Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8437 Esas 2022/2035 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8437
Karar No: 2022/2035
Karar Tarihi: 17.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8437 Esas 2022/2035 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, distribütörlük sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle doğan müspet ve menfi zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davacı yararına kısmen kabul edilen davanın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları reddedilmiş ve buna göre karar düzeltilerek onanmıştır. Hükümde belirtilen vekalet ücreti miktarları Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenmiştir. Kararın HUMK 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması kararlaştırılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/3 maddesi
- HUMK 438/7 maddesi
11. Hukuk Dairesi         2020/8437 E.  ,  2022/2035 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 22.10.2020 tarih ve 2019/214 E. - 2020/640 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, taraflar arasında 24/01/2007 tarihli hizmet sözleşmesi ile 03/08/2007 tarihli distribütörlük sözleşmesi imzalanmasına rağmen davalının distribütörlük sözleşmesine aykırı davranarak sözleşmeyi haksız biçimde fesh ettiğini, davacının bu nedenle müspet ve menfi zarara uğradığını ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL'nin haksız fesih tarihi olan 21/12/2009 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline istemiş, ıslah dilekçesi ile istemini 84.766,06 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, müvekkil şirketin davacıya gönderdiği bir fesih bildiriminin bulunmadığını, aksine tarafların ortak iradeleri ile fesih protokolü yaptığını, bu protokol ile de birbirlerini ibra ettiklerini, fesih protokolü öncesinde ticari ilişkiyi sonlandırma kararı alındıktan sonra, davacının sözleşme gereği elinde bulunan 70.746,25 TL değerindeki ürünleri 02/11/2009 tarihinde müvekkil şirkete iade ettiğini, 18/12/2009 tarihinde de müvekkil şirketteki cari hesabında bulunan borcun tamamını kapattığını, davacının tek taraflı fesih bildirimi iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının mal varlığına katmış olduğu araç ve demirbaşların bedelini talep etmesinin kötü niyetli olduğunu, taraflar arasındaki fesih protokolü bulunduğunu savunarak, davanın yetki ve esas yönünden reddini istemiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, kâr kaybının 3 ay üzerinden yapılması gerektiği, davacı şirketin 90 gün olarak hesaplanan kâr mahrumiyetine göre, davacı şirketin alacağının 26.137,63TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 26.137,63TL'nin 04/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dava, taraflar arasındaki 03.08.2007 tarihli distribütörlük sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle doğduğu iddia edilen müspet ve menfi zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 26.137,63 TL’nin tahsiline karar verilmiştir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3 hükmü gereğince maddi tazminat talepli davanın kısmen reddi durumunda karşı taraf vekili yararına hükmedilecek vekalet ücreti davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyecektir. Mahkemece hüküm fıkrasında davacı yararına 3.920,64 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş olup, davalı yararına 8.430,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine karar verilmiş olması doğru olmayıp kararın bu yönden bozulması gerekiyor ise de, anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK 438/7. maddesi hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile, kararın 2. fıkrasındaki ''8.430,80 TL'' ibaresinin çıkartılarak yerine "3.920,64 TL" ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekilde davacı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara