Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/5335 Esas 2022/8147 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/5335
Karar No: 2022/8147
Karar Tarihi: 21.06.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/5335 Esas 2022/8147 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2022/5335 E.  ,  2022/8147 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : UŞAK 6. Asliye Ceza Mahkemesi

    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Mahkûmiyet
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    1- Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin incelemesinde;
    Hüküm tarihinde yürürlükte olan 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesinin yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 310/son maddesi hükmüne göre, asliye ceza mahkemesinden verilen kararları “1 ay” içinde temyiz etmesi gerektiği halde, Cumhuriyet savcısının bu süre geçtikten sonra hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından, temyiz isteğinin CMUK’un 317. maddesi gereğince REDDİNE,
    2- Sanığın yaptığı temyiz incelemesinde
    1- Dairemizin 15.06.2017 tarih, 2016/3455 esas ve 2017/2784 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, “düşme” kararının CMK'nın 223. maddesinin 1. fıkrasında tahdidi olarak sayılan hüküm çeşitleri arasında yer aldığı anlaşıldığından, CMK'nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi gereğince, “ bozma nedeni; davanın esasını çözüp de mahkûmiyet dışındaki hükümlere ilişkin ise aleyhte sonuç doğurmaz ve yeniden yargılamayı gerektirmez” düzenlemesi karşısında, mahkûmiyet hükümleri dışında kalan ve davanın esasını çözen hükümlerin hangi nedenle olursa olsun kanun yararına bozulması halinde aleyhe sonuç doğurmayacağı ve yeniden yargılamayı gerektirmeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    2- Sanık hakkında 18/08/2014 tarihli eylem nedeniyle, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verildiği, 25/11/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa 08/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği ancak;
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir
    adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının, sanığın MERNİS adresinde doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereği tebliğ edildiğinin, dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmediği ve henüz erteleme süresi başlamadığından, sanık hakkında 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK'nın 191/4. maddesindeki kamu davasının açılması şartlarının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Yasaya aykırı, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,21/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara