Esas No: 2022/4626
Karar No: 2022/3554
Karar Tarihi: 16.05.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/4626 Esas 2022/3554 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/4626 E. , 2022/3554 K."İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Kasten basit yaralama suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 86/3-a, 62 ve 52. maddeleri gereğince 4.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.12.2019 tarihli ve 2018/618 Esas, 2019/1363 Karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.02.2020 tarihli ve 2020/234 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 10.03.2022 tarihli ve 2021/23368 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.04.2022 tarihli ve 2022/39216 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.04.2018 tarihli ve 2014/15-487 Esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 172/1-2. maddesindeki, "(1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir. (2) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz." şeklindeki düzenlemeye nazaran,
Dosya kapsamına göre, ... 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.12.2019 tarihli ve 2018/618 Esas, 2019/1363 sayılı kararına konu kasten yaralama suçuna ilişkin, daha önce ... Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yapılarak 04.05.2018 tarihli ve 2018/9321 soruşturma, 2018/7326 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kovuşturmaya yer olmadığı kararı sonrası aynı eylem nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davasının açılması için 5271 sayılı Kanun'un 172/2. maddesi uyarınca yeterli ve yeni delil olması ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmesi gerektiği, dosya kapsamında sulh ceza hâkimliğince verilen bir kararın bulunmadığı, bu durumda sözü edilen suç nedeniyle soruşturmaya devam edilmek suretiyle iddianame düzenlenip dava açılamayacağı, sanık hakkında usulüne uygun şekilde açılmış bir kamu davası bulunmadığı bir halde sanığın mahkûmiyetine de karar verilemeyeceği gözetilerek, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
5271 sayılı CMK’nin 172. maddesine göre; "(1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
(2)Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.”
5271 sayılı CMK’nin 173. maddesine göre ise; “(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2)İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3)Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4)Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5)Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.
(6)İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172'nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır.”
Ayrıntıları CGK’nin 26.03.2019 tarihli, 2017/6-99 Esas ve 2019/264 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; “Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza muhakemesinin temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır. Cumhuriyet savcısının görevi maddi gerçeği ortaya çıkartmak ve adil bir yargılama yapılması için gerekli araştırmayı yaparak şüphelinin lehine veya aleyhine olan bütün delilleri toplamaktır.
Kamu davasını açma tekelini elinde bulunduran Cumhuriyet savcısı soruşturma evresinin sonunda toplanan delillere göre suçun işlendiği hususunda yeterli şüpheye ulaştığı takdirde iddianame düzenleyecek ve kamu davasını açacaktır. Buna karşın soruşturma işlemleri tamamlandıktan sonra, kamu davasının açılması için suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi durumunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verecektir. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilecek, karar suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilecektir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar adli-idari nitelikte bir işlem olup başka bir anlatımla karma nitelikte bir karardır. Bu nedenle beraat kararında olduğu gibi kişi hakkında verildiği fiile ilişkin olarak kesin hüküm sonuçlarını doğurmayacaktır. Ancak kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesin hüküm sonuçlarını doğurmaması, soruşturma makamının bu karardan her zaman keyfi biçimde dönebileceği ve kamu davası açabileceği anlamına da gelmemektedir. Fail hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra aynı fiile ilişkin olarak yeniden soruşturma yapılabilmesi kanun koyucu tarafından "yeni delilin meydana çıkması" ile bu hususta “sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmesi” şartlarına bağlanmış ve bu hususlar ceza muhakemesi şartı olarak belirlenmiştir. Nitekim öğretide bu hususun ceza muhakemesi şartı olduğu açıkça vurgulanmıştır. (...-... ...-... Saygılar ... ... ve Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, 5. Baskı, Seçkin Yayınevi, ... 2013, s. 65.)
İncelenen dosyada; şüpheli ... hakkında 18.02.2018 tarihinde eşi Seval Karadaş Güneş’e yönelik kasten basit yaralama eylemini gerçekleştirdiği iddiası ile daha önce ... Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yapılarak 04.05.2018 tarihli ve 2018/9321 soruşturma, 2018/7326 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Sanık hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/5863 numaralı soruşturma dosyasında yürütülen soruşturma kapsamında ise; mağdurun yaralandığına dair adli raporu düzenlenmiş ve aynı olay nedeniyle 31.10.2018 tarihli iddianame ile kamu davası açılarak yapılan yargılama neticesinde sanığın mahkumiyetine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Ancak, aynı olay nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinden sonra 5271 sayılı CMK’nin 172/2. maddesindeki şartlar gerçekleşmeden, yani kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz şeklindeki düzenleme kapsamında yeni delil niteliğinde bulunan mağdurun yaralandığında dair adli raporunun düzenlenmesinin ardından bu hususta sulh ceza mahkemesinden karar verilmesi talep edilmeden doğrudan iddianame düzenlenerek açılan dava muhakeme şartı gerçekleşmediğinden usulüne uygun bulunmamaktadır. Böylece, yargılama konusu eylem yönünden usulüne uygun açılmış kamu davası bulunmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik vaki itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenlerle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; ...
1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.02.2020 tarihli ve 2020/234 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.05.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.