Esas No: 2020/7763
Karar No: 2022/1490
Karar Tarihi: 03.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7763 Esas 2022/1490 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7763 E. , 2022/1490 K.Özet:
Davacı, Almanya'da çalışırken sigorta primlerinin geri alınmasını içeren bir form imzaladı ve Türkiye'ye döndüğünde bu primlerin T.C. Merkez Bankası'na yollandığını öğrendi. Davacı bankaya yazı yazarak parasının gelip gelmediğini sordu ve gelen yanıtta parasının geldiği, ancak ödeme belgelerindeki imzanın kendisine ait olmadığı belirtildi. Davacı parasının işçi dövizlerine uygulanan en yüksek faiz ile birlikte tahsil edilmesini talep ederek dava açtı. Mahkeme, davacının haklı olduğuna karar vererek davalı T.C. Merkez Bankası A.Ş.'den alacağın ödenmesine hükmetti. Temyiz edilen kararı Yargıtay onayladı.
Kanun Maddeleri:
- 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi (kamu bankalarının DM bazındaki bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranı)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 23.12.2019 tarih ve 2015/202 E. - 2019/1054 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı T.C. Merkez Bankası A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Almanya'da çalışan müvekkilinin Türkiye'ye geri dönüşü sonunda iş akdine son verildiğini ve işten ayrılmasından sonra Almanya Sigorta Kurumu nezdinde birtakım belgeler imzaladığını, bunlar arasında sigorta primlerinin geri alınmasını içeren bir formun da bulunduğunu, müvekkilinin Almanca bilmediğini ve imzaladığı form içeriklerinin mahiyetini bilmeden imzaladığını, emeklilik işlemleri sürecinde yurtdışı çalışmalarını içeren sigorta primlerinin T.C. Merkez Bankası'na yollandığını öğrendiğini, müvekkilinin bu durumu öğrenir öğrenmez 25.11.2009 tarihinde T.C. Merkez Bankası'na yazı yazdığını, gelen yazı cevabında, sigorta primlerini içeren parasının 28.12.1984 tarihinde geldiğinin ve 25.369.- Alman Markı sigorta parasının ...Şubesi'nden çekildiğinin bildirildiğini ancak ödeme belgelerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, imza incelemesi neticesinde bu durumun ortaya çıkacağını, müvekkili parasının 28.12.1984 tarihinde geldiğinin davalı T.C. Merkez Bankası'nın kabulünde olduğunu fakat müvekkiline bu paranın bankaya geldiğine ilişkin hiçbir haber verilmediğini ileri sürerek, 12.970.- EURO'nun tahsil tarihindeki kur üzerinden 28.12.1984 tarihinden itibaren işçi dövizlerine uygulanan en yüksek faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetki, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın esası yönünden ise Almanya Sigorta Kurumundan davacı adına havale edilen 25.369.- DM'lik tutarın müvekkili bankanın 28.12.1984 tarihinde davacı adına kredi mektuplu döviz tevdiyat hesabına alındığını, dava konusu tutarın faizleriyle birlikte davacıya ait hesaptan tamamen çekildiğini, davacı tarafın kendi iddiasına göre uzun yıllar bekleyip böyle bir talepte bulunmasının MK'nın 2. maddesi anlamında objektif iyi niyet kurallarına aykırı bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davalı bankanın müşterisi olduğu, davacının Almanya'da işçi olarak çalıştığı sürede Almanya Sigorta Kurumu tarafından tahakkuk ettirilen sigorta primlerinin yurda kesin dönüş yapacağından TCMB'ye gönderilmesini talep ettiği, bunun üzerine Almanya Sigorta Kurumu tarafından mevduatın TCMB'ye gönderildiği ve 25.369.- DM'lik kredi mektuplu döviz tevdiat hesabı açıldığı ancak döviz havalesinin gelişi, kredi mektubu düzenlenmesi ve kredi mektuplu döviz tevdiat hesabının açılması ile ilgili olarak davalı banka tarafından davacıya bir bildirim yapılmadığı, davacının 26/11/2009 tarihinde davaya konu alacağının akıbetini sorduğu, davalı banka tarafından davaya konu alacağın 06/02/1985 tarihinde ...Şubesi tarafından davacıya ödendiğine ilişkin bilgi verildiği ancak davacının ödeme dekontundaki imzanın kendisine ait olmadığını, parayı çekmediğini belirttiğinin anlaşıldığı, imzanın davacının eli ürünü olup olmadığına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosyanın grafalog bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi raporunda 06/02/1985 tarihli SUŞ (tediye dekontu) üzerindeki ... adına atılan imzaların, ...'in eli ürünü olmadığı, benzetilerek atıldığının belirtildiği, bozma ilamında 06/02/1985 tarihinde para çekilerek kapatılan hesabın 24.12.1990 tarihinde tekrar kapatılmasının hangi nedene dayandığı hususunun aydınlatılması gerektiğinin belirtildiği, bu yönden yapılan incelemede 24.12.1990 tarihinde para çekildiği belirtilen hesabın davaya konu 058254 numaralı hesap ile bir ilgisinin bulunmadığı, bu hesabın davaya konu hesap dışında başka bir hesap olduğu, yani aynı kişiye ait iki ayrı hesap olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar davalı tarafından davacının hesaptan çekilen paraya ilişkin icazetinin olduğu/tediye makbuzunun bulunduğu yönünde davanın reddi talep edilmişse de, hesaptan çekilen paraya icazet verilebilmesi için davacının öncelikle o hesabın varlığından haberdar olması, haberdar olduğu hesabın işlek bir hesap olması ve bu hesaptan çekilen paradan bilgisi olduğu halde yapılan işlemlere bilerek ve isteyerek ses çıkarmamış olması gerektiği ancak davacının davaya konu hesaptan haberdar olmadığı, hesaptan bir kez para çekilerek hesabın kapatılmış olduğu ve imzanın da davacının eli ürünü olmadığı anlaşıldığından icazetin varlığının mümkün olmadığının anlaşıldığı, davacının davasında haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile; davalı T.C. Merkez Bankası A.Ş. ...Kambiyo Şubesi'ne karşı açılan davanın davalının husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Merkez Bankası A.Ş. yönünden davanın kabulü ile 25.369.- DM asıl alacağın 06/02/1985 tarihinden, 01/01/1999 tarihine kadar 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi kapsamında kamu bankalarının DM bazındaki bir yıllık mevduata uygulamış oldukları en yüksek faiz oranı ile, 01/01/1999 tarihinden itibaren ise aynı asıl alacağın dönüşüm kuru 1,95533 üzerinden 25.369.- DM karşılığı 12.974,28 EURO asıl alacağın yine 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi kapsamında kamu bankalarının DM bazındaki bir yıllık mevduata uygulamış oldukları en yüksek faiz oranı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı T.C. Merkez Bankası A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı T.C. Merkez Bankası A.Ş. vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı T.C. Merkez Bankası A.Ş. vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davalı T.C. Merkez Bankası A.Ş. harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 03/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
12.970,00 Euro'nun 28.12.1984 tarihinden itibaren işçi dövizlerine uygulanan en yüksek faizi ile tahsiline karar verilmesi istemi ile açılan davada, yerel mahkemenin 12.02.2014 tarih ve 2013/377 esas, 2014/19 karar sayılı kararı ile 4.800,52 TL asıl alacak ve 35.690,49 TL faiz olmak üzere toplam 40.761,01 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Dairenin 2014/9925-17800 sayı 18.11.2014 tarihli kararı ile davacının temyiz istemi süre yönünden red edilerek karar davalı yararına bozulmuş, yerel mahkemece bozma ilamına uyularak 2015/202 esas 2019/1054 karar sayılı ve 23.12.2019 tarihli kararla davacı alacağına bu kez yabancı para (DM+Euro) üzerinden hükmedilmiştir.
Davalı T.C. Merkez Bankası A.Ş.'nin temyiz itirazları çoğunluk görüşü doğrultusunda red edilerek yerel mahkeme kararı onanmıştır.
Sayın çoğunluğun onama gerekçesine katılamıyorum.
Yargıtayca " bir kararın bozulması ve mahkemenin bozma kararına uyması halinde, bozulan kararın bozma sebeplerinin şumulü dışında kalmış cihetlerinin kesinleşmiş sayılması, davaların uzamasını önlemek maksadıyla kabul edilmiş çok önemli bir usul hükmüdür. O konunun bozma sebebi sayılmamış ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemenin uymuş olması, taraflardan birisi lehine usuli bir müktesep hak meydana getirir ki, bu hakkı ne mahkeme, ne de Yargıtay halele uğratabilir. Zira, usuli müktesep hakkın tanınması amme intizami düşüncesiyle, kabul edilmiş esastır. ( 4.2.1959 gün ve 13/5 sayılı İ.B.K.)
Somut uyuşmazlıkta, davacı alacağının yabancı para cinsinden tahsili istemi ile açılan davada yerel mahkemece 12.02.2014 tarihli karar ile davanın TL cinsinden kabulü ve bu hususun bozma dışında bırakılarak kesinleşmesi ile artık davalı yararına usuli müktesep hak doğmuştur.
Bu halde bozma ilamına uyan yerel mahkemece davacı alacağına TL cinsinden hükmedilmesi gerekirken 23.12.2019 tarihli temyiz incelemesine konu kararla yabancı para cinsinden alacağa hükmedilmesi usuli kazanılmış hak kurallarının ihlali olup bu hususun kamu intizamından olması nedeniyle temyiz incelemesi sırasında re'sen dikkate alınması gerekmektedir.
Açıklanan nedenle yerel mahkeme kararının bozulması gerekirken yazılı gerekçe ile onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.