Esas No: 2020/17808
Karar No: 2022/7408
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/17808 Esas 2022/7408 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/17808 E. , 2022/7408 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Düzce 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/06/2016 tarihli ve 2016/171 esas, 2016/414 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 01/10/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 17/10/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 17/02/2015 tarihli ve 2014/13564 soruşturma, 2015/74 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanunun 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına kesin olarak karar verildiği, kararın şüpheliye 06/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, 06/04/2015 tarihinde infazı için Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, uyarılmasına rağmen yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek Düzce Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 17/03/2016 tarihli ve 2014/13564 soruşturma, 2016/1031 esas, 2016/851 sayılı iddianame ile, sanığın cezalandırılması istemiyle Düzce 7. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Düzce 7. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 22/06/2016 tarihli ve 2016/171 esas, 2016/414 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 51/1. maddesi gereğince cezanın ertelenmesine, 1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın temyiz edilmeden kesinleştiği,
5- Sanığın denetim süresi içerisinde 03/11/2016 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Düzce 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/05/2017 tarihli ve 2017/434 esas, 2017/231 sayılı kararı ile cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine;
Dosyanın devredildiği Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2018 tarihli ve 2016/627 esas, 2016/771 sayılı ek kararı ile, 1 yıl 8 ay hapis cezasının aynen infazına karar verildiği, sanığın karara itiraz ettiği, itirazı inceleyen mercii Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/08/2018 tarihli ve 2018/700 değişik iş sayılı kararı ile, itirazın reddine karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17/02/2015 tarihli ve 2014/13564 soruşturma, 2015/74 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin denetim yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanunun 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine ilişkin Düzce 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/06/2016 tarihli ve 2016/171 esas, 2016/414 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, adı geçen sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, sanığa verilen hapis cezasının aynen infazına ilişkin Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2018 tarihli ve 2016/627 esas, 2016/771 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair mercii Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/08/2018 tarihli ve 2018/700 değişik iş sayılı kararının, Düzce 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/06/2016 tarihli ilk kararın kanun yararına bozulması hâlinde infaz kâbiliyetinin bulunmayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
Benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 23/12/2019 tarihli ve 2019/5427 esas, 2019/8638 karar sayılı, Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 26/05/2016 tarihli ve 2016/1582 esas, 2016/3201 karar sayılı ve Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 16/05/2016 tarihli ve 2016/927 esas, 2016/4447 karar sayılı ilâmlarında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, şüpheli hakkında Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17/02/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar şüpheliye 06/03/2015 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, söz konusu kararın kesin olarak verildiği, şüpheliye anılan karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı, bu nedenle yapılan tebligatın geçerli olmadığı cihetle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Düzce 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/06/2016 tarihli ve 2016/171 esas, 2016/414 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli hakkında, 17/10/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 17/02/2015 tarihli ve 2014/13564 soruşturma, 2015/74 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının 5 yıl sure ile ertelenmesine, 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına karar verildiği, şüphelinin yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, Düzce 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/06/2016 tarihli ve 2016/171 esas, 2016/414 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanunun 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
Sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, sanığa verilen hapis cezasının aynen infazına ilişkin Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2018 tarihli ve 2016/627 esas, 2016/771 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair mercii Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/08/2018 tarihli ve 2018/700 değişik iş sayılı kararının, Düzce 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/06/2016 tarihli kararın kanun yararına bozulması hâlinde infaz kâbiliyetinin bulunmayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
1- 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK'nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların itiraz yolu açık olmak üzere verilmesi ve şüpheliye ve zorunlu müdafiine tebliğ edilmesi gerektiği, şüpheliye, hakkında verilen karara karşı itiraz hakkı tanınmadan ve kendisine tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, şüpheli hakkında Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17/02/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve tedaviye tabi tutulmasına ilişkin karar her ne kadar şüpheliye tebliğ edilmiş ise de, kararın kesin olarak verildiği, şüpheliye anılan karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı, bu nedenle erteleme kararı kesinleşmediğinden, mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere “durma kararı” verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
2- Kabule gore de;
a-) Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 08/04/2015 tarihli ve 2015/761 DS sayılı çağrı yazısının tebliği üzerine şüphelinin müdürlüğe başvurduğu, 15/04/2015 tarihinde Uyulması Gereken Kurallar Formu imzalatılarak aynı tarihte hastaneye sevkedildiği, hastanenin 10/06/2015 tarihli raporunda tedavisine gerek olmadığı hususunun bildirildiği, 01/07/2015 tarihli grup çalışmasının 1. oturumuna katılmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, 03/07/2015 tarihli uyarı yazısının 08/07/2015 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, uyarılmasından sonra grup seminer çalışmasının 8 ayrı oturumuna katıldığı, vaka sorumlusu görüşmesine katılmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 18/02/2016 tarihinde Düzce Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, sanığın uyarılmasından sonra müdürlüğe başvurarak grup-seminer çalışmasının 8 ayrı oturumuna katıldıktan sonra yeniden yükümlülük ihlalinde bulunması karşısında; tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa " yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen başvuruda bulunmadığı veya yeniden yükümlülük ihlalinde bulunduğu
takdirde denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar ettiğinin kabul edilebileceği anlaşıldığından, kovuşturma şartı olan “ısrar şartının” gerçekleşmemesi nedeniyle de mahkemece “durma” kararı verilmesi gerektiği,
b-) 5237 Türk Ceza Kanunu'nu 51/3. maddesinde ''Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.'' şeklinde yer alan düzenleme gereğince, cezası ertelenen sanık hakkında mahkemesince en az “1 yıl 8 ay” denetim süresi belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, denetim süresinin “1 yıl” olarak belirlenmesinin de kanuna aykırı olduğu, anlaşıldığından,
Sonuç olarak; yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklandığı üzere, mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle; kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve “şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve tedaviye tabi tutulmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte yeniden usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi için Düzce Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan, Düzce 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/06/2016 tarihli ve 2016/171 esas, 2016/414 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
08/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.