Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/11743 Esas 2022/13107 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/11743
Karar No: 2022/13107
Karar Tarihi: 03.11.2022

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/11743 Esas 2022/13107 Karar Sayılı İlamı

5. Ceza Dairesi         2021/11743 E.  ,  2022/13107 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

    SUÇ : İhtilasen zimmet, 1163 sayılı Kanun'a muhalefet
    HÜKÜM : a) Sanıklar ..., ... ve ... hakkında zincirleme nitelikli zimmet ve kamu görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği suçlarından mahkumiyet, 1163 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi,
    b) Sanık ... hakkında zimmet
    suçundan beraat.
    ... ve ... müdafileri,
    suçtan zarar gören Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
    Bakanlığı vekili
    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
    CMK'nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette sanıklara yüklenen suçlardan zarar görmüş olan ve 27/12/2012 tarihli katılma talebi karara bağlanmayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin vekili tarafından 16/03/2021 havale tarihli dilekçe ile temyiz edilmesi karşısında, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun Ek 2/son ve CMK'nın 237/2. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak sanıklar hakkında açılan kamu davasına katılan olarak KABULÜNE, katılan Tasfiye Halinde S.S. Kirazlı Bahçe Konut ... Kooperatifi vekilinin 15/03/2021 tarihinde tebliğ edilen hükümleri 26/03/2021 UYAP havale tarihli dilekçesi ile yasal süresinden sonra temyiz ettiği anlaşılmakla, vaki temyiz talebinin 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 317. maddesi gereğince REDDİNE, incelemenin katılan ..., Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekilinin sanıklar hakkında verilen beraat ve kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine, sanıklar ..., ... ve ... müdafilerin ise bu sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazları ile sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    1-Sanıklar hakkında 1163 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine dair hükümlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca düşmesi yerine düşürülmesine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan "düşürülmesine" ibaresinin "düşmesine" şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    2-Sanıklardan ..., ... ve ... hakkında zincirleme nitelikli zimmet ve kamu görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile ... hakkında zimmet suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/10/2014 tarihli ve 675-427 ile 27/05/2014 tarihli ve 54-280 sayılı Kararları başta olmak üzere birçok kararına ve yerleşik uygulamasına göre, uyma kararı, ara kararı niteliğinde olmayıp, davanın esasını çözümleyen kararlardan olduğu cihetle; bozmaya uymakla yerel mahkemenin bozma kararında gösterilen esaslara göre işlem yapıp karar verme görevinin doğduğu nazara alındığında;
    Uyulmasına karar verilen Dairemizin 03/11/2015 tarihli ve 2015/3489 Esas, 2015/15772 Karar sayılı bozma ilamında "Yönetim kurulu üyesi olan sanıklar tarafından, sahteliği iddia olunan faturalarda belirtilen malzemelerin alındığı ve inşaatta kullanıldığı, yine avans ödemeleriyle ilgili firmalarla açık hesap usulüyle çalışıldığı savunulmakla; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde ortaya çıkarılabilmesi bakımından, mahallinde teknik bilirkişilerin, sanıklar ... ve ... müdafileri Av. ...'in 21/04/2011 tarihli dilekçesinde bildirdiği tanıklar ile tarafların bildireceği diğer tanıkların katılımıyla yapılacak keşifte, inşaatlara ilişkin proje, plan ve metraj cetvellerinden de faydalanılarak, sanıkların görevleri süresince yapılan inşaatların niteliğinin ve maliyetinin, ... birim fiyatları da esas alınmak suretiyle saptanması, bu eksikliklerin giderilmesinden sonra sanıkların görev yaptıkları dönem itibarıyla kooperatife ait defter, kayıt, belgeler ve tüm dokümanların dava dosyasıyla birlikte konunun uzmanı Sayıştay Emekli Uzman Denetçilerinden oluşan ve önceki bilirkişiler dışında seçilecek bilirkişi heyetine tevdi edilip; suç tarihleri arasındaki kooperatifin tüm gelirleri ile mahkemece yapılacak keşif sonucu teknik bilirkişilerin inşaat maliyet hesabına ilişkin tespitleri de dikkate alınarak kooperatifin gayesi ve inşaatları için yapılanlar dahil tüm giderleri belirlenip kasa ve banka mevcutları da gözetilerek karşılaştırılması, zimmete konu eylemlere ilişkin ödeme belgelerinde hangi sanıkların imzalarının bulunduğu da saptanıp buna göre her bir sanığın sorumluluğunu irdeler şekilde, zimmetlerinde kooperatif parası bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğu hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmasından sonra hasıl olacak sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir..." edilmesi gerektiğinin belirtildiği, bozma sonrası alınan inşaat maliyetinin tespitine ilişkin 10/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda kooperatif inşaatlarının yıllara göre gerçekleşme miktarına göre hesaplama yapılmayıp inşaatların bitim yılı olan 2001 yılı birim maliyeti ile toplam inşaat metrekaresi çarpılmak suretiyle inşaat maliyetinin varsayımsal olarak belirlendiği, 09/12/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise 1993-2000 yıllarına ait yevmiye ve kebir defterleri bilirkişi heyetine gönderilmediğinden suç dönemine ilişkin tüm gelir-giderlerin karşılaştırılamadığının bildirildiği, bu itibarla söz konusu raporların hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı gözetilmeden söz konusu raporlar hükme esas alınarak ve bozma ilamında belirtilen tanıkların tamamı dinlenmeyerek, bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hükümler kurulması,
    Zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinde TCK'nın 247/2. maddesinin uygulanması ile bulunan 7 yıl 6 ay hapis cezasının aynı Kanun'un 43. maddesine göre artırımı sonrasında hesap hatası yapılarak ceza miktarının 8 yıl 16 ay 15 gün yerine 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası olarak belirlenmesi,
    TCK'nın 53/1-d madde-fıkra-bendindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle yüklenen suçları işlediği kabul edilen sanıkların 53/5. maddesi gereğince bu bentteki hak ve yetkilerin tamamını kullanmaktan yasaklanması yerine kooperatif yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmaktan yasaklanmalarına karar verilmek suretiyle sınırlı uygulama yapılması,
    Dosya arasında mevcut kooperatif defter ve evrakı hakkında herhangi bir karar verilmemesi,
    Sanık ...'ın hükümden sonra 07/09/2022 tarihinde öldüğü UYAP sisteminden temin edilen nüfus kaydından anlaşıldığından, bu husus mahallinde araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK'nın 64 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince bir karar verilmesi lüzumu,
    Kanuna aykırı, sanıklar ..., ... ve ... müdafileri ile katılan ..., Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanık ... bakımından sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 03/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara