Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/2595 Esas 2022/3896 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/2595
Karar No: 2022/3896
Karar Tarihi: 24.05.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/2595 Esas 2022/3896 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/2595 E.  ,  2022/3896 K.

    "İçtihat Metni"


    B O Z M A Ü Z E R İ N E
    İNCELENEN KARARIN
    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SAYISI : 2020/185 E., 2020/209 K.
    SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
    HÜKÜM : Mahkûmiyet
    TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
    Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

    I. HUKUKÎ SÜREÇ
    1. Soma Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.10.2014 tarihli ve 2006/133 Esas, 2014/378 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi, aynı maddenin son fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
    2. Soma Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.10.2014 tarihli ve 2006/133 Esas, 2014/378 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 27.09.2017 tarihli ve 2017/361 Esas, 2017/11640 Karar sayılı kararıyla;
    "Sanığa isnat edilen 5237 sayılı TCK'nin 86/1, 86/3-e, 87/2-b-son maddesinde öngörülen cezanın alt sınırının 5 yıl hapis cezası olması nedeniyle, savunmasının yargılamayı yapan mahkemece alınması gerektiği gözetilmeyerek, savunmasının talimat yoluyla aldırılması suretiyle 5271 sayılı CMK'nin 196/2. maddesine aykırı davranılması,"
    Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
    3. Soma Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.05.2019 tarihli ve 2017/347 Esas, 2019/234 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi, aynı maddenin son fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
    4. Soma Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.05.2019 tarihli ve 2017/347 Esas, 2019/234 Karar sayılı kararının sanık ve müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 18.02.2020 tarihli ve 2020/533 Esas, 2020/3248 Karar sayılı kararıyla;
    "5271 sayılı CMK'nin 196/2. maddesine aykırı şekilde istinabe suretiyle savunmasının alınması nedeni ile hakkındaki önceki hüküm bozulan sanığın, bozma ilamı sonrası esas mahkemede SEGBİS sistemi ile
    hazır edilmesine rağmen, 14.05.2019 tarihli oturumda, savunması alınmadan önce, usulüne uygun şekilde kimlik tespiti yapılmadan ve 5271 sayılı CMK'nin 147. maddesindeki hakları hatırlatılmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanması,"
    Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
    5. Soma Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.09.2020 tarihli ve 2020/185 Esas, 2020/209 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi, aynı maddenin son fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

    II. TEMYİZ SEBEPLERİ
    Sanık müdafiinin temyiz sebepleri;
    a) Eksik inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulduğuna,
    b) Sanığın eyleminin, 5237 sayılı Kanun'un 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında kaldığına,
    c) Sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği takdiri indirim nedeni uygulanmasına,
    d) Vesaire,İlişkindir.

    III. OLAY VE OLGULAR
    1. Katılan ile temyiz dışı sanık Mahmut'un suç tarihinden önce birlikte fırın işlettikleri, anlaşarak ayrıldıktan sonra katılanın Soma ilçesinde fırın açmak için resmî makamlara başvuruda bulunması üzerine Mahmut'un, yeğeni olan sanık ...'u Soma ilçesine çağırdığı ve birlikte katılanla konuştukları, konuşmanın tartışmaya dönüştüğü, bu sırada sanığın, elindeki bıçakla katılanın gözüne vurarak katılanı basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve organının işlevinin yitirilmesine sebebiyet verecek şekilde kasten yaraladığı belirlenmiştir.
    2. Sanığın, üzerine atılı suçlamayı inkâr ettiği belirlenmiştir.
    3. Katılan her aşamada istikrarlı beyanlarda bulunmuştur.
    4. Tanık M.K.'nın anlatımları, katılan beyanlarını destekler mahiyettedir.
    5. Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı ... Adlî Tıp Şube Müdürlüğünce tanzim olunan, 26.03.2014 tarihli adlî muayene raporunda; "sağ lomber bölgesinde (bel nahiyesinde) 10 cm. cıvarında derin kesi ile sağ dirseğinde 2 cm.'lik, sol ön kol ve 2 cm. ebatlarında kesi, sol gözünde penetran göz yaralanması" bulunduğu, mevcut yaralanmaların basit tıbbî müdahale ile giderilemez nitelikte oldukları, sol gözdeki penetran yaralanmasının, yüzde sabit iz niteliğinde olmadığı, duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde olduğu belirtilmiştir.
    6. Sanığın, güncel adlî sicil kaydı dava dosyasına eklenmiştir.
    8. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (4) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulduğu ve gereğinin yerine getirildiği saptanmıştır.

    IV. GEREKÇE
    1. Sanık müdafiinin, eksik inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulduğuna ilişkin temyiz sebepleri yönünden; katılanın oluşa ilişkin beyanları ile görgü tanığın M.K.'nın anlatımları ve katılan hakkında tanzim olunan adlî muayene raporları karşısında Mahkemece, dava dosyası tekemmül ettirilerek karar verildiği belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    2. Sanık müdafiinin, suç vasfının hatalı belirlendiğine ilişkin temyiz sebepleri yönünden; Olay ve Olgular başlığı altında (5) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen adlî muayene raporunun, adlî tıp kriterleri ve Dairemizin süreklilik gösteren içtihatlarına uygun olarak olay tarihi üzerinden en az 18 ay geçtikten sonra katılana ait tüm tedavi evraklarının, film ve grafileri ile geçici raporlarının tetkiki ve katılanın bizzat muayene edilmesi neticesinde tanzim olunduğu ve katılanın sağ gözünde VO tam iken sol gözünde meydana gelen yaralanma neticesinde (Vo-5/10 (+2,5-3.75 1.60 derece) olduğu belirtilmekle, görme duyusunu yitirdiği bunun da organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olduğu anlaşıldığından, söz konusu adlî muayene raporunda herhangi bir yetersizlik bulunmadığı saptanmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    3. Sanık müdafiinin, sanık hakkında takdiri indirim nedeni uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz sebepleri yönünden; cezanın hafifletilmesi sonucunu doğuran takdirî indirim nedenleri kanunî dayanağını, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinden almaktadır. Mezkûr hükmün birinci fıkrasına göre;
    "Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir."
    Şeklinde kaleme alınmıştır.
    Yukarıda zikredilen hükmün ikinci fıkrası, Mahkemenin takdirî indirim nedeni uygulanıp uygulanmayacağına karar verirken göz önünde bulundurulması gereken kıstasları, bir diğer ifadeyle takdirin şekillenmesinde rol alacak kriterleri belirler. Buna göre;
    "Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir."
    İlgili düzenleme incelendiğinde;
    a) Failin geçmişi; sanığın suç işleme eğilimi olup olmadığını,
    b) Sosyal ilişkileri; failin düzenli bir sosyo-ekonomik statüsünün bulunup bulunmadığını,
    c) Fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları; fiilden sonraki davranışları ile hakkındaki soruşturmayı sürüncemede ya da neticesiz bırakma çabası içinde olup olmadığını ve yargılama sürecinde suçun ortaya çıkmasına yardımcı olup olmadığını,
    d) Cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri; yargılama neticesinde hükmolunacak sonuç ceza miktarının, cezanın caydırıcılığı yönünden fail üzerinde herhangi bir etkisinin bulunup bulunmayacağını,
    İfade eder. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 11.07.1976 tarihli ve 15643 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 07.06.1976 tarihli ve 1976/3-4 Esas, 1976/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nda açıkça vurgulandığı üzere, 765 sayılı Kanun'un 59 uncu maddesini hüküm altına alan kanun koyucu, hâkime takdirî indirim hükmünün uygulanması konusunda geniş bir takdir yetkisi tanıyarak uygulamada çıkabilecek olan ve önceden öngörülme olanağı bulunmayan çeşitli hâlleri kapsayacak bir kalıp bulmanın zorluğu karşısında hâkimin bu yetkisini kısıtlamaktan özenle kaçınmış ve bu tavrını 5237 sayılı Kanun'da da devam ettirmiştir. Nitekim, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında takdirî indirim nedenleri sıralandıktan sonra “gibi” denilmek suretiyle takdirî indirim nedenlerinin ilgili maddede sayılanlarla sınırlı olmadığı, aksine bunların örnek olarak belirtildiği açıkça vurgulanmıştır. Burada sayılan “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar" uygulamada hâkimi sınırlayıcı değil yol gösterici nitelikteki gerekçelerdir. Bunun sonucu olarak da 5237 sayılı Kanun'un, takdirî indirim nedenleri yönünden sınırlayıcı sistemi değil, serbest değerlendirme sistemini benimsediği kabul edilmektedir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 31.01.2012 tarihli ve 2011/4-277 Esas, 2012-4 Karar sayılı kararı) O hâlde takdiri indirim nedeni uygulama/uygulamama yetkisi Mahkemenin takdirindedir. Ancak bu takdir yetkisi, sınırsız değildir. Bütün kararlarda olduğu gibi takdirî indirim nedeninin uygulanmasına veya uygulanmamasına ilişkin kararlar da gerekçeli olmalıdır. Bununla birlikte gösterilen gerekçelerin hak, adalet ve nasafet kuralları ile dava dosyası içeriğine ve ilgili kanun hükümlerine uygunluğunun Yargıtay denetimine tabi olacağında şüphe bulunmamaktadır.
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 34 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli yazılması zorunludur. Gerekçe, verilen hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun olarak izah edilmesidir. Yasal ve yeterli olmayan, dava dosyası içeriğine uymayan bir gerekçeyle karar verilmesi, kararın, kanunî bir gerekçeye dayanmaması nedeniyle hem kanun koyucunun amacına uygun düşmeyecek, hem de tarafları tatmin etmeyerek keyfîliğe yol açacaktır.
    Bu tespitler kapsamında somut olay incelendiğinde öncelikle, kurulan hükümde takdirî indirim nedeninin uygulanmamasının, hukuk kurallarını zedeleyen, Kanun'un maksat ve amacına aykırı düşen, vicdanları rahatsız eden bir yanının olup olmadığı, diğer bir anlatımla takdirî indirim nedeninin uygulanmama sebebinin ‘makul’ ve ‘makbul’ olup olmadığı yürürlükteki mevzuat hükmüne göre irdelenmeli akabinde ise takdirî indirim nedeninin uygulanmama sebebinin, kanunî bir gerekçeye dayanıp dayanmadığı saptanmalıdır.
    Sanığın kişiliğinin tespiti amacıyla dikkate almaya değer olan adlî sicil kaydının gerek dava dosyasında bulunan sureti gerekse Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi kayıtlarından güncel suretinin incelenmesi neticesinde, tekerrüre esas teşkil etmeyen sabıkalarının bulunduğu, üzerine atılı suçlamayı inkâr ederek maddî gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olmadığı, Mahkemece de "Dosya kapsamı ve oluşa göre geçerli neden olmadığından" şeklindeki kanunî bir gerekçeye istinaden sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği takdiri indirim nedeni uygulanmadığı anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    4. Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (e) bendine göre belirlenen "1 yıl 6 ay" hapis cezasının, aynı Kanun'un 87 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca iki kat artırılması neticesinde belirlenmesi gereken ceza miktarı "3 yıl 18 ay" hapis cezası iken hesap hatası nedeniyle "4 yıl 6 ay" hapis cezası olarak belirlenmiş ise de sonuç ceza miktarının, 5237 sayılı Kanun'un 87 nci maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi gereği "8 yıl" olarak tespit edilmesi nedeniyle bu husus sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
    5. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

    V. KARAR
    Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Soma Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.09.2020 tarihli ve 2020/185 Esas, 2020/209 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
    Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.05.2022 tarihinde karar verildi.




    Hemen Ara