Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/60 Esas 2022/7165 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/60
Karar No: 2022/7165
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/60 Esas 2022/7165 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul 44. Asliye Ceza Mahkemesi, bir kişinin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymaması nedeniyle mahkumiyet kararı verdi. Ancak, mahkeme kararı bozuldu çünkü sanığın daha önce aynı suçu işleyip işlemediği araştırılmadan karar verildi. Ayrıca, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK'nın 191. maddesi ve CMK'nın \"Basit Yargılama Usulü\" başlıklı 251. maddesi ile ilgili değişiklikler detaylı bir şekilde açıklandı. TCK'nın 53. maddesi de sanığın durumu yeniden değerlendirilmesi gerektiği için belirtildi.
10. Ceza Dairesi         2022/60 E.  ,  2022/7165 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : İSTANBUL 44. Asliye Ceza Mahkemesi

    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    1- Bozma ilamına uyulmasına rağmen, UYAP kaydındaki mevcut kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarının tarihlerine ait bilgiler karşısında, sanığın dava konusu olan bu suçu, daha önce işlediği başka bir kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği, tetkike imkan verecek şekilde Cumhuriyet Başsavcılıklarından, UYAP kayıtlarından, Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüklerinden araştırılmadığı anlaşılmakla, 10.12.2011 tarihli suç tedbirin infazı sırasında işlenmiş ise 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191/5 inci maddesi uyarınca soruşturma konusu yapılamayacağı gözetilmeden, eksik araştırmayla mahkûmiyet kararı verilmesi,
    2- Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan 5271 sayılı CMK'nın "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin
    19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    3- TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 01/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara