Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7086 Esas 2022/1734 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7086
Karar No: 2022/1734
Karar Tarihi: 10.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7086 Esas 2022/1734 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı TELÖREN marka adı ile kuyumculuk faaliyetinde bulunmaktadır ve markası tescillidir. Davalı da TELÖREN marka adını kullanmaktadır. Davacı, davalının ticari unvan ve işletme adından TELÖREN ibaresinin kaldırılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, davacının davanın açılmasından sonra uzun süre sessiz kaldığı, davalının markayı 22 yıldır kullandığı ve bu kullanımın marka haklarına tecavüz etmekten uzak olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Bölge adliye mahkemesi de bu kararı onamıştır. Kanun maddeleri: HMK 353/1-b.1, HMK 370/1, HMK 372.
11. Hukuk Dairesi         2020/7086 E.  ,  2022/1734 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10.05.2018 tarih ve 2017/58 E- 2018/599 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 10.07.2020 tarih ve 2019/237 E- 2020/619 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin "TELÖREN" markasını Türkiye’de kullanmaya yetkili kişi olduğunu, Türk Patent Enstitüsünce 2015-14451 nolu marka tescil belgesinin bulunduğunu; ancak müvekkilinin "TELÖREN" marka adında tek yetkili firma olarak kuyumculuk faaliyetinde markalı ürünlerin satımında yetkili olmasına rağmen, müvekkilinin iş yerinin bulunduğu aynı caddede "TELÖREN" marka adını kullanarak, marka adını herhangi bir yetki sözleşmesi veya yasal bir gerekçe olmaksızın, davalı tarafından haksız olarak kullanıldığını, davalı tarafa ihtarname gönderilmesine rağmen marka hakkına tecavüzünün devam ettiğini ileri sürerek, davalının ticaret unvanı ve işletme adından "TELÖREN" ibaresinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı ile davalının kardeş olduklarını, murisleri ve babaları ...'nın uzun yıllar Sivas İlinde, ağırlıklı olarak gümüş üzerine faaliyette bulunduğunu ve kuyumculuk mesleğini icra ettiğini, telkare denilen ve çok küçük gümüş tel parçalarının birleştirilmesi ile oluşturulan ziynet ve gümüş eşyaların yapımında öncü olduğunu, kendisine "TELÖREN" sıfatının verildiğini, muris ...'nın kendisine uygun görülen bu sıfatı iş yerinin adı olarak da kullandığını ve "Telören Gümüş" olarak da tanındığını, sağlığında davacı ile çok sayıda sıkıntı yaşayan murisin, ölene kadar davacı ile görüşmediğini, muris ...'nın davalı ile birlikte ticaret yaptığını, davalının da babası ...'ya izafeten "TURAN TELÖREN " markasını kullandığını, muris ...'nın kendisine ait olan "TELÖREN" lakap ve ismini ve tüm menkul ve gayrimenkullerini Sivas 1. Noterliği'nin 06/11/2012 tarihli ölünceye kadar bakım sözleşmesi -vasiyetname ile kızı davalıya bıraktığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı TELÖREN marka adı ile kuyumculuk faaliyetinde bulunduğunu, TELÖREN tanınmış markasının sahibi olduğunu ve TPMK nezdinde 14451 numarası ile tanınmış marka olarak adına tescilinin yapıldığını, davalının davacının tanınmış markası ile aynı sınıfta ve hizmetlerde kullandığı TELÖREN markasını haksız ve izinsiz olarak kullandığı iddiası ile davalının ticari unvan ve işletme adından TELÖREN ibaresinin kaldırılmasını talep ettiği, dosya içersinde bulunan bilirkişi raporu ile de davacı markası ile davalı kullanımı arasında karıştırılma ihtimali yaratabilecek derecede benzerlik bulunduğu ve davalı kullanımına konu hizmetler ile davacı markasının kapsamındaki hizmetlerin aynı olduğu, davalının Telören Kuyumcu ismi ile 24/12/1993 tarihinde Sivas Esnaf ve Sanatkarlar siciline kayıt yaptırdığı , davalının 11/11/1994 tarihinde telören unvanı ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı aldığı, ... ve Kuyumculuk Derneğine Telören Kuyumculuk biçiminde kaydının bulunduğu, buna karşılık davacı markanın tescil başvurusunu 20/02/2015 tarihinde yaptığı, davalının kullanımının davacının marka tescil başvurusundan yaklaşık 22 yıl önce başladığı, bu nedenle 22 yıl sonra yapılan marka tescilinin 22 yıl önce başlayan kullanımı engellememesi gerektiği bu nedenle davalı kullanımının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yapmadığı, davalı ticaret unvanı ve işletme adının davanın açılmasından uzun süre önce kullanıldığı ve davacının da bu kullanımdan haberdar olduğu ancak markanın kullanılmasına karşı çıkmadığı, davacının davalı tarafa karşı 22 yıl sonra dava açtığı, bu kadar süre sonra dava açılmasının susma suretiyle hak kaybı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davalı kullanımının davacının marka hakkına tecavüz etmediği gibi davalı ile haksız rekabet de yapmadığı, ihtilafta davalının ticaret unvanı ve işletme adından TELÖREN ibaresinin terkini koşullarının oluşmadığının bildirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalının davacının kardeşi olduğu ve ortak murislerinden gelen "Telören Kuyumcu" ismi ile 24/12/1993 tarihinde Sivas Esnaf ve Sanatkarlar siciline kayıt yaptırdığı, 11/11/1994 tarihinde "Telören" unvanı ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı aldığı, ... ve Kuyumculuk Derneğine "Telören Kuyumculuk" ibaresiyle kaydının bulunduğu, buna karşılık davacının marka tescil başvurusunu 20/02/2015 tarihinde yaptığı, davalının kullanımının, davacının marka tescil başvurusundan yaklaşık 22 yıl önce başladığı, bu nedenle davacının marka tescilinin, 22 yıl önce başlayan davalı kullanımını engellememesi gerektiği, davalının ticaret unvanının ve işletme adının, davanın açılmasından uzun süre önce kullanıldığı ve davacının da bu kullanımdan haberdar olduğu, ancak markanın kullanılmasına karşı çıkmadığı, davacının davalı tarafa karşı 22 yıl sonra açtığı bu davanın sessiz kalma suretiyle hak kaybı nedeniyle reddinin gerektiği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara