Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/311 Esas 2022/7872 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/311
Karar No: 2022/7872
Karar Tarihi: 15.06.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/311 Esas 2022/7872 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, bir kişi hakkında uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan davanın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması nedeniyle mahkumiyetle sonuçlandığını belirtti. Dosyanın incelenmesi sonucunda, deliller ve iddia ve savunmaların kanuna uygun olarak toplandığı ve kararda tartışıldığı sonucuna varıldı. Ancak, suç tarihinde yürürlükte olan TCK'nın 191. maddesi gereğince belirlenen ceza miktarının, daha sonra yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle yeniden düzenlenen CMK'nın \"Basit Yargılama Usulü\" başlıklı 251. maddesi gereği düşürülmesi gerektiği vurgulandı. Anayasa Mahkemesi'nin 19/08/2020 tarihli bir kararı sonrasında, basit yargılama usulü uygulanabilen dosyalar için ceza indirimi yapılması gerektiği belirtildi ve karar bozuldu. TCK'nın 7. maddesi ve CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilerek sanığın hukuki durumu \"Basit Yargılama Usulü\" yönünden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
Kanun maddeleri:
- TCK'nın 191. maddesi: Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Bulundurma Suçu
- 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi: CMK'nın \"Basit Yargılama Usulü\" başlıklı 251. maddesi
10. Ceza Dairesi         2022/311 E.  ,  2022/7872 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : KÜÇÜKÇEKMECE 20. Asliye Ceza Mahkemesi

    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan 5271 sayılı CMK'nın "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 esas ve 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü
    uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 15/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara