Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/17052 Esas 2022/7406 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/17052
Karar No: 2022/7406
Karar Tarihi: 08.06.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/17052 Esas 2022/7406 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2020/17052 E.  ,  2022/7406 K.

    "İçtihat Metni"


    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Develi Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2018 tarihli ve 2018/295 esas, 2018/626 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 15/09/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında, 11/05/2017 ve 05/07/2017 tarihlerinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından yapılan soruşturma sonucunda, Develi Cumhuriyet Başsavcılığının 11/09/2017 tarihli ve 2017/856 soruşturma, 2017/45 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 23/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, kararın tebliği ve kesinleşmesi beklenmeden 20/09/2017 tarihinde infazı için Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    2- Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, yükümlülüklerinin ihlalde ısrar ettiği gerekçesiyle 04/01/2018 tarihinde dosyanın kapatılmasına karar verilerek 18/01/2018 tarihinde Develi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
    3- Develi Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 02/04/2018 tarihli ve 2017/856 soruşturma, 2018/220 esas, 2018/219 sayılı iddianame ile sanığın cezalandırılması istemiyle Develi Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    4- Develi Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 26/09/2018 tarihli ve 2018/295 esas, 2018/626 sayılı kararı ile, sanığın 12/05/2017 ve 06/07/2017 tarihli eylemleri için ayrı ayrı olmak üzere 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay (2 kez) hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nın 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine, TCK 51/3.maddesi gereğince 1 yıl 8 ay denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Develi Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/09/2017 tarihli ve 2017/856
    soruşturma, 2017/45 sayılı kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine ve erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, şüphelinin yükümlülük ihlâlinde ısrar edildiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, hakkında açılan kamu davası sonucunda, sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay (2 kez) hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanun'un 51. maddesi gereğince ertelenmesine ilişkin Develi Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2018 tarihli ve 2018/295 esas, 2018/626 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, Develi Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/295 esas sayılı dosyasında suç tarihinin 11/05/2017 ve 05/07/2017, iddianame düzenleme tarihinin ise 02/04/2018 olduğu birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı eylemlerin aynı mahiyette olduğu dikkate alınarak, bu eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde ayrı ayrı mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Develi Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2018 tarihli ve 2018/295 esas, 2018/626 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Şüpheli ... hakkında, 11/05/2017 ve 05/07/2017 tarihlerinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından yapılan soruşturma sonucunda, Develi Cumhuriyet Başsavcılığının 11/09/2017 tarihli ve 2017/856 soruşturma, 2017/45 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının 5 yıl sure ile ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına karar verildiği, şüphelinin yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi üzerine Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 02/04/2018 tarihli iddianame ile kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, Develi Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2018 tarihli ve 2018/295 esas, 2018/626 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 2 kez 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun'un 51. maddesi gereğince ertelenmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamına göre, Develi Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/295 esas sayılı dosyasında suç tarihlerinin 11/05/2017 ve 05/07/2017 olduğu, her iki eylem nedeniyle başlatılan soruşturma evrakının birleştirilerek her iki suç nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği birlikte değerlendirildiğinde, erteleme kararı verilmesinden önceki tüm eylemlerin tek bir suç olarak kabulünün gerektiği, somut olayda sanığın üzerine atılı tek suç olduğu, yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiği gerekçesiyle kamu davasının açıldığı, sanık hakkında tek suç nedeniyle mahkumiyet kararı verilebileceği, temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılmasının mahkemenin takdirinde olduğu anlaşıldığından; kanun yararına bozma istemi ve ihbarnamedeki sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkin bozma talebi yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri
    uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK'nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların itiraz yolu açık olmak üzere verilmesi ve şüpheliye tebliğ edilmesi gerektiği, şüpheliye, hakkında verilen karara karşı itiraz hakkı tanınmadan ve kendisine tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, şüpheli hakkında Develi Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/09/2017 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, tedaviye tabi tutulmasına ilişkin kararda itiraz kanun yolunun gösterildiği, ancak kararın şüpheliye 23/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, kararın tebliği ve kesinleşmesi beklenmeden 20/09/2017 tarihinde infazı için Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, yükümlülüklerinin ihlalde ısrar ettiği gerekçesiyle 04/01/2018 tarihinde dosyanın kapatılmasına karar verilerek 18/01/2018 tarihinde Develi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesinden sonra kararın tebliğe çıkarıldığı ve 23/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, karar kesinleşmeden denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı,denetimli serbestlik müdürlüğünce çıkarılan tebligatların hukuki sonuç doğurmayacağı, bu nedenle TCK’nın 191/4-a maddesinde yer alan dava açma koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından;
    Mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek, şüpheli hakkında “kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın infazı için Develi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
    D-) Karar:
    Açıklanan nedenlerle; kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve “kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın infazı için Develi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine ve infazının sonucunun beklenilmesine” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görüldüğünden; Develi Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2018 tarihli ve 2018/295 esas, 2018/626 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının ( a ) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    08/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Hemen Ara