Esas No: 2022/2698
Karar No: 2022/3401
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/2698 Esas 2022/3401 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/2698 E. , 2022/3401 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2011/128 E., 2011/288 K.
SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükme yönelik;
Sanık müdafii Av. ...’in temyiz isteği yönünden; adı geçen müdafiin temyiz isteminin, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirlenen bir haftalık kanunî süre geçtikten sonra öne sürüldüğü belirlenmiştir.
Sanık müdafii Av. ...’ın temyiz isteği yönünden hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Midyat 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.05.2006 tarihli ve 2006/97 Esas, 2006/254 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ıncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (d) bentleri, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 4 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Midyat 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.05.2006 tarihli ve 2006/97 Esas, 2006/254 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 09.01.2011 tarihli ve 2008/11704 Esas, 2011/204 Karar sayılı ilâmı ile özetle;
a) Mağdur hakkında tanzim olunan ve hükme esas alınan raporun, organlardan birinin işlevinin zayıflamasının tespiti bakımından gerekli süre geçmeden tanzim olunması nedeniyle adlî tıp kriterlerini taşımadığı gözetilerek Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı ilgili İhtisas Kurulundan yeni rapor alınması gerekliliği,
b) Hüküm kurulurken, 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinin birinci, dördüncü ve beşinci fıkralarındaki şekle ve sıraya göre ilgili maddelerin tatbik edilmesi gerekliliği,
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Midyat 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.10.2011 tarihli ve 2011/128 Esas, 2011/288 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
4. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 18.03.2022 tarihli ve 2021/72655 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafii Av. ...’ın süre tutum dilekçesi sunmakla yetindiği, gerekçeli kararın tarafına usûlüne uygun şekilde tebliğine rağmen gerekçeli temyiz dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Mağdur ve sanığın internet kafede tartıştıkları, fakat bu tartışma kavgaya dönüşmeden ayrıldıkları, mağdurun ilerleyen saatlerde sanığı arayarak konuşmak istediğini beyan ettiği ve sanığı Ortaçarşı Mahallesinde bulduğu burada da tartışmaya devam ettikleri anlaşılmıştır. Bu sırada mağdurun, gürültü olmasından çekinerek sanığı da arabasına aldığı ve birlikte ıssız bir yere gittikleri yolda giderken de araçta tartıştıkları ve araçtan inince yeniden tartışmaya başlayarak birbirlerine karşılıklı olarak vurdukları belirlenmiştir. Bu şekilde gelişen karşılıklı kavgada mağdurun sanığa ele geçirilemeyen muşta ile vurduğu ve sanığı basit şekilde yaraladığı, sanığın da ele geçirilemeyen bıçakla mağdura 4 darbe vurduğu, bunlardan birinin batına nafiz olmakla mağduru yaşamsal tehlike geçirecek ve ince barsakta anatomik kayba neden olmakla organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olacak şekilde yaraladığı, diğer 3 yaralanmanın ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
2. Sanık her aşamada istikrarlı ve ikrara yönelik savunma yapmıştır.
3. Mağdurun anlatımları kabul ile uyumlu olup kendi eylemi yönünden tevilli ikrarda bulunduğu anlaşılmıştır.
4. Tanıklar İ.A., C.B., V.G., E.D.’nin beyanları dava dosyasında mevcuttur.
5. Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak:
a) ... Devlet Hastanesi tarafından tanzim olunan 28.04.2006 tarihli; epigastriumda (karın üst orta bölgede) 2 cm, batın sol yanda göbek hizasında 10 cm solunda 1 cm lik, kalça sol yanda 1 cm lik ve kolda dış yanda 1 cm lik kesici delici alet yaraları bulunduğu, epigastriumdakinin batına nafiz olduğu, 1,5 cm ince barsağın multiple (çoklu) yaralandığı,
i) Yaralanmanın hayati tehlikeye neden olduğu,
ii) Basit tıbbî müdahale ile giderilemeyeceği,
iii) Organ zaafı niteliğinde olduğu;
b) Yargıtay bozma ilâmının gereği olarak Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulundan temin olunan 20.06.2011 tarihli;
i) Epigastriumda, batın sol yanda, sol kalça sol ve sol kolda birer adet olmak üzere toplam 4 adet kesici delici alet yarası bulunduğu,
ii) Epigastriumda tarif edilen ve batına nafiz olan yaralanmanın kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, basit tıbbî müdahale ile giderilemeyeceği,
iii) Yüzeysel yumuşak doku lezyonlarına neden olan ve trajesine uyan bölgede herhangi bir büyük damar, sinir ve kas lezyonu tanımlanmayan diğer 3 (üç) adet kesici delici alet yaralanmasının her birinin ayrı ayrı;
1) Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı,
2) Kişi üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu,
iv) Vücutta kemik kırığı tarif edilmediği,
v) Kişide olaya bağlı olarak tarif edilen ince bağırsaktaki anatomik kaybın organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde olduğu,
Görüşlerini içerir adlî muayene raporları dava dosyasına konulmuştur.
6. Mağdurun eylemi neticesinde sanıkta meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak Midyat Devlet Hastanesi tarafından tanzim olunan 10.04.2006 tarihli, sağ oxipitoparietalde (kafa üst bölgede) 0,5 cm lik kesi, sağ yüzde yüzeysel 3 cm lik ekimoz, sağ boyunda yüzeysel 2 cm cilt sıyrığı, basit tıbbî müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğu görüşünü içerir kesin adlî muayene raporu dava dosyasına mevcuttur.
7. Sanığın adli sicil kaydı dava dosyasına eklenmiştir.
8. Mahkemece, Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 09.01.2011 tarihli ve 2008/11704 Esas, 2011/204 Karar sayılı bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanık Müdafii Av. ...’in Temyiz İsteği Yönünden
1. Temyiz talebine konu hükmün karar tarihinin, 18.10.2011 olduğu, adı geçen müdafii tarafından hükümden sonra, 15.06.2020 havale tarihli vekâletnamenin dava dosyasına sunulduğu, temyiz incelemesine konu gerekçeli kararın e-tebligat ile adı geçen müdafie tebliğ edildiği ve e-tebligatın 16.06.2020 tarihinde açıldığı, müdafiin ise Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) evrak işlem kütüğü üzerinde yapılan incelemeye göre 02.07.2020 tarihinde UYAP üzerinden gönderdiği temyiz dilekçesi ile hükmü temyiz ettiği anlaşılmıştır.
2. 5271 sayılı Kanun’un “Sürelerin hesaplanması” başlıklı 39 uncu maddesinin ikinci fıkrası; “Süre, hafta olarak belirlenmiş ise, tebligatın yapıldığı günün, son haftada isim itibarıyla karşılığı olan günün mesai saati bitiminde sona erer.” şeklinde, aynı maddenin dördüncü fıkrası ise “Son gün bir tatile rastlarsa süre, tatilin ertesi günü biter.” biçiminde düzenlenmiştir.
3. Bu açıklamalar doğrultusunda, adı geçen sanık müdafiinin elektronik tebligat adresine gönderilen Midyat 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.10.2011 tarihli ve 2011/128 Esas, 2011/288 Karar sayılı kararı 16.06.2020 tarihinde elektronik ortamda açılmış olup temyiz için 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirlenen bir haftalık kanunî süre 23.06.2020 tarihinde dolmuştur. Ancak sanık müdafiinin bu süre geçtikten sonra 02.07.2020 tarihinde UYAP ortamından gönderdiği temyiz dilekçesi ile hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından adı geçen müdafiin temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
B. Sanık Müdafii Av. ...’ın Temyiz İsteği Yönünden
1. Sanık hakkında kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanunî sonucu olarak uygulanmasına karar verilen hak yoksunlukları yönünden Anayasa Mahkemesinin, 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptal edilmiş olması ve hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesine “ertelenen veya” ibaresinden sonra gelmek üzere eklenen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen” ibarelerinin, infaz aşamasında dikkate alınabileceği anlaşılmıştır.
2. Sanığın eylemi neticesinde mağdurun hayati tehlike de geçirdiği gözetilerek sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun’un 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin de yazılması gerektiği gözetilmemiş ise de bu husus mahallinde giderilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşılmakla, herhangi bir hukuka aykırılık bulunmayan hükme yönelik, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
V. KARAR
A. Sanık Müdafii Av. ...’in Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçe (A) bölümünde açıklanan nedenlerle adı geçen sanık müdafiinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanık Müdafii Av. ...’ın Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçe (B) bölümünde açıklanan nedenle Midyat 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.10.2011 tarihli ve 2011/128 Esas, 2011/288 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.05.2022 tarihinde karar verildi.