Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/1954 Esas 2013/5699 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1954
Karar No: 2013/5699
Karar Tarihi: 02.04.2013

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/1954 Esas 2013/5699 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2013/1954 E.  ,  2013/5699 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen davalı vekili ile hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, Rekabet Kurumu"nun kararı ile intifa ve benzer etkiye sahip diğer sözleşmelerin 5 yılı aşan süreler ile yapılması halinde muafiyet koşullarının ortadan kalkacağının ilan edildiğini, bu kapsamda davacının bayisi olan davalının taşınmazı üzerindeki intifa hakkının 11.881,94 TL harç ödenerek terkin edildiğini, Harçlar Kanunu 58.maddesi gereğince bu harçtan davalının sorumlu olduğunu, ayrıca akaryakıt istasyonunda taraflar arasındaki sözleşmeler ve bağlı protokoller gereğince aradaki dikey anlaşmanın intifa süresi sonuna kadar devam edeceğine inanılarak istasyon, zemin betonu, istasyon bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmamak üzere mütemmim cüz niteliğinde yapıların davacı tarafından karşılandığını, belirtilen kalemlerin geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmının amortisman uygulanarak güncellenmiş değeri olan 13.917,18 TL"nin iktisap tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV"si ile ödenen harç miktarı olan 11.881,94 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, mahkemenin yetkili olmadığını, taraflar arasında ilk olarak 02/03/1999 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, intifa hakkının da bu sözleşmeye dayanarak kurulduğunu, ikinci sözleşmenin yeni esaslar getirmediğini, ilk sözleşmenin devamı niteliğinde olduğunu, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 02/03/1999 tarihinde imzalanması nedeniyle Rekabet Kurulu kararına göre 18/09/2010 tarihinden itibaren grup muafiyetinin uygulanamayacağını, davalının feshinin bu sebebe dayanması nedeniyle davacının tazminat taleplerinin haksız olduğunu, davacı tarafından davalının işlettiği akaryakıt istasyonuna herhangi bir yatırım yapılmadığını, intifa hakkının davacı lehine tesis edilmesi nedeniyle ödenen harçlardan ve sair giderlerden davacının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece toplanan delilere ve benimsen bilirkişi raporuna göre, tarafların ilk olarak 1999 yılında davalıya ait taşınmaz üzerinde petrol dağıtım işlerinin yapılması için sözleşme yaptıkları, bu sözleşmeye istinaden davacı şirket lehine 15 yıl süre ile intifa hakkının tesis edildiği, intifa hakkının 2014 yılında sona ereceği, ancak Rekabet Kurumu kararı gereğince davacının intifa hakkını terkin ettirdiği, intifa hakkının tapudan terkini işleminin taşınmazın ve taşınmazın malikinin lehinde olduğu, tapu mevzuatı uyarınca bu terkin harcından davalının sorumlu olduğu, her nekadar davacı taşınmaza yaptığı istasyon binası, zemin betonu gibi inşaatların binanın mütemmim cüzü olduğu ve sözleşmenin erken sonlandırılması nedeni ile yapılan masraflardan kalan kısım için kendilerine denkleştirici adalet ilkesi gereğince ödeme yapılmasını talep etmişler ise de taraflar arasında geçerli olan sözleşmenin süresi, bir kısım ekipmanların davalıya teslimine dair belgeler, davacının yaptığı işlemlere ait olan ve iadesini talep ettiği değerlere ilişkin delil sunulmaması ve yasal süresi içerisinde de bilirkişi raporuna itiraz edilmemesi nedeni ile davacının bu kısma ilişkin davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 11.881,94 TL terkin harcının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz dilekçesinin HUMK"nun 433.maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre içinde düzenlenmediğinden davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin süre yönünden reddine,
    2-Davacı temyizine gelince, davacı bilirkişi raporuna itirazında raporda tarafların yanlış gösterildiğini, defterlerin kendisine ait defterler olmadığını, raporun dosyaya uygun düzenlenmediğini bildirmiştir. Mahkeme bilirkişi raporuna itirazı kabul etmeyerek bu rapora istinaden hüküm tesis etmiş ise de 23/12/2011 havale tarihli raporda davacı olarak "BP Petrolleri AŞ" gösterildiği, raporun 2.sayfasında "BP Petrolleri AŞ"nin defterlerinin incelenmesi" başlığı altında incelemeye yer verildiği, bu tespitlerin dosya içeriğine ve belgelere uygun olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına uygun düşmeyen bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulamaz. Mahkemece davacı itirazlarının incelenmesi yönünden yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının katılma yoluyla temyiz isteminin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara