Esas No: 2020/2257
Karar No: 2022/2057
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2257 Esas 2022/2057 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/2257 E. , 2022/2057 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 13.02.2020 tarih ve 2019/715 E. - 2020/135 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi birleşen davada davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 15.03.2022 günü hazır bulunan davacılar-karşı davalılar vekili Av....ile davalılar-karşı davacılar vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerine ait şirketin merkezinin Almaya'da bulunduğunu ve Almaya'da üretilen emtianın Türkiye'de şube açılarak satışına karar verildiğini, bu şubenin ... Ticaret Sicil Memurluğunun 127518 sicil numarasında kayıt ettirilerek ilan edildiğini ve faaliyete geçirildiğini, şube müdürü olarak davalı ...'ın tayin edildiğinin ve ... Şubesi için tayin edilen bu davalının BK'nun 449.maddesi uyarınca ticari mümessil tayin edildiğini ve durumun ticaret sicilinde ilan edildiğini, yanlar arasında 20.01.1997 tarihli Sözleşme imzalandığını, Türkiye'de bulunan müşterilere ... Şubesi aracılığı ile teslim edilen malların bedellerinin şube aracılığı ile asıl şirkete aktarıldığının 1998 yılında 1.014.929,24 DM'lik satış gerçekleştirildiğini, satış bedellerinden 393.359,23.-DM'nin ... tarafından tahsil edildiği halde şirket merkezine aktarılmadığını ve ihtar edilmesine rağmen davalının bu sorumluğunu yerine getirmediğini, daha sonra yapılan araştırmada bu davalının diğer davalı şirketin münferit yetkili müdürü sıfatı ile faaliyet yürüttüğünün tespit edildiğini, davalının bu eylemenin haksız rekabet olduğunu, hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulduğunu beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100.000 DM'nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesi ile özetle; müvekkili Bener ile davacılar arasında sözleşme imzalandığını, ancak müvekkilinin iddia edildiği gibi ... Şubesinin ticari mümessili ve şube müdürü olmadığını, kendisine vekaletname verilerek işlemlerin yürütüldüğünü, davacıların Türkiye genelinde temsilcileri konumunda olduğunu, sözleşme uyarınca sabit giderlerin davacılar tarafından karşılanmasının ve komisyon ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin satış tutarlarının tamamını davacı şirketin hesaplarına aktardığını, davacıların herhangi bir alacağının bulunmadığını beyanla; asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, karşı davasında ise, davalılardan ... ile davacı arasında imzalanan temsilcilik sözleşmesinin 5.maddesinde "Temsilcinin Komisyonu" başlığı altında düzenlenen maddeye uygun olarak kazanılan komisyondan kesinti yapılamayacağının kararlaştırıldığını, ancak dönem sonu cari hesap kesiminde tüm uyarılara rağmen gönderilen sabit giderlerin tamamının hesaplanan komisyonlardan kesildiğini, sözleşmenin 5. maddesindeki düzenlemeye istinaden yıllık sabit giderlerin hesap dökümü neticesinde kesilmemesi gerekirken ...'ın davacı ile iş ilişkisinde bulunduğu 1997-1999 yılları arasında sözleşme ile kararlaştırılan komisyon alacaklarından cari hesap dökümü esnasında toplam 250.800 DM tutarındaki sabit giderlerden haksız yere kesinti yapıldığını, tüm yazışmaların sonuçsuz kaldığını, kesilen sabit giderler ile eksik ödenen komisyonlardan dolayı çok daha fazla alacak var ise de açılan davanın 100.000 DM olduğundan takas definde bulunduklarını beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100.000 DM alacağın takas edilmesine, 100.800 DM alacağın ise kesinti tarihinden dava tarihine kadar Merkez Bankası'nın Alman markına uyguladığı bir yıllık en yüksek mevduat faiz oranı ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 06.07.2001 tarihli ıslah dilekçesi ile özetle; karşı dava dilekçesi ile karşı tarafın açtığı alacak davasının değeri 100.000 DM olduğundan bu miktar için takas definde bulunduklarını, ayrıca fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak sabit giderlerden kaynaklanan alacağa ilişkin 150.800 DM kesintinin faizi ile birlikte tahsili talebi ile dava açtıklarını, 21.05.2001 tarihli dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında ise 150.800 DM'ın istenmesi gerekirken maddi hata yapılarak talep bölümünde belirttiklerinden farklı olarak hata ile 150.800 DM'lık karşı dava yerine 100.800 DM yazıldığını beyanla; karşılık dava değerinin 150.800 DM olarak ıslah edildiği beyan etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalı şirketin Münih-Almanya merkezli bir firma olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında 20.01.1997 tarihinde bir sözleşme akdedildiğini, anılan sözleşme ile müvekkilinin davalının Türkiye'deki şubesi ile ilgili yapacağı çalışmalar kapsamında kendisine ödeneceği kararlaştırılan sabit ücret ve davalı şirketin Türkiye'deki satışları üzerinden alacağı komisyon oranlarının belirlendiğini, sözleşmenin 21.01.2001 tarihinde davalı şirket tarafından feshedildiğini, taraflar arasında çeşitli mahkemelerde görülen davalar bulunduğunu, davalı şirketin ayrıca müvekkili aleyhine ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2001/261 Esas sayılı dosyası ile alacak davası ikame edildiğini, müvekkili tarafından da karşı dava açıldığını, müvekkilinin davalı şirketten alacaklı durumda olduğunun ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde anlaşıldığını beyanla; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkilinin sabit ücret ödemelerinden kaynaklanan alacaklarına ilişkin olarak ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2001/261 Esas sayılı dosyasında 100.800 DM kısmi talepte bulunulduğunu, işbu dava ile 1997 ve 1998 dönemine ilişkin 150.000 DM, 1999 ve 2000 yıllarına ilişkin de 250.800 DM olmak üzere davalı şirketten toplam 400.800 DM tutarında alacağı olması sebebiyle bu tutarın ticari faizi ile birlikte ödenmesi için ek dava niteliğindeki bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu ileri sürerek, sözleşmeden kaynaklı sabit ücret alacağının ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin 1876 yılından beri faaliyet gösteren Alman firması olduğunu, sektöründe lider olduğunu, 1997 yılında Türkiye'de bir şube kurmaya karar verildiğini, kuruluş öncesinde ileride kurulacak şubenin yetkilisi ile de bir sözleşme akdedildiğini, bu doğrultuda akdedilen sözleşmenin 1999 yılı itibari ile fiilen sona erdiğini, taraflar arasında akdedilmiş olan 20.01.1997 tarihli Sözleşme'nin 7. maddesi ile tahkim hususunun düzenlendiğini, tahkim şartının varlığı sebebi ile mahkememizin görevsiz olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, alacağın 150.800 DM'lık kısmının derdest olan ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2001/261 Esas sayılı dosyasından da talep edildiğini, talep edilen sabit ücretin sadece davacı temsilcisinin ücreti olmayıp, bunun dışında müvekkilinin Türkiye şubesinin bir kısım ofis giderlerine ve çalışanların bazı ödemelerini de kapsadığını, davacının bir alacağının bulunmadığını, 1999 yılının ilk çeyreğinden sonrasına ve 2000 yılına ilişkin olarak tazminat talebinin dayanağının bulunmadığını beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamına göre, asıl dava yönünden davacı ... GmbH&CO.KG tarafından davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne, 51.129,18 EURO'nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca EURO ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranı ile birlikte adı geçen davalıdan tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine, davacı ... GmbH&CO.KG ... Şubesince davalılar ... ve Mega Yapı İnşaat Limited Şirketi aleyhine açılan davanın reddine, davacı ... GmbH&CO.KG tarafından davalı ... Limited Şirketi aleyhine açılan davanın reddine, karşı davanın reddine, birlşen davada ise 1997-1999 dönemine ilişkin alacağın karşı davada dava konusu, asıl davada ise mahsup itirazına konu edilmesi karşısında birleşik dava konusu alacağın 2000 yılı Ocak ayından 15 Ocak 2001 arasındaki dönemine ilişkin olduğu, ibraz edilen 3. bilirkişi heyeti kök ve ek raporuna göre 12 ay 15 günlük dönem için davacının talep edebileceği alacağın 130.625 DM olduğu, DM'ın tedavülden kaldırıldığı 01.01.1999 tarihi itibari ile (1) Euro = 1.95583 DM olmakla 100.000 DM karşılığı davacının davalılardan 66.787,50 Euro'nun talep edilebileceği nazara alınarak, 66.787,50 EURO'nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca EURO ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranı ile birlikte adı geçen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı birleşen davada davalılar vekili temyiz etmiştir.
(1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, birleşen davada davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
(2) Davacı ... ile davalı ... Gmbh& CO.KG arasında akdedilen 20.01.1997 tarihli Anlaşma’nın 4. maddesinin (c) bendinde, Türkiye’deki mahalli harcamalar için masraf dökümleri olarak adlandırılan aylık bir ‘’sabit gider’’ tespit edilmiş ve bu meblağın davalının banka hesap numarasına 3 ayda bir havale edileceği, aylık bir bildirime tabi olmayacağı düzenlenmiş olup; davalı şirketin davacıya sabit gider ödemek şeklindeki edimi, 3’er aylık dönemlerde ifa edilmesi kararlaştırılan dönemsel edim niteliğinde olup, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147.maddesinin 1.bendine göre, “Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler” 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Bu itibarla zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu kabul edilerek bir değerlendirme yapılması gerekirken, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu ve bu sebeple 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğinden bahisle zamanaşımı definin reddi isabetli olmamış, hükmün temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak birleşen davada davalılara verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden birleşen davada davalılara iadesine, 17/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.