nin 251/2. maddesi ve 66/1-e maddesi hakkında: Sanıklara isnat edilen suçun 5237 sayılı TCK'nin 251/2. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanun'un 66/1-e maddesinde belirtilen 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımını kesen son işlem olan 20/04/2012 tarihli sorgu ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gö
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sanık ... hakkında zincirleme nitelikli zimmet ve kamu görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği, diğer sanıklar hakkında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma
HÜKÜM : Atılı suçlardan sanık ... hakkında mahkumiyet, diğer sanıklar hakkında beraat
EK TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Onama
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Başvurularının kapsamına göre; katılan vekilinin sanıklardan ... hakkında nitelikli zimmet suçundan kurulan mahkumiyet, ... ve ... hakkında ise denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma suçundan verilen beraat hükümlerini, sanık ... müdafin ise müvekkili hakkında nitelikli zimmet ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerini temyiz ettiği gözetilerek yapılan incelemede;
Sanıklar ... ve ... hakkında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma suçundan verilen hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklara isnat edilen suçun 5237 sayılı TCK'nin 251/2. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanun'un 66/1-e maddesinde belirtilen 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımını kesen son işlem olan 20/04/2012 tarihli sorgu ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasa'nın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
TCK'nin 53/1-a madde-fıkra-bendindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle yüklenen suçu işleyen sanığın 53/5. maddesi gereğince bu bentteki hak ve yetkilerin tamamını kullanmaktan yasaklanması yerine memuriyet hak ve yetkilerini kullanmasının yasaklanmasına karar verilmek suretiyle sınırlı uygulama yapılması aleyhe temyiz bulunmaması sebebiyle bozma nedeni sayılmamış, TCK'nin 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz sırasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Delillerle iddia ve savunma, yapılan yargılama göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafin temyiz itirazlarının reddiyle eleştirilen husus dışında usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
Sanık ... hakkında nitelikli zimmet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suç tarihlerinde Kırkağaç Mal Müdürlüğünde muhasebe şefi olarak görev yapan sanığın mal müdürlüğüne vekalet ettiği döneme ilişkin olarak hem harcama evrakına istinaden hak sahiplerine ödeme işlemlerini yapması gereken tutarlardan kesinti yaparak hem de gerçeğe aykırı ödeme emirleri düzenlemek suretiyle hazineden para talep edip kurum hesabına gelen tutarları kendi hesabına aktararak nitelikli zimmet suçunu işlediği kabul edilen somut olayda; sahte belgeler düzenleyerek gerçeğe aykırı şekilde hak sahiplerine fazladan ücret tahakkuk ettirip bu tutarların kendi hesabına yatırılmasını sağlayarak haksız kazanç elde etmek şeklindeki eylemlerinin, yasal tevdi unsuru bulunmadığı ve sanığın bu paralar üzerinde koruma ve gözetim sorumluluğunun da olmadığı gözetildiğinde nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, hak sahiplerine ödenmek üzere hazineden talep edilen ücretlerin eksik ödenmesi ve kalan kısmı mal edinmek suretiyle gerçekleştirdiği eylemlerinin ise nitelikli zimmet suçunu oluşturacağı nazara alındığında, bu miktarların yeniden bilirkişi raporu alınmak suretiyle ayrı ayrı belirlenmesi ve zincirleme nitelikli zimmet ile zincirleme nitelikli dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı hükümler kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Zimmetin mal edinilen para olması nedeniyle faizin kapsama dahil edilemeyeceği, faiz miktarı düştükten sonra ödenmesi gereken zimmet miktarının 116.124,82 TL olduğu, 13/04/2011, 26/04/2011, 31/05/2011 tarihli toplam 15 adet alındı belgesi karşılığında sanık tarafından 78.616,90 TL'nin kurum hesabına yatırıldığı, 16/05/2011 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından alınan yazıya göre sanığın emekli ikramiyesinden 37.509,76 TL kesinti yapılacağının belirtildiği ve idari tahkikat aşamasında alınan beyanında sanığın bu kesintiye rıza gösterdiğinin anlaşıldığı, bu şekilde belirtilen tarihlerde toplam 116.126,66 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği, soruşturmanın ise ... Valiliği Defterdarlık Personel Müdürlüğünün 08/06/2011 havale tarihli suç ihbar yazısı üzerine başladığı, bu itibarla etkin pişmanlığın soruşturma öncesi gerçekleştiği gözetilmeden, sanık hakkında verilen cezadan 5237 sayılı TCK'nin 248/1. maddesi uyarınca 2/3 yerine, 248/2. maddesiyle 1/2 oranında indirim yapılmak suretiyle fazla ceza tayini,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle TCK'nin 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
TCK'nin 53/1-a madde-fıkra-bendindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle yüklenen suçu işlediği kabul edilen sanığın 53/5. maddesi gereğince bu bentteki hak ve yetkilerin tamamını kullanmaktan yasaklanması yerine memuriyet hak ve yetkilerini kullanmasının yasaklanmasına karar verilmek suretiyle sınırlı uygulama yapılması,
Kanuna aykırı, katılan vekili ile sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 29/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.