Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5478 Esas 2022/4921 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/5478
Karar No: 2022/4921
Karar Tarihi: 13.06.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5478 Esas 2022/4921 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/5478 E.  ,  2022/4921 K.

    "İçtihat Metni"

    İNCELENEN KARARIN
    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SAYISI : 2019/423 E., 2021/12 K.
    SUÇLAR : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
    HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
    TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzelterek Onama
    Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:


    I. HUKUKÎ SÜREÇ
    1. ... 40. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.02.2015 tarihli ve 2015/133 Esas, 2015/78 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan açılan kamu davasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 inci maddesinin birinci fıkrası ve 35 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kasten öldürmeye teşebbüs suçuna dönüşme ihtimaline binaen delillerin takdir ve değerlendirmesinin yüksek dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle 5235 sayılı Kanun’un 11 inci ve 12 nci maddeleri ile 5271 sayılı Kanun'un 3 üncü, 4 üncü ve 5 inci maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmiştir.

    2. ... 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.11.2015 tarihli ve 2015/83 Esas, 2015/306 Karar sayılı kararıyla;
    a) Sanık ... hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan; 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, aynı maddenin birinci fıkrasının son cümlesi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
    b) Sanık ... hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan; 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
    Karar verilmiştir.
    3. ... 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.11.2015 tarihli ve 2015/83 Esas, 2015/306 Karar sayılı kararının, o yer Cumhuriyet savcısı(aleyhe) ve sanıklar müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 02.10.2019 tarihli ve 2019/9336 Esas, 2019/17575 Karar sayılı ilâmıyla;
    "a) Sanıkların, aynı suçu işleme iradesiyle fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek, ele geçirilemeyen çekiç ve su terazisi ile sanık ...’i, hakkında tanzim olunan Adli Tıp Kurumu ... Şube Müdürlüğünce tanzim olunan 30/09/2015 tarihli rapora göre “hayati tehlike geçirecek, yüzde sabit iz meydana gelecek ve ağır (6) derecede kemik kırığı” oluşacak şekilde kasten yaraladıkları olayda, her iki sanığın da meydana gelen en ağır neticeden sorumlu tutularak, “hayati tehlike geçirecek, yüzde sabit iz meydana gelecek ve ağır (6) derecede kemik kırığı”na neden olacak şekilde birden fazla nitelikle hal ihlaline neden olarak gerçekleştirdikleri eylemlerinden kurulan hükümlerde, TCK’nin 61. maddesinde yer alan ölçütler ve TCK'nin 3. maddesinde belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak 5237 sayılı TCK'nin 86/1. maddesi gereğince temel cezaya hükmedilirken sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle sanıklar hakkında eksik ceza tayini,
    b) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,"
    Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

    4. ... 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.01.2021 tarihli ve 2019/423 Esas, 2021/12 Karar sayılı kararıyla;
    a) Sanık ... hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan; 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentleri, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 yıl 5 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
    b) Sanık ... hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan; 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentleri, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 yıl 5 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
    Karar verilmiştir.


    II. TEMYİZ SEBEPLERİ
    Sanıklar müdafiinin temyiz sebepleri;
    1. Sanıklar hakkında kurulan hükümlere esas alınan adlî muayene raporlarının çelişkili olduğuna,
    2. Sanıklar arasında 5237 sayılı Kanun'un 37 nci maddesinin birinci fıkrası anlamında iştirak bulunmadığına,
    3. Sanıklar hakkında kurulan hükümlerde temel cezalar belirlenirken gerekçesiz şekilde alt sınırdan uzaklaşıldığına,
    4. Sanıklar hakkında kurulan hükümlerde hesaplama hatası yapılarak fazla ceza tayin edildiğine,
    5. Sanıklar hakkında kurulan hükümlerde 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği haksız tahrik indiriminin alt sınırdan uzaklaşılarak uygulanması gerektiğine,
    6. Vesaire, İlişkindir.

    III. OLAY VE OLGULAR
    1. Sanıkların, katılanın evinin mobilya işini yaptıkları, katılanın yapılan işi beğenmemesi üzerine her iki sanığa ele geçirilemeyen terazi ile vurarak onları basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığı, bunun üzerine her iki sanığın da aynı suçu işleme kararının icrası kapsamında fikir ve eylem birliği içerisinde iştirak hâlinde hareket ederek ele geçirilemeyen çekiç ve su terazisi ile katılanın kafasına vurdukları ve etmoid kemik (burun boşluğunu beyinden ayıran kemik) kırığı, yüzde sol tarafta çoklu kemik kırıklarına neden oldukları, etmoid kemikte kafa tabanı ile ilişkili kırığa neden olmaları sebebiyle katılanın hayati tehlike geçirmesine, yüzün sol tarafında atrofi ve sol göz kapağında minimal hareket bozukluğu oluşması sebebiyle yüzünde sabit iz ve hayat fonksiyonlarına etkisi ağır (6) derecede kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaraladıkları anlaşılmıştır. Mahkemece, katılan ve sanıklar arasında önceye dayalı husumetin bulunmaması, olayın ani olarak gelişmesi, herhangi bölgenin hedef alınması suretiyle eylemlerin gerçekleşmemesi, sanıkların eylemlerine devam etme imkânları varken devam etmemeleri gözetilerek sanıkların kasıtlarının öldürmeye değil yaralamaya yönelik olduğunun tespit ve kabulü ile buna göre uygulama yapıldığı belirlenmiştir.

    2. Sanıkların üzerlerine atılı suçlamaları tevil yoluyla ikrar ettikleri belirlenmiştir.

    3. Katılan, her aşamada oluşa ilişkin istikrarlı anlatımlarda bulunmuştur.

    4. Sanıkların eylemleri neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak; Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı ... Adlî Tıp Şube Müdürlüğü tarafından tanzim olunan, 30.09.2015 tarihli;
    "Şube Müdürlüğümüzde 28.09.2015 tarihinde yapılan muayenesinde; 29.08.2014 tarihinde darp sonucu yaralandığını, sol elmacık kemiğindeki kırık nedeniyle yüzde sol tarafta çökme meydana geldiğini, halen sol gözde kasılma, çenede ... şikayetleri bulunduğunu beyan eden şahsın fizik bakısında; kafada sol temporopariyetal bölge bileşkesinde 4 cm.'lik skar dokusu oluştuğu, yüzde sol elmacık kemik bölgesi üzerinde belirgin bir çökme-şekil bozukluğu tespit edilmemekle birlikte dikkatle bakıldığında kas atrofisine bağlı yüzün sol tarafında incelme bulunduğu görüldü, saptanan bu durumun; gün ışığında ve iyi aydınlatılmış bir ortamda, insanlar arası sözel diyalog mesafesinden (1-2 metre) ilk bakışta belirgin bir şekilde fark edilebilir nitelikte OLDUĞU düşünüldü, ayrıca göz açıp kapama hareketi sırasında ara sıra sol göz kapağının sağa göre 1 sn. kadar daha geç açıldığı gözlendi, saptanan bu durumun; gün ışığında ve iyi aydınlatılmış bir ortamda, insanlar arası sözel diyalog mesafesinden (1-2 metre) ilk bakışta belirgin bir şekilde fark edilebilir nitelikte OLDUĞU düşünüldü,
    çene hareketlerinde ... dışında başkaca bir şikayet traiflenmedi, çene hareketlerinde kısıtlılık gözlenmedi,"
    Şeklinde tespitlere yer verilmesini müteakip;
    "Kafa tabanı ile ilişkili etmoid kemik kırığına, yüzde sol tarafta çoklu kemik kırıklarına neden olan künt travmatik yaralanması;
    1. Etmoid kemikte kafa tabanı ile ilişkili kırığa neden olması sebebiyle, şahsın yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden OLDUĞU,
    2. Kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte HAFİF OLMADIĞI,
    3. Vücuttaki kemik çıkık ve kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi Hafif (1), Orta (2-3) ve Ağır (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında ve birden fazla kırık olması nedeni ile skorlama yapılarak; şahısta saptanan kırıkların müştereken; hayat fonksiyonlarını AĞIR (6) derecede etkileyecek nitelikte OLDUĞU,
    4. Yüz sınırları dahilindeki kırıkların iyileşme sürecinde yüzün sol tarafında atrofi ve sol göz kapağında minimal hareket bozukluğu oluşması sebebiyle, mevcut durumun yüzde sabit iz niteliğinde OLDUĞU,
    5. Şahsın duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ya da yitirilmesine neden OLMADIĞI,
    6. Konuşmada sürekli zorluk ya da konuşma yeteneğinin kaybına yol AÇMADIĞI,
    7. Çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına neden OLMADIĞI,
    8. Kişinin iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine neden OLMADIĞI"
    Görüşlerini içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.

    5. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiştir.
    IV. GEREKÇE
    A. Adlî Muayene Raporu Yönünden
    Adlî muayene raporları arasında çelişki durumunun, aynı düzeydeki kurumlar tarafından tanzim olunan raporlar arasında aynı konuda farklı görüşler açıklanması durumunda söz konusu olacağı, sanıkları hakkında kurulan hükümlere esas alınan Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı ... Adlî Tıp Şube Müdürlüğü tarafından tanzim olunan, 30.09.2015 tarihli raporun, adlî tıp kriterleri ve Dairemizin yerleşik içtihatları ile kabul edilen, yüzde sabit iz yönünden rapor tanzimi için suç tarihi üzerinden geçmesi gereken asgari 6 aylık sürenin geçmesini müteakip ve ilgilinin fizikî muayenesi yapılarak tanzim edildiği, kaldı ki söz konusu raporun Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmı ile de denetimden geçtiği ve hükme esas alınmasına engel bir durumun bulunmadığı belirlenmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

    B. İştirak Yönünden
    Katılanın her aşamada istikrarlı anlatımlarına göre her iki sanığın da katılana vurduğu ve sanıkların da katılana elleriyle vurduklarını beyan ettikleri anlaşılmakla her iki sanığın da aynı suçu işleme iradesi altında fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek yargılama konusu suçları, 5237 sayılı Kanun'un 37 nci maddesinin birinci fıkrası anlamında iştirak hâlinde işledikleri ve Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmı ile de sanıkların eylemlerini bu şekilde gerçekleştirdiklerinin tespit edildiği ve hükümlerin bu sebeple bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

    C. Temel Ceza Yönünden
    Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmı ile; sanıkların birden fazla nitelikle hâl ihlâline neden olacak şekilde işledikleri olayda, 5237 sayılı Kanun'un 61 inci maddesinde yer verilen, suçun işleniş biçimi, sanıkların kasıtlarının yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı gibi ölçütler ile aynı Kanun'un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına belirtilen "cezada orantılılık ilkesi" dikkate alınarak sanıklar hakkında belirlenen temel cezanın sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerektiğine işaret edildiği ve Mahkemece mezkûr bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereğinin yerine getirildiği belirlenmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

    D. Hesap Hatası Yönünden
    Sanıklar hakkında kurulan hükümlerde, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (e) bendine göre belirlenen "4 yıl 6 ay" hapis cezalarının, aynı Kanun'un 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentleri uyarınca bir (1) kat artırımları ile belirlenmesi gereken ceza miktarları "8 yıl 12 ay" hapis cezaları iken hesap hatası neticesinde "12 yıl 18 ay" hapis cezaları olarak tespiti, yine bu miktar üzerinden 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca (1/4) oranında haksız tahrik indirimleri uygulandığında hükmedilmesi gereken ceza miktarları "6 yıl 9 ay" hapis cezaları iken hesap hatası neticesinde "10 yıl 1 ay 15 gün" hapis cezaları olarak belirlenmesi ve bu miktar üzerinden 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca (1/6) oranında takdiri indirim nedenleri uygulandığında belirlenmesi gereken ceza miktarları "5 yıl 7 ay 15 gün" hapis cezaları iken hesap hatası neticesinde "8 yıl 5 ay 7 gün" hapis cezaları olarak tespiti suretiyle sanıklar hakkında fazla ceza tayinleri hukuka aykırı bulunmuş olup bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

    E. Haksız Tahrik Yönünden
    Mahkemece, ilk haksız hareketin kimden geldiğinin kesin olarak belirlenememesi sebebiyle şüpheden sanık yararlanır ilkesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 22.10.2002 tarihli ve 2002/4-238 Esas, 2002/367 Karar sayılı içtihadı ile Yargıtay Ceza Dairelerinin bu kararla uyumlu yerleşik ve süreklilik gösteren uygulamaları ile uyumlu şekilde sanıklar hakkında kurulan hükümlerde 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği asgari oranda (1/4) haksız tahrik indirimi uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    F. Vesaire Yönünden
    Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıflarının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.


    V. KARAR
    Gerekçe bölümünde yer alan (D) paragrafında açıklanan nedenle ... 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.01.2021 tarihli ve 2019/423 Esas, 2021/12 Karar sayılı kararına yönelik sanıklar müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkralarında 5237 sayılı Kanun'un 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentlerinin uygulandığı paragraflarda yer alan "12 yıl 18 ay" ibarelerinin hükümlerden çıkarılması ve yerlerine "8 yıl 12 ay" ibarelerinin eklenmesi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının uygulandığı paragraflarda yer alan "10 yıl 1 ay 15 gün" ibarelerinin hükümlerden çıkarılması ve yerlerine "6 yıl 9 ay" ibarelerinin eklenmesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrasının uygulandığı paragraflarda yer alan "8 yıl 5 ay 7 gün" ibarelerinin hükümlerden çıkarılması ve yerlerine "5 yıl 7 ay 15 gün" ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    13.06.2022 tarihinde karar verildi.




    Hemen Ara