Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/8439 Esas 2016/5004 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8439
Karar No: 2016/5004
Karar Tarihi: 07.06.2016

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/8439 Esas 2016/5004 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada sanık, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum edilmiştir. Ancak Yargıtay'ın bir kararına göre, hakim işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirlerken, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kusurunun ağırlığını ve amaç/saiki göz önünde bulundurarak takdir yetkisine sahiptir. Hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde gerekçeli bir şekilde açıklanması zorunludur. Ancak bu davadaki hükümde, sanığın suç ile doğrudan bağlantılı olmayan bir sebepten dolayı alt sınırdan uzaklaşıldığı ve savunma hakkının da kısıtlandığı için bozulmuştur. Ayrıca, TCK'nın 53. maddesi ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararı da dikkate alınarak, hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak ise, 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi, Adalet ve Kanun Önünde Eşitlik İlkesi başlıklı 3/1. maddesi, Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK'nun 34, 230 ve 289. maddeleri, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddeleri sayılmıştır.
21. Ceza Dairesi         2015/8439 E.  ,  2016/5004 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-) Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 13.12.2012 gün ve 2010/10719 Esas, 2012/21659 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, "5237 sayılı TCK.nun 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve güttüğü amaç ve saikini göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK.nun “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hâkimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir. Ancak, Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK.nun 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerdeki ifadelerin tekrarı bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe değildir."
    Anılan Yargıtay kararında "sanığın işlediği suç ile doğrudan bağlantılı olmadığı halde sahte sürücü belgesi ile ticari araç kullandığından bahisle yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini" bozma nedeni yapılmış olup, bozmaya da uyulduğu halde gereği yerine getirilmeden, savunma hakkı da kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması
    Yasaya aykırı,
    2-) Kabul ve uygulamaya göre ise;
    T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
    Bozmayı gerektirmiş olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.06.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.







    Hemen Ara