Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2011/19573 Esas 2012/405 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2011/19573
Karar No: 2012/405
Karar Tarihi: 18.01.2012

Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2011/19573 Esas 2012/405 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Karar, bir kişinin 5237 sayılı TCK'nın uygulanıp uygulanamayacağına dair Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın Yargıtay tarafından incelenmesiyle ilgilidir. Kararda, başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve başvuru şeklinin açıkça gösterilmesi gerektiği belirtilerek, başvuru yapılırken bu hususlara dikkat edilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Ayrıca, 5252 sayılı Kanunun 9/1. maddesi, TCK'nın lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabilme hallerinde duruşma yapılmaksızın da karar verilebileceğini öngörmüş olsa da, suçun unsurlarında ve cezalandırılabilme şartlarında değişiklik olması durumunda duruşma açılarak tüm değişikliklerin ve uygulama olanaklarının değerlendirilip kararda gösterilmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu nedenle, mahkeme kararı bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri CMK'nın 34/2, 231/2 ve 232/6, 5728 sayılı Kanun'un 562. maddesi, 6008 sayılı Kanun'un 7. maddesi, 5237 sayılı TCK ve 5252 sayılı Kanun'dur.
14. Ceza Dairesi         2011/19573 E.  ,  2012/405 K.

    "İçtihat Metni"



    Irza geçme suçundan hükümlü ... hakkında 5237 sayılı TCK.nın uygulanıp uygulanamıyacağı ile ilgili olarak Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 03.12.2009 gün ve 2009/713 D. İş Karar sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi hükümlü tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi;
    CMK.nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri gereğince kararda başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve başvuru şeklinin açıkça gösterilmesi gerektiği, aksi halde aynı Kanunun 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedenlerinin oluşacağı, temyiz edilen kararda ise başvurulacak kanun yolu yanlış gösterilerek usul hükümlerine aykırı davranıldığı, bu itibarla hükümlünün 06.12.2009 tarihinde kendisine tebliğ olunan hükme yönelik 23.12.2009 günlü dilekçesinin eski hale getirme yoluyla süresinde yapılmış temyiz istemi niteliğinde olduğu; keza hükümlü hakkında davanın esasını çözen 03.12.2009 tarihli Ek Kararın duruşma dışında verilmiş olsa bile temyiz edilebileceği kabul edilerek işin esasına yönelik inceleme yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    5252 sayılı Kanunun 9/1. maddesi 01 Haziran 2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak TCK.nın lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde duruşma yapılmaksızın da karar verilebileceğini öngörmüş ise de; sonradan yürürlüğe giren kanunla suçun unsurlarında, sair cezalandırılabilme şartlarında, suçun karşılığında öngörülen ceza yaptırımlarında ve bir cezaya mahkum olmaya bağlı kanuni neticelerindeki değişikliklerin ve bunların uygulama olanaklarının değerlendirilebilmesi, olaya tatbik imkânı bulunan kanunun belirlenebilmesi, değişen temel ceza ve artırım indirim oranları belirlenirken takdir hakkının isabetli kullanılabilmesi, her iki kanunla ilgili değerlendirme sonuçlarının denetime olanak verecek şekilde kararda gösterilmesi ve gerektiğinde kesinleşen önceki hükümde değişiklik yapılabilmesi için duruşma açılıp tüm bunların neden ve gerekçeleri de gösterilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden dosya üzerinden yazılı şekilde karar verilmesi, .../...

    Kabule göre de;
    Hükümden önce 08.02.2008 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK.nın 7/2. maddesi uyarınca sanık yararına olan 5728 sayılı Kanunun 562. maddesinin 1. fıkrası ile değişik CMK.nın 231/5. maddesinde hapis cezası için öngörülen sınırın 2 yıla çıkartılması ve anılan maddenin 2. fıkrası ile de 231/14. maddesindeki soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suç olma koşulunun kaldırılması karşısında, mahkemece hükümden sonra yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7. maddesi de gözetilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının karar yerinde tartışılması lüzumu,
    Bozmayı gerektirmiş, hükümlünün temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Hemen Ara