Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5262 Esas 2022/1671 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5262
Karar No: 2022/1671
Karar Tarihi: 09.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5262 Esas 2022/1671 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı şirket, davacı şirkete borçlu olduğu iddia edilen senedin ödenmediğini belirtirken, davacı şirket ise davalının kendisine borçlu olduğunu savunmuştur. İlk derece mahkemesi, davacının davalıdan alacaklı olmadığına karar vererek davanın reddine ve tazminata hükmetmiştir. Davacının istinaf başvurusu sonucu verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi, somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı göz önünde bulundurularak önceki kararın onanmasına karar vermiştir. Kararda HMK'nın 369/1. ve 371. maddeleri uyarınca uygulanması gerektirici nedenlerin olmadığı belirtilmiştir. Kararın bir örneği Bölge Adliye Mahkemesine gönderilirken, kalan temyiz ilam harcı, davacıdan alınacak ve karar oybirliğiyle kesinleşecek.
HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf talebinin esastan reddine, HMK'nın 355 ve 353/1-b-2 maddeleri uyarınca mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddi kararlaştırılmıştır. Son olarak, kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca onanmasına ve HMK'nın 372. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
11. Hukuk Dairesi         2020/5262 E.  ,  2022/1671 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Osmaneli Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 18.01.2017 tarih ve 2014/147 E- 2017/12 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 06.03.2020 tarih ve 2017/4196 E- 2020/594 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 08.03.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı aleyhine Osmaneli İcra Müdürlüğü'nün 2014/265 esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının borçlarını ödemediğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, davacının kefil sıfatıyla imzaladığı 400.000,00 TL bedelli senedi cari hesaba ödemiş gibi kaydettiğini, oysa bu senedin ödenmediğini, müvekkilinin cari hesap özetine göre 160.900,00 TL alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından 400.000,00 TL bedelli senedin usulsüz olarak ticari kayıtlarında yer aldığı, taraf defterleri arasındaki mutabakatsızlığın nedeninin 400.000,00 TL bedelli senedin kaydından kaynaklandığı, davacının, davalıdan alacaklı olmadığı, aksine davalının, davacıdan 160.900,00 TL alacaklı olduğu gerekçeleriyle davanın reddine ve %20 oranında davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince; davacı şirket ortakları tarafından davalı şirket lehine düzenlenen 400.000,00 TL bedelli bononun davacı şirket defterlerine davalı borcu olarak usulsüz olarak kaydedildiği, bu kaydın yapılması sonunda ise davacının davalıdan 239.100,00 TL alacaklı hale geldiği, oysa bu kayıt yapılmamış olsaydı davacının, davalıya 160.900,00 TL borçlu duruma düşeceği, davacı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı, istinaf sebepleri ile bağlı olarak inceleme yapıldığından davacı aleyhine hükmedilen kötüniyet tazminatıyla ilgili olarak bir değerlendirme yapılmadığı, ancak, dava nispi harca tabi davalardan olmakla birlikte dava reddedildiğinden Harçlar Kanunu uyarınca maktu harç alınmasıyla yetinilmesi gerekirken davacı aleyhine nispi harca hükmedilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup HMK'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf talebinin HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, HMK'nun 355 ve 353/1-b-2 maddeleri uyarınca mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara