213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/3807 Esas 2016/5050 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/3807
Karar No: 2016/5050
Karar Tarihi: 08.06.2016

213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/3807 Esas 2016/5050 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, sanığın 2006 yılındaki sahte fatura düzenlemek suçundan beraat ettiği, ancak 2004 ve 2005 yıllarındaki sahte fatura düzenlemek ile defter ve belgeleri gizlemek suçlarından mahkum olduğu belirtilmiştir. Sanığın temyiz itirazları incelenirken, suçun işlendiği yıla göre uygulanması gereken ceza yasası maddeleri ve dava zamanaşımı süresi önem arz etmiştir. Bu kapsamda, sanığın 2004 yılındaki suçundan dolayı cezalandırılmasına karar verilmiş ancak suçun yasaların belirlediği ceza sınırları ve türü itibariyle zamanaşımına uğramış olduğundan ve sanık lehine yürürlükte bulunan TCK'nın ilgili maddeleri dikkate alınarak cezai yaptırım uygulanamayacağı belirtilmiştir. Kararda ayrıca, sanık hakkında kasten işlenen bir suç nedeniyle TCK'nın 53/1. maddesindeki yazılı hak yoksunluklarının uygulanmayışına dikkat çekilmiş ve Anayasa Mahkemesi'nin ilgili iptal kararı da nazara alınarak gerekli düzenlemenin infaz aşamasında göz önünde bulundurulması gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir:
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359/a-2 maddesi
- Türk Ceza Kanunu'nun 58. maddesi
- TCK'nın 53/1. maddesi
- TCK'nın 102/4 ve 104/2. maddeleri
- 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi
- 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2. maddeleri
- 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddesi
- 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi
21. Ceza Dairesi         2016/3807 E.  ,  2016/5050 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet
    HÜKÜM : 2004 ve 2005 yılları için: Mahkumiyet
    213 sayılı Yasa"nın 359/a-2 maddesi gereğince: Mahkumiyet
    2006 yılı için: Beraat

    I- Sanık hakkında "2006 takvim yılında sahte fatura düzenlemek" suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik incelemede;
    Elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
    II- Sanık hakkında "2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek" ile "defter ve belgeleri gizlemek" suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, TCK"nun 58. maddesinin uygulanmaması isabetsizliği aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamış, kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan 5237 sayılı TCK"nun 53/1. maddesindeki yazılı hak yoksunlukları sanık hakkında uygulanmamış ise de, Anayasa Mahkemesi"nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da nazara alınarak bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
    III- Sanık hakkında "2004 takvim yılında sahte fatura düzenlemek" suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemeye gelince;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “2004 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, 08.06.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.












    Hemen Ara