Esas No: 2019/9203
Karar No: 2022/10074
Karar Tarihi: 07.09.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2019/9203 Esas 2022/10074 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2019/9203 E. , 2022/10074 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Zimmet
HÜKÜM : 1)İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/10/2016 tarihli ve 2015/267 Esas, 2016/255 sayılı Kararı ile zimmet suçundan mahkumiyet,
2)İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin 23/11/2016 tarihli ve 2016/48 Esas,
2016/47 sayılı Kararı ile istinaf başvurusunun
esastan reddi,
3)İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin 25/11/2016 tarihli ve 2016/48 Esas, 2016/47 sayılı Ek Kararı ile temyiz isteminin reddi.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen temyiz isteminin reddine dair ek karar ile istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin asıl karar temyiz edilmekle dosya incelendi;
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin reddine dair ek kararı yasal süresi içerisinde 28/11/2016 tarihinde temyiz ettiği, 15/07/2020 tarihli ve 31186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7249 sayılı Kanun'un 10. maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 59. maddesine eklenen 5. fıkra ile avukatların görevlerinden ... veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları hakkında CMK’nın 286/2. maddesinin uygulanmayacağı hükmünün getirildiği, ayrıca 7343 sayılı Kanun'un 15. maddesi ile 1136 sayılı Kanun'a eklenen ve 30/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren geçici 24. madde ile de anılan Yasa'nın 59. maddesinin 5. fıkrasının, bu tarihten itibaren 15 gün içinde talep etmek koşuluyla avukatların görevlerinden ... veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle bölge adliye mahkemesi ceza dairelerince 15/07/2020 tarihinden önce verilmiş kesin nitelikteki kararları hakkında da uygulanmasına olanak sağlandığı, bu itibarla O yer Cumhuriyet savcısının bölge adliye mahkemesince verilen kararlara yönelik incelemeye konu temyiz isteminin 1136 sayılı Yasa'nın geçici 24. maddesindeki 15 günlük süre içinde yapılmış talep olduğunun Anayasa'nın 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinde düzenlenen hak arama özgürlüğünün doğal bir sonucu olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesince verilen 25/11/2016 tarihli ek kararın kaldırılmasına ve esasın incelenmesine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 17/06/2021 tarihli ve 2021/5-43 Esas, 2021/287 sayılı Kararında da açıklandığı üzere; sanık ile şikayetçi ... arasındaki vekalet ilişkisinde kamu otoritesi ve kamu gücünün kullanılmadığı, söz konusu paranın teslim edilmesinin sanığın avukat olmasının doğal sonucu değil şikayetçi tarafından şahsına duyulan ... ilişkisi nedeniyle verilen ahzu kabz yetkisi kapsamında gerçekleştirildiği ve buna bağlı olarak da aralarındaki ilişkinin hizmet ilişkisi kapsamında kaldığı gözetildiğinde, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 155/2. maddesinde tanımı yapılan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı ve 24/10/2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesinin ''Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur'' hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun'un 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, O yer C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5271 sayılı CMK'nın 302/2 ve 307/5. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozmaya konu kararın niteliği de nazara alınarak aynı Kanun'un 304/2-a maddesi gereğince dosyanın İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE 07/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.