Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/9275 Esas 2022/6993 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/9275
Karar No: 2022/6993
Karar Tarihi: 31.05.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/9275 Esas 2022/6993 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2020/9275 E.  ,  2022/6993 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : TEKİRDAĞ 4. Asliye Ceza Mahkemesi

    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Mahkûmiyet
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    Diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1) Yargılama sırasında Tekirdağ 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olarak bulunan ve duruşmadan bağışık tutulma talebi olmayan sanığın, hükmün tefhim olunduğu duruşmada hazır edilmeden veya SEGBİS yolu ile katılımı sağlanmadan, yokluğunda mahkûmiyet hükmü kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 193 ve 196. maddelerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
    2) Kabule göre de;
    A) 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazına başlanması için Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkarılan çağrı yazısını alan şüphelinin Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat ettiği, hastaneye başvuran sanığın denetimli serbestlik tedbiri için muayene olmaması nedeniyle 15/09/2014 tarihinde uyarılmasının ardından 16/09/2014 tarihinde hastaneye başvuru yapan şüphelinin 08/10/2014 tarihli bireysel görüşmesine katılmaması üzerine şüpheliye ikinci bir uyarı yapılmaksızın dosyanın kapatıldığı anlaşılmakla; inceleme konusu olayda ısrar şartı gerçekleşmediği için kamu davasını açma koşulları oluşmadan dava açılmış olması nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve denetimli serbestlik dosyasının infazına devam edilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devam edilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,
    B) Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan 5271 sayılı CMK'nın "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5.
    maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    C) UYAP’tan yapılan sorgulamada, sanığın 07/05/2014 tarihinde işlemiş olduğu kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle 03/07/2014 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, Tekirdağ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/317 esas 2014/443 karar sayılı ilamı ile mahkûmiyetine karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmekle, temyize konu 25/06/2014 tarihli eylemin 03/07/2014 tarihli iddianame tanzim edilmeden işlendiği görülmekle bu hususun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    D) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 31/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara