Esas No: 2021/2130
Karar No: 2022/1475
Karar Tarihi: 03.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2130 Esas 2022/1475 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2130 E. , 2022/1475 K.Özet:
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin verdiği ve Hukuk Dairesi tarafından karar düzeltme istemine rağmen onanan karar, davalının sahip olduğu üç adet çek nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, asıl alacağın %40 oranında hesaplanan tutarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir. Ancak Yargıtay'ın bozma kararı sonrasında, iade faturası yönünden davalı yararına hak oluştuğu belirtilerek, önceki kararın kaldırılarak hükmün davalı lehine bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri belirtilmemiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 05.05.2016 gün ve 2014/438 - 2016/875 sayılı kararı onayan Daire'nin 25.11.2020 gün ve 2020/3404 - 2020/5415 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı ile aralarındaki LPG İstasyon Bayilik Sözleşmesi uyarınca otogaz satın aldığını, bu kapsamda davalıya teminat maksadıyla toplam miktarı 175.000,00 TL olan 3 adet çekin verildiğini, davalıdan 132.074,40 TL tutarında otogaz satın alındığını, her ne kadar davalı tarafından müvekkiline 31.03.2006 tarihli 10.900,23 TL ve 8.611,28 TL bedelli 2 adet fatura gönderilmiş ise de, bu faturalara konu malların teslim edilmediğini, ayrıca müvekkili tarafından 40.150,00 TL bedelli fatura konusu malın da fatura düzenlenerek iade edildiğini ve sonuçta yapılan ödemelerle birlikte davalıya her hangi bir borcunun kalmadığını, ancak davalının teminat çeklerine dayanarak müvekkili aleyhine icra takipleri başlattığını belirterek söz konusu icra takipleri nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, davanın kısmen kabulü ile, dava konusu 3 adet çek bedeli olan toplam 175.000,00 TL'lik asıl alacağın 157.065,23 TL sinden davacının borçlu olmadığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, asıl alacağın %40 oranında hesaplanan 62.826,09TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Davalı vekili bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dava, taraflar arasında düzenlenen LPG istasyonu bayilik sözleşmesi çerçevesinde davacı tarafından davalıya verilen üç adet çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında bayilik sözleşmesi uyarınca davalıya toplam miktarı 175.000 TL olan 3 adet çek verildiği, davacının davalıdan 151.651,89 TL'lik mal aldığı, karşılığında 93.567,24 TL ödemede bulunduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık 31.03.2006 tarihli 10.900,23 TL, 8.611,28 TL bedelli iki adet irsaliyeli fatura ve davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş 40.150.-TL bedelli iade faturasından kaynaklanmaktadır.
Mahkemece, ilk kararında davacının davalı adına düzenlemiş olduğu 40.150.- TL iade faturası kabul edilmemiş ve davalının düzenlemiş olduğu 31.03.2006 tarihli 10.900,23 TL ve 8.611,28 TL bedelli iki adet irsaliyeli faturalar nedeniyle davacının davalıya 58.084,65 TL borcu kaldığı gerekçesiyle davaya konu 3 adet çekten dolayı davacının davalıya 116.915,35 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 04.11.2013 tarihli 2013/8929 E. 2013/17189 K. sayılı ilamı ile davacının sair temyiz itirazlarının reddi ile 31/03/2006 tarihli ve yukarıda miktarları yazılı 2 adet irsaliyeli fatura altında teslim alan imzası bulunmadığı, davacı bu faturalar kapsamındaki malları teslim almadığını iddia ettiğine göre malların teslim edildiğini ispat külfeti davalı alacaklıda olup, bu hususun yazılı delille kanıtlanması gerektiği, zira belirtilen faturalar davacı defterinde kayıtlı olmayıp tek başına fatura düzenlenmesinin mal teslimini kanıtlamaya yeterli olmadığı, mahkemece bu yönler üzerinde durulup araştırma inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak bozma kapsamındaki faturalara konu malların davacıya teslim edildiği, davacı tarafından alınan 151.651,89 TL mal bedeline karşılık yapılan 93.567,24 TL'lik ödeme ile 40.150,00TL'lik iade faturası bedeli mahsup edildiğinde davacının bakiye 17.934,65 TL davalıya borcunun kaldığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece bozma öncesi 40.150,00TL'lik iade faturası kabul edilmeyerek borçtan düşülmemiş olup bozma konusu da yapılmıştır. Ancak bozma sonrası verilen kararda bu fatura miktarı davalının alacağından mahsup edilerek hüküm kurulmuştur. Bozma kararının kapsamı dışında olan kısımların kesinleşmesi ile bozma kararına uyan mahkemece kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılarak karar verilmesi mümkün olmayıp bozma kararının kapsam ve şekline göre iade faturası yönünden davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Mahkemece bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle, Dairemizin 25.11.2020 tarihli 2020/3404 E. 2020/5415 K. Sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün davalı lehine bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 25.11.2020 tarihli 2020/3404 E. 2020/5415 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün davalı lehine BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyene iadesine, 03/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.